İSTANBUL (AA) (YSM) - Golan Tepeleri kararının yolsuzluk soruşturmalarıyla başı dertte olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun nisan ayında yapılacak seçimlerde elini güçlendireceğini belirten uzmanlar, ABD Başkanı Donald Trump'ın da attığı bu imza karşılığında savcı Mueller'in yürüttüğü seçimlere hile karıştırma soruşturmasından aklandığını bunun da Yahudi Lobisi'nin Washington'daki gücünü gösterdiğini savunuyor.
Trump kendi ülkesinde hukuki anlamda ciddi şekilde sıkışmış durumda. Dolayısıyla Trump, bu kararla İsrail içindeki sertlik yanlısı Yahudilerden seçimler için yolsuzluk soruşturmalarıyla başı dertte olan Netanyahu'ya destek sağlamaya çalışırken diğer yandan da ABD'deki Musevi lobisinin desteğini kendi üzerine çekmeyi amaçlıyor.
ABD'nin Golan Tepeleri'ni İsrail'in toprağı olarak tanıma kararını AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, ABD-İsrail ikilisinin uluslararası hukuku çiğneyerek Suriye'de yaşanan istikrarsızlığı fırsata dönüştürmeye çalıştığını söyledi.
Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, ABD'nin, bizzat kurucusu olduğu BM'nin kuvvet kullanmama ilkesi ve meşru kuvvet kullanımı ilkesini aleni bir şekilde ihlal ettiğini söyledi.
BM anlaşmasının 4. maddesinin 2. fıkrasını hatırlatan Prof. Dr. Erhan, "BM kararında 'tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, gerek Birleşmiş Milletler'in amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar' maddesinin ABD ve İsrail tarafından ihlal edildiğini görüyoruz. Trump'ın bu adımı atmasının arkasındaki temel neden İsrail'de yapılacak seçimlerden önce Netanyahu'ya destek vermek." diye konuştu.
Trump'ın Golan Tepeleri kararının Orta Doğu'ya barışın gelmesini geciktirmekten başka hiçbir işe yaramayacağını vurgulayan Prof. Dr. Erhan, şöyle konuştu:
"Trump kendi ülkesinde hukuki anlamda ciddi şekilde sıkışmış durumda. Dolayısıyla Trump, bu kararla İsrail içindeki sertlik yanlısı Yahudilerden seçimler için yolsuzluk soruşturmalarıyla başı dertte olan Netanyahu'ya destek sağlamaya çalışırken diğer yandan da ABD'deki Musevi lobisinin desteğini kendi üzerine çekmeyi amaçlıyor. Trump bir anlamda kendi siyasi ikbali için bu kararı aldı. Özel Yetkili Savcı Mueller'in yürüttüğü 'seçimlerde hile soruşturmasını' Trump lehine sonlandırmasını da bu anlamda değerlendirmek mümkün."
Prof. Dr. Erhan, İsrail'in Suriye'deki istikrarsızlıktan yararlanarak Golan Tepeleri'ni ilhak isteğini ABD aracılığıyla ilan ettiğini kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ancak ABD'nin bunu tek başına tanıyor olması BM açısından hiçbir anlam ifade etmemektedir. Aynı şekilde uluslararası kamuoyu açısından da bir anlam ifade etmiyor. Orta Doğu'daki bu oldu bittiye ne bölge ülkelerinin ne de dünyanın diğer ülkelerinin onay vermesine imkan yoktur. Suriye rejiminin Golan Tepeleri konusunda tepkisizliğinin ise hiç önemi yok. Çünkü Golan Tepeleri Suriye rejiminin değil Suriyelilerin toprağı ve bu gerçeği hiç kimse değiştiremez."
İsrail yıllardır zaten uluslararası hukuku hiçe sayıyordu. Golan Tepeleri'ni de 1981 yılında ilhak ettiğini açıklamıştı. İsrail'in bu hukuksuzluğunu biliyoruz ama ABD'nin Trump döneminde artık uluslararası hukuku ve İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulmuş olan BM sistemini artık hiçbir şekilde kale almadığını görmüş olduk."Golan Tepeleri kararı Trump'ı akladı"
Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal İnat, Trump'ın Golan Tepeleri kararı almasının hemen ardından "Seçimlere Rusya'nın hile karıştırdığı" iddiasıyla hakkında yürütülen soruşturmadan aklanmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı.
Rusya müdahalesiyle 2016 seçimlerine hile karıştırmakla suçlanan ve hakkında özel yetkili savcı Robert Mueller tarafından soruşturma yürütülen Trump'ın Golan Tepeleri kararı sonrası birden bire aklandığının altını çizen Prof. Dr. İnat, buradan ABD'de siyasetindeki Yahudi lobisinin etkinliğinin somut bir şekilde ortaya çıktığını savundu.
Prof. Dr. İnat şöyle devam etti:
"BM Güvenlik Konseyi tarafından 1967 savaşı sonrasında alınmış olan 242 sayılı kararda İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesine yönelik açık hükümler var. İsrail yıllardır zaten uluslararası hukuku hiçe sayıyordu. Golan Tepeleri'ni de 1981 yılında ilhak ettiğini açıklamıştı. İsrail'in bu hukuksuzluğunu biliyoruz ama ABD'nin Trump döneminde artık uluslararası hukuku ve İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulmuş olan BM sistemini artık hiçbir şekilde kale almadığını görmüş olduk.
Diğer yandan Trump’ın zaferiyle sonuçlanan 2016 başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği iddialarını araştıran özel yetkili savcı Robert Mueller soruşturmasını tamamladı ve raporu sundu. Bu rapor Trump'ın korktuğu gibi olmadı. Nasıl oldu da korktuğu gibi olmadı diye soracak olursak... Burada da işte Amerikan siyasetinde çok etkili olan Yahudi lobisinin de Trump'ın bu aşırı İsrail yanlısı politikasının bir şekilde ödüllendirildiğine dair bir bulgu da ortaya çıktı. Doğrusu bu araştırmaya değer bir konu."
"Suriye'deki istikrarsızlıktan faydalandılar"
Prof. Dr. İnat, uluslararası hukukun güce göre şekillendiğinin bir kez daha tecrübe edildiğini kaydederek, bu olayda da benzer şekilde açık güç politikası uygulanmasının söz konusu olduğunu ifade etti.
İsrail-ABD ikilisi mevcut güçlerini kullanarak Suriye'deki istikrarsızlığı fırsata dönüştürmeye çalıştıklarını dile getiren Prof. Dr. İnat, şunları söyledi:
"Suriye'deki iç savaş nedeniyle mevcut iktidar toprak bütünlüğünü koruyamaz halde zaten. 52 yıl önce işgal edilmiş olan Golan Tepeleri'ni Suriye'nin güçsüzlüğünü de fırsata çeviren ABD- İsrail ikilisi bu kararı çıkardı. Konjonktürel açıdan baktığımızda neden bu kararı şimdi aldılar? Bu öncelikle Trump'ın durumu ile alakalı. Trump başkan seçilmeden öncede Orta Doğu'da İsrail lehine bir politika izleyeceğini göstermişti. Ayrıca İran konusunda yaptırımlar vs. gibi İsrail'i memnun eden kararlar aldı. Bu kararın alınmasında İsrail'de nisan ayında yapılacak seçimler de etkili oldu. Dolayısıyla İsrail ile ABD arasında seçim yatırımı bağlamında bir iş birliği söz konusu. Trump, Netanyahu'ya dış politikada başarılı imajı kazandırmak için bir fırsat sundu."