Piyasaların gözü gelişen ülkelerde

İSTANBUL (YSM) - ABD’den gelen kademeli faiz artışı açıklaması geçtiğimiz hafta borsalara doping olurken, doların zayıflmasına neden oldu. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) Jackson Hole’deki sempozyumuna katılan Powell, burada yaptığı konuşmada ekonomik büyümenin korunması amacıyla Fed’in faiz artışlarına kademeli olarak devam edeceğini söyledi. Bu açıklama borsaları yükseltti, gelişen ülke paralarını güçlendirdi. Piyasalar bu hafta ise yön bulmak için dünyanın birçok yerinden gelecek veri ve haber akışına kilitlendi. Yatırımcılar bu hafta ticari gerginliğin yanında, ABD ile tansiyonun yükseldiği Türkiye’nin bu hafta izleyeceği politikalara, geçtiğimiz hafta iyiden iyine gerilen ABD-Rusya ilişkilerine, ABD ‘nin öfkelendirdiği Güney Afrika’ya ve Çin başta olmak üzere gelişmekten olan ülkelerden gelen imalat ve büyüme verilerine bakacak. ABD’den gelecek tüketici harcamaları verisi de Fed’in politikalarının seyri açısından dikkatle izlenecek verilerden. Bu hafta piyasaların gündemi şöyle:

Piyasaların gözü yine gelişen piyasalarda. Nedeni ise ABD ile ilişkelerde yaşanan gerilim. Washington yeni yaptırımlarıyla Rusya’ya dışarıdan yardım, silah ve çift kullanımlı teknoloji satışına yasak getirirken, kredileri de durdurdu. Ayrıca Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev’i, Washington’un Suriye hükmet güçlerine yeni ve daha güçlü bir darbe indirmeye hazır olduğu konusunda uyardı. Bu gelişmeler piyasalarda gözlerin Rusya’ya çevrilmesine neden oldu. Rusya Merkez Bankası, yaptırımların duyurulması sonrasında parası rublenin değer kaybını durdurmak için döviz alımlarını durdu. Yaptırımlara yenisinin eklenmesi halinde bu tedbirin etkisiz kalabileceği belirtiliyor.

ABD ve Güney Afrika’nın ilişkileri, ABD Başkanı Donald Trump’ın “beyaz çiftçilerin topraklarına el konulduğu ve öldürüldüğü” yönündeki açıklaması sonrasında gerildi. Hükümet açıklamayı sert dille reddetti. ABD’nin Türkiye’ye olan tavrı bazı analistlere göre yatırımcıları Güney Afrika konusunda endişeye sevk etti. Çünkü ABD’nin dış politika aracı olarak ekonomi silahını kullanmaktan çekinmeyeceği açıkça görüldü. Güney Afrika Randı, geçen hafta Trump’ın açıklamalarıyla yüzde 1.4 gerilemiş ve ülkenin tahvillerine TL’deki kayıpların yarattığı kaygı da eklenince sert satış gelmişti.

Emtia piyasaları açısından Çin’de açıklanacak resmi imalat verisi PMI önemli. Önceki iki ayda hafif bir yavaşlamadan sonra veri büyüme momentumundaki istikrara işaret edebilir. Erken göstergeler büyük ölçüde olumlu gözüküyor. Bu hafta açıklanacak endüstriyel şirketlerin karları da önem taşıyor. Piyasalar ayrıca ABD ve Çin arasındaki ticari misillemelerin hem kendi ekonomilerine hem de küresel ekonomiye etkilerine bakıyor. ABD’nin geçen hafta yürürlüğe soktuğu 16 milyar dolar tutarındaki Çin mallarına yüzde 25 ilave vergi hamlesine misilleme olarak Pekin yönetimi de toplamda 16 milyar dolarlık ABD menşeli ürünlere yüzde 25 ilave vergi getirdi.

İkinci çeyrek GSYİH büyümesi pozitif bekleniyor, ancak ilk çeyrekteki yüzde 1,2’nin altında kalacağı tahmin ediliyor. Kamyon sürücülerinin mayıs ayında yaptığı grev, ekim ayında yapılacak seçimler öncesinde belirsizliğin artması ve daha sıkı dış finansman koşulları baskı yaratabilir. Fakat birkaç yıl öncesine göre daha fazla çalışma gün sayısı ve geçen yılın aynı dönemine göre daha düşük faiz oranlarının ekonomiye destek olabileceği belirtiliyor.

Hindistan’ın büyümesi, Nisan ayında başlayan mali yılın ilk çeyreğinde, petrol fiyatlarındaki artış, borçlanma maliyetlerinin yükselmesi, enflasyon ve mali sıkılaştırma gibi birçok unsurdan etkilendi. Bu, üretim açığının büyümesi olduğu anlamına geliyer ve çekirdek enflasyon üzerinde aşağı doğru baskı uyguluyor. Ekonomik yavaşma Hindistan Merkez Bankası’nın faiz oranlarını uzun süre mevcut seviyede bırakmasına neden olabilir.

ABD’nin üçüncü çeyrek büyümesine yönelik ipucu verecek kişisel gelir ve tüketici harcamaları verisi yatırımcı tarafından takip edilecek. Tüketici harcamalarının zayıfl aması ve yılın ikinci çeyreğinde kaydedilen yüzde 4’lük GSYH artışının sürdürülemez olduğuna işaret etmesi bekleniyor. FED Başkanı Jerome Powell, “Fed’in faiz artırımında hızlı davranması durumunda ekonomik büyüme sınırlanabilir, ancak yavaş davranması durumunda ise ekonomi aşırı ısınabilir. Federal Açık Piyasa Komitesi, faiz oranlarını kademeli olarak artırmada bu iki riski ciddiyetle ele alıyor” yorumunu yaptı.

Merkez Bankası’nın 31 Ağustos toplantısında gösterge faiz oranını yüzde 1,50 seviyesinde tutması bekleniyor. İşgücü piyasasındaki durgunluk, enflasyonun hedefin altında kalması ve ticarete devam eden riskler ekonomiye destek verilmesini gerektiriyor.

Bu haftaçı açıklanacak TÜFE verisi önemli. Almanya’da yıllık enflasyonun yükselmesi, İtalya’da fiyat artışlarını sınırlı kalması ve Euro Bölgesi’nde verinin değişmemesi bekleniyor.

YSM DIŞ HABERLER SERVİSİ