İSTANBUL (YSM) - İklim değişikliği ve hızlı nüfus artışının doğurduğu sorunlar sebebiyle temiz su kaynaklarının hızla azalması sonucu 2050'de dünya nüfusunun yaklaşık yarısının susuzluk riskiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapılıyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) araştırmasına göre, dünyanın yüzde 70’inin suyla kaplı olmasına rağmen içilebilir su oranı oldukça düşük. Araştırmacılara göre, yeryüzündeki suyun yüzde 97’sinden fazlası, insanların kullanımına uygun olmayan tuzlu sulardan oluşuyor. İçilebilir tatlı suların dünyadaki suya oranı yüzde 3'ün altında ve temiz suyun büyük bir bölümü kutuplarda yer alıyor.
Tatlı suların da sadece üçte biri kullanılabiliyor. Dolasıyla insanın kullanabileceği su miktarı, dünyadaki toplam su varlığının yüzde 1'inin de altında. Bu veriler, içilebilir su kaynaklarının ne kadar kısıtlı olduğunu gözler önüne seriyor.
Dünyadaki suyun sadece yüzde 1'ini oluşturan erişilebilir tatlı su kaynakları, şimdiye kadar insanlığın su ihtiyacını büyük ölçüde karşılamış olsa da uzmanlar, bu durumun uzun süre devam etmeyeceği görüşünde birleşiyor.
Dünya nüfusunun her geçen yıl artması ve aşırı şehirleşme nedeniyle ortaya çıkan çevre kirliliği, temiz içme suyu kaynaklarının giderek daha da azalmasına neden oluyor.
İklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle içilebilir su kaynaklarının sayısında da azalma yaşanıyor. WWF'ye göre, 1970 ve 2010 yılları arasında tatlı su kaynaklarında yüzde 76 gibi ciddi bir düşüş yaşandı. Bunun yanı sıra 1900’den bu yana yeryüzündeki sulak alanların yüzde 50’den fazlası yok oldu. Nüfus artışı nedeniyle gıdaya olan talebin her geçen gün artması, tatlı suyun yüzde 70’inin kullanıldığı tarımda, temiz suya olan ihtiyacın giderek yükselmesine neden oluyor.
Araştırmalara göre, 2000 ve 2050 yılları arasında dünya nüfusunun 3 milyar artması ve temiz suya olan talebin yüzde 55 yükselmesi bekleniyor.
Sanılanın aksine su zengini bir ülke olmayan Türkiye, kişi başına düşen yıllık ortalama 1519 metreküp su miktarıyla temiz su sıkıntısı çeken bir ülke kabul ediliyor.
Su kaynakları bakımından zengin sayılan ülkelerdeki bu oran, 8 bin ila 10 bin metreküp olarak kabul ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye'nin nüfusunun 2030’da 100 milyona ulaşacağını öngörüyor. Bu durumda, kişi başına düşen su miktarının 1120 metreküpe kadar düşmesi bekleniyor.
Türkiye'nin 110 milyar metreküp kullanılabilir su potansiyelinin yüzde 16'sı içme ve kullanımda, yüzde 72'si tarımsal sulamada, yüzde 12'si de sanayide tüketiliyor.
Öte yandan dünya genelinde sağlık hizmetine ihtiyaç duyan kişilere gönüllü yardım eden Yeryüzü Doktorları, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2 milyar insanın içme suyu olarak kirli suları kullanmak zorunda kaldığını bildirdi.
Yeryüzü Doktorları'ndan yapılan yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından düzenlenen Çevre ve Kalkınma Konferansı'nda, dünyada suyun giderek artan öneminden dolayı her yıl 22 Mart gününün "Dünya Su Günü" olarak kutlanmasına karar verildiği hatırlatıldı.
Dünya Su Günü'nde sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gerekli temiz suya erişemeyen insanlar olduğuna dikkati çekilen açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2 milyar insanın içme suyu olarak kirli suları kullanmak zorunda kaldığı aktarıldı.
YSM HABER MERKEZİ