YELLOWSTAR MAGAZİNE GÜNCEL İŞ VE EKONOMİ HABERLERİ

İran'da kritik zirve

Diplomasi

Erdoğan, Ruhani ve Putin'in "Suriye" meselesini ele alacakları Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi yapıldı.

İRAN (YSM) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Suriye" meselesi için gerçekleştirdikleri Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sona erdi.

İran Liderler Konferans Salonu'nda, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin ev sahipliğinde "Suriye" meselesi için Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi yapıldı.

Suriye ihtilafına kalıcı çözüm bulunması amacıyla Astana mekanizması bağlamında sahada ve siyasi süreç kapsamında yürütülen ortak çabalar, zirvede ele alındı.

Suriye meselesi için yapılan zirvelerin ilki Putin'in ev sahipliğinde Soçi'de, ikincisi Başkan Erdoğan'ın ev sahipliğinde Ankara'da gerçekleştirilmişti.

Dünya canlı izledi

Ruhani'nin yönettiği zirve, açık yapıldı ve canlı yayınlandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır. Bir ateşkese adım atılmasında büyük fayda var. Ateşkes ilanı yapabilirsek önemli bir adım olacak" dedi ve ateşkesin bildiride yer almasını talep etti.

Ruhani de, "Suriye'nin yasal hükümetiyle işbirliği yapılmalıdır. ABD'yi Fırat'ın doğusundan çıkmaya zorlayalım" açıklaması yaptı.

Putin ise, "Sadece İdlib'de terörist kaldı. Suriye hükümeti tüm toprakları denetlemeli" vurgusu yaptı.

Tahran Bildirisi başkanlar tarafından onaylandı.

Liderler, zirve sonrasında ortak basın toplantısı yaptı

Zirve sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ruhani, "İdlib'de sivillerin zarar görmemesi için tedbir almalıyız. Teröristleri silahlarını bırakmaları için teşvik etmeliyiz" dedi.

"Bu zirve yapılırken Amerika, Suriye hükümetini suçlamaya çalışıyor. Bugün bu zirvede Amerika ve siyonist rejimi gibi güçlerin müdahale etmemesini konuşmamda söyledim. Dış müdahale karmaşıklığı arttırır ve Suriye halkını daha fazla sıkıntıya sokar. İdlib konusu çok karmaşık bir konu. Bir yandan birçok terörist bölgede bulunmakta ve Suriye aleyhine teşebbüste bulunuyorlar. Terör eylemleriyle kanunsuz ve insanlığa aykırı işler yapıyorlar. Diğer yandan bunları yok etmemiz için tedbir almamız lazım ki siviller zarar görmesin."

"Bu toplantıda teröristleri silahlarını bırakmaya teşvik etmemiz gerektiği konusunu ele aldık. Anayasanın yazılması ve nihaileşmesini hızlandırmamız lazım. Bu süreç Suriye hükümeti ve muhalifler arasında yapılması barış için önemli olacaktır. Yedi yıldan sonra Suriye halkı çok zarar gördü. Suriye halkı nihai zaferine çok yaklaşmış durumda, teröristler işgal ettikleri bölgeden kovuldu yasal hükümet toprakları altında kontrolü sağlamaya başladı."

"Ülkeler arasındaki işbirliği barış sağlanana kadar sürmeli. Bir sonraki zirveyi Rusya'da gerçekleştireceğiz."

Putin: Önceliğimiz Suriye'yi terörizmden tamamen temizlemek

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye'de çözüm için Astana formatını kullanacaklarını söyledi. Putin, "Önceliğimiz Suriye'yi terörizmden tamamen temizlemektir. Tüm taraflara silahları bırakma çağrısı yaptık" dedi.

"Rusya, Türkiye ve İran'la terörizmle mücadele çabalarına devam edecekler. Suriye'de yaşamın normalleşmesi bakımından Astana formatı çok yapıcı oluyor. Rusya hava kuvvetlerinin desteğiyle Suriye'nin batısı ve güneyi teröristlerden temizlendi. Erdoğan'ın teklifiyle bütün taraflara silahları bırakma çağrısında bulunduk. Ama sivil halk bahanesiyle Suriye hükümetine zarar verilmesi kabul edilemez. Kimyasal silah senaryoları, Suriye hükümetine zarar verme amacını taşıyor. Bizim elimizde silahlı grupların bu tür senaryoları sahneye koyacağına dair bilgiler var."

Erdoğan: Yangını söndürmenin yollarını arıyoruz

Zirve sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bize düşen Suriye'deki drama son vermektir. Yangını seyretmek yerine, söndürmenin yollarını arıyoruz. İdlib'e saldırılar siyasi süreci çökme noktasına getirir.

Bu zirveler Suriye'de gelinen noktanın muhasebesini yapmak bakımından da önemli fırsatlar sunmaktadır. Biz başkaları gibi geriye yaslanıp yangını seyretmek yerine onu söndürmenin yollarını arıyoruz. Aramızdaki farklara değil, asgari müştereklere odaklandık. Türkiye olarak Suriye'de rejimin dizginlenmemesinin yol açacağı tehlikeleri dile getirdik.

Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemler teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacaktır. Özellikle büyük çileler çekmiş İdlib halkının yeni felaketlere maruz kalmasını asla arzu etmiyoruz. İdlib meselesi yeni acılara gerginliklere mahal vermeden Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir.

Ankara Zirvesi'nde mutabık kaldığımız terörle mücadele kisvesi altında sahada oldu bittilere gidilmemesi gerektiğini vurguladım. Önümüzdeki günlerde 3 garantör ülkenin temsilcileri BM'nin Suriye Özel Temsilcisi ile Cenevre'de yeniden bir araya gelecekler. Zirvede Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü konusunu da ele aldık. Mültecilerin gönüllü ve güvenli biçimde geri dönüşlerine ilke olarak olumlu yaklaşıyoruz." dedi.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin zirvede kullandığı ifadeler şu şekilde:

- Terörizm ile mücadele sürecek, biz barış için savaşıyoruz. 

- Suriye sorununun çözümü için askeri seçenekler işe yaramaz. 

- Suriye'nin yasal hükümeti ile işbirliği yapılmalı. 

- Kanunsuzca Suriye'de yer alan ABD'den yapıcı rol beklenemez. 

- Suriye'nin geleceği için her türlü yöntemde ilk ve son rol Suriye halkına aittir.

- Uluslararası toplum Suriye'nin yapılandırılması için yardım etmelidir.

- ABD’nin kanunsuzca Suriye'de müdahalesi uluslararası hiçbir kurala uymamaktadır.

- Suriye hükümetiyle görüşmeden doğrudan müdahalenin krizin derinleşmesine neden olacak.

- İran ve Türkiye, stratejik işbirliği hedefini başarmak için daha fazla çaba göstermeli.

- İran ve Türkiye, ABD'nin yaptırımlarına karşı koymak için ekonomik bağlarını derinleştirmeliler.

- Suriye krizi ve bölgedeki benzeri krizlerin çözümünün barışçıl yollarla sağlanabileceğinin bir kamuoyu inancına dönüştüğü için mutluyuz.

- İdbil'de terörizmle mücadele terör bitene kadar sürmeli.

- İdlib'de sivillerin zarar görmemesi için tedbir almalıyız.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in konuşmasından satır başları:

- Sürdürülebilir bir normalleşmede ciddi ölçüde başarı elde edildi, Suriye topraklarının yüzde 90'ı denetim altına alındı.

- Kalan terörist gruplar şu an İdlip'te bulunuyor, çeşitli provokasyonlar hazırlıyorlar.

- Sürdürülebilir bir normalleşmenin sağlanması için Suriye'de sosyal ve ekonomik durumun iyileşmesi gerekiyor.

- 3 ülkenin titiz çalışmaları sonucu Suriye meselesinde kayda değer başarılar elde edildi.

- Bugünkü görüşmelerin yapıcı olacağından eminim, Suriye meselesine önemli katkı sağlayacaktır.

- Şimdi de muhalefetin kendi payına düşeni yapması lazım.

- Teklifim koordinasyonu artırmak, dışişleri, askeri ve istihbarat teşkilatları arasında koordinasyon artırılmalıdır.

- Esed hükümeti kendi payına düşen görevleri yerine getirdi, taahhütlerine bağlı kalıyor.

- Suriye'nin meşru hükümeti Suriye topraklarının tamamını denetlemelidir.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da dediği gibi son derece zor konuyu her yönüyle değerlendirmemiz gerekiyor, bu problemi bir çözüme bağlamamız lazım.

- Bunu görmemezlikten gelmek mümkün değil.

- Provokasyonlar devam ediyor, İHA'larla saldırılarda bulunuyorlar.

- İdlib bölgesinde oldukça çok sivil var, biz bunu tabii ki dikkate almalıyız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

- Alacağımız kararlarla beklentileri boşa çıkarmayacağımıza inanıyorum.

- Astana ruhunun özümde asgari müştereklerde bulunma iradesi göstermemiz vardır, bu Suriye'nin siyasi bütünlüğünün sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve siyasi çözüm.

- Türkiye olarak şehitler verdiğimiz ve ciddi özveride bulunduğumuz bu sürecin şu an itibarıyla çok riskli bir yere geldiğini görüyoruz.

- İdlip sadece Suriye'nin siyasi geleceği için değil, bizim milli güvenliğimiz ve bölgenin istikrarı için hayati öneme sahip.

- Bu bölgenin Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyiz.

- İdlib'e yapılacak bir saldırı felaketle, katliamla ve çok büyük bir dramla sonuçlanacaktır.

- İdlib sadece Suriye'nin siyasi geleceği için değil, bizim milli güvenliğimiz ve bölgenin istikrarı için hayati öneme sahip.

- Türkiye mülteci ağırlama kapasitesini doldurmuştur.

- İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı etkili mücadelede zaman ve sabır gerektiren farklı yöntemlere ihtiyaç var.

- Türkiye olarak gereken çabayı gösterdik, daha fazlasını da göstermeye hazırız.

- İdlib'de makul bir çıkış yolu bulmalıyız.

- Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı ve hassasiyetinin doğru anlaşılmasını sizlerden rica ediyorum.

- Bizler İdlib'e odaklanırken, Fırat'ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor.

- Artık DEAŞ tehdidi kalmamış olmasına rağmen ABD'nin bölgede bir başka terör örgütünü güçlendirmeye devam etmesinden rahatsızız.

- Türkiye özellikle Suriye'nin bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır.

- Tehdidin kaynağına ve boyutuna göre gereken adımları atmayı sürdüreceğiz.

- Suriye'de kalıcı bir çözümden yanayız.

- Geri dönüş sürecinin gönüllülük esasına göre, uluslararası hukuka uygun olarak BM ile işbirliği halinde yürütülmesi esas olmalıdır.

- 12 maddelik bir sonuç bildirgesi var, bu sonuç bildirgesiyle inanıyorum -ki dünya da bu Tahran Bildirisi’ni bekliyor- bunun tesirini de göreceğiz.

- Garantörlerin Suriye'de yeni bir şiddet dalgası, insani kriz yaşanmasına izin vermeyeceği mesajı bu zirveden uluslararası kamuoyuna verilmeli

- Biz konvansiyonel silahlarla öldürülenlere karşı veya öldürenlere karşı tavır almakta gecikiyoruz ama kimyasal silahlara karşı tavır koyuyoruz. Neticesi ölüm olduktan sonra kullanılan kimyasal olsa ne fark eder, konvansiyonel olsa ne fark eder.

- PYD/YPG dahil Suriye'den kaynaklanan terörün her türlüsüne ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne kasteden girişimlere ortak tavır almalıyız.

- Türkiye, özellikle Suriye'nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır.

- İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da bu çabalarımızda bize destek olmanızı bekliyoruz.

- (İdlib) Bu bölgenin ve ülkemizin sağladığı örtülü güvencenin, kendi halkına yönelik katliamları hala hafızalarımızda olan Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyiz.

- İdlib'de bir ateşkese adım atılmasında büyük fayda var.

Zirve öncesi baş başa görüştüler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak "CAN" ile TSİ 11.30'da İran'ın başkenti Tahran'a geldi.

Erdoğan'ı, Mehrabad Uluslararası Havaalanı'nda İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Muhammed Şeriatmadari, İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Protokol Müdürü Sadık Abdullahi, İran'ın Ankara Büyükelçisi Mouhammad Ebrahim Taherian Fard ve Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Rıza Hakan Tekin karşıladı.

Zirve öncesi Başkan Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani ikili görüşme gerçekleştirdi.

Erdoğan, Ruhani'den sonra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de ikili görüşme yaptı.

Başkan Erdoğan'a İran seyahatinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın da bulunduğu heyet eşlik ediyor.

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.