ANKARA (AA) (YSM)- Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, AA Ekonomi Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, son dönemdeki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetin, dara düştüğü her alanda reel sektörün yanında olduğunu ifade eden Baran, istihdam seferberliği kapsamındaki teşviklere de değindi.
Baran, "Devletin, nisan ayı sonuna kadarki her ilave istihdamda, vergi ve SGK primi desteklerinin yanında, 3 ay boyunca maaş desteği de verecek olması ve kısa çalışma ödeneği düzenlemesi reel kesimin moralini yükseltti." diye konuştu.
İstihdam seferberliğine herkesin katkıda bulunması gerektiğini dile getiren Baran, Oda binasını, seferberliğe katkı için giydirdiklerini ve gerekli duyuruları yaptıklarını söyledi.
Bu konuya ilişkin eğitimlere de başlayacaklarını kaydeden Baran, "İstiyoruz ki reel kesimdeki herkes bilgilensin. Hangi desteklerden nasıl faydalanabileceğini öğrensin." açıklamasında bulundu.
"Faiz oranlarının kalıcı olduğunu düşünmüyorum"
Baran, bugün itibarıyla elde edilen rakamların yatırım ortamı anlamında henüz istenilen seviyede olmadığını belirterek, "Yatırımcımız bugün de yatırımını yapacak ama bu yatırımı bugünkü faiz ve enflasyon oranıyla ilelebet yapamayacaktır. Onlar da beklenti içinde. Türkiye bunu daha önce de başardı bundan sonra da başaracaktır. Ben bu faiz oranlarının kalıcı olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.
Devletin af, teşvik ve yeniden düzenlemeler yoluyla her gün bir alanla ilgili iyileştirmeler yaptığını anlatan Baran, KDV alacakları konusunda yapılan düzenlemeyi de çok olumlu bulduklarını söyledi.
Baran, KDV alacaklarının bu yıldan itibaren sürüncemede kalmayacağına dikkati çekerek, 2019 öncesi KDV alacakları için de Hazine ve Maliye Bakanlığının reel kesimi rahatlatacak bir düzenleme üzerinde çalıştığını bildirdi.
"Girişimcilik ve ihracat en önemli gündem maddemiz"
Girişimcilik ve ihracatın en önemli gündem maddelerinden biri olduğuna işaret eden Baran, ATO olarak Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ile ortak "uygulamalı girişimcilik kursları" verdiklerini söyledi.
Baran, ATO'da 5 binin üzerinde girişimciye eğitim verildiğine dikkati çekerek, "2018'de KOSGEB ile birlikte girişimcilik eğitimleri kapsamında 460 kişiye eğitim verdik, bunların yüzde 25'i iş yerini açtı. Hem girişimciliği hem de ihracatı teşvik etmemiz lazım." diye konuştu.
ATO'ye üye 1,5 milyon kişiden 10 binin ihracat yaptığını ve bu rakamın çok düşük olduğunu vurgulayan Baran, "Türkiye'nin geleceği dış ticarette, katma değerli ihracatta. Bu anlamda biraz eksikliğimiz var. İnsanlara ihracatı sevdirememişiz ya da ürkmüşler ihracattan. İhracat yapmak isteyenlerin önünde ne gibi engeller var, bu engelleri nasıl kaldırabiliriz, neler yapabiliriz, bu anlamda ATO olarak gayretimiz devam ediyor." ifadelerini kullandı.
Direkt uçuşlarda yeni rota talebi
Baran, göreve geldikleri günden bu yana başkentten yurt dışına direkt uçuşların artması için çaba harcadıklarını anımsatarak, Ankara'nın savunma sanayisi, medikal ve bilim gibi birçok alanda Türkiye'nin merkezi olduğunu, turizm anlamında da bir hazine niteliği taşıdığını söyledi.
Ankara'nın 5,5 milyon nüfusu bulunduğunu, etrafındaki illerde de 5,8 milyon insanın yaşadığını belirten Baran, şunları kaydetti:
"İstanbul'dan günde 500'e yakın yurt dışı uçuşu varken Ankara'dan 7-8 uçuş vardı. Başkent Ankara'nın hak ettiğinin bu olmadığını her yerde anlattık ve THY ile bir aylık çalışmamızdan sonra 4 yeni hattı açtık. Bunlar Frankfurt, Viyana, Berlin ve Paris'ti. Sonrasında geçen yıl Roma, Tiflis ve Londra hatları açıldı. Şimdi Ankara'dan uçuşlar 17 ülke ve 29 destinasyona ulaştı. Bu da yeterli değil. Şu anda Ankara'dan direkt yurt dışı uçuşlarda yüzde 85'lere ulaşan doluluk oranlarımız var. THY'den Ankara'dan direkt Çin, ABD ve Uzak Doğu'ya uçuş istiyoruz. Bizim bu konudaki mücadelemiz devam edecek. Ankara'nın Avrupa'nın en önemli aktarma merkezlerinden birisi olmasını hedefliyoruz."
Kredi kartıyla yapılan alışverişlerde taksit sayısının artırılmasının da birçok sektörün talebi olduğunu anımsatan Baran, "Ekonomideki daralmayı aşmak için her yolu deniyoruz. Kredi kartına taksitlendirme de bu olaylardan biri. Kredi kartına taksit ve çeklerde vade olayı ekonomiyi rahatlatıyor. Bu uygulamanın çok olumlu olduğunu düşünüyorum." dedi.
"Yaklaşık 800 firma konkordato ilan etti"
Son dönemde insanların çok rahat konkordato ilan eder hale geldiğini dile getiren Baran, ülke genelinde yaklaşık 800 firmanın konkordato ilan ettiğini söyledi.
Konkordato ilan eden firmanın rahatladığına ancak ilişkisi olan firma ve bankaların sıkıntı yaşadığına dikkati çeken Baran, "Konkordato ilan edenler yüzünden konkordato ilan edenler, iflas edenler, sıkıntıya düşenler var." diye konuştu.
Baran, konkordato konusundaki uyarılarının dikkate alındığını ve 19 Aralık'ta Resmi Gazete yayımlanan tebliğle, finansal analiz raporu yerine güvence veren denetim raporu istenmeye başlandığını hatırlattı.
Konkordato ilan etmenin zorlaştırıldığını ifade eden Baran, bunu piyasalar açısından olumlu gördüğünü belirterek, şöyle konuştu:
"Konkordato konusunu araştırdım ve yurt dışında bu işler nasıl oluyor diye baktım. Hollandalı bir firmayla görüştüm dediler ki, 'Burada da konkordato ilan edilebiliyor ama devlet firmanın tüm mal varlığına el koyuyor, firma sahibini asgari ücrete bağlıyor, firmanın borcunu da ödüyor.' Böylece konkordato ilan eden firmayla, ilişkili firmalar da üzülmemiş oluyor. Devlet de kendini garanti altına alıyor, borçları ödüyor ama alacaklara da el koyuyor. Aslında çok da mantıklı, uygulanabilir ama şu anda ülkede pek sıkıntı kalmadı. Bundan sonrasıyla ilgili dünyada diğer ülkeler nasıl yapıyor bakıp güzel bir model çıkarılabilir."
"Türkiye dünyanın 10 ekonomi arasına girecek"
Baran, 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonrası için "ekonomi tufanı" şeklinde yaratılan spekülatif yaklaşımları da değerlendirdi.
Bu yaklaşımı çok garipsediğini belirten Baran, "Ben bunlara gülüyorum. Belki bunlar bir yerlerden tetikleniyor, bilmiyorum. Burası Türkiye, çok farklı bir ülke. Türkiye, dünyanın en önemli ülkelerinden biri. " dedi.
Yaklaşık 1 ay önce Ankara'dan doğrudan uçuşların başlatıldığı İtalya'ya gittiklerini ifade eden Baran, bu ülkenin ticaret odasını ziyaret ederek çeşitli alanlarla ilgili bilgi aldıklarını söyledi.
İtalya'nın dünya devi ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Baran, "Orada dedim ki 'Sizin bütçeniz geçen yıl IMF'den veto yedi. Siz bu kadar zengin, önemli, büyük bir ülkesiniz neden veto yediniz?' Dediler ki 'Biz 5-10 yıl boyunca mafya ve terörle mücadele ettik'. Biz dünyanın en zorlu coğrafyasında, 40 yıldır PKK ve onun uzantılarıyla mücadele ediyoruz. Bu ülkedeki vatandaşın cebine girmesi gereken en önemli kaynaklarımızı, orada mücadeleye harcıyoruz. Biz İtalya'nın düştüğü bu duruma düşmedik. Bizim bütçemiz hiçbir yerden veto yemedi." ifadelerini kullandı.
Baran, Türkiye'nin çok güçlü bir ülke olduğunu ve güçlü ülkelerin bir o kadar düşmanı olacağını kaydederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Ben inanıyorum ki seçimlerden sonra Türkiye'de problem olmayacaktır. Bu ülkede '31 mart seçimlerinden sonra problem olacak.' diye bana da geliyor. Bunu söyleyen herkese 'Gerekçe gösterebilir misiniz?' diyorum. Bir tane cevap alamadım. Zaten 4-4,5 yıl seçim olmayacak. Seçimlerden sonra varsa bir eksiğimiz masaya yatırıp hepsini düzeltip güle oynaya bir 4 yıl geçireceğiz. Ben öyle ümit ediyorum, öyle düşünüyorum. Hepimiz üzerimize düşeni yaptıktan sonra, Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, Türkiye 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girecek. Ben buna kesinlikle inanıyorum, Allah'tan bir mani olmazsa, Türkiye 100. yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına kesinlikle girecektir."
YSM EKONOMİ SERVİSİ