İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - Her komutan kutlu şehri almak istedi. Defalarca kuşatıldı fakat surlar geçilemedi. Atalarının hayalini II. Mehmet gerçekleştirdi. İstanbul, adanmış bir mücadeleyle fethedildi...
Konstantinopolis'in hemen yanı başında kurulan Osmanlı, sınırlarını batıya doğru genişletmeye başladı. Fetih yolunda ilk adımlar Orhan Gazi döneminde atıldı.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar, o dönemi şöyle anlattı:
"Orhan Bey zamanında Bursa fethedilmiş, arkasından İznik ele geçirilmiş, sonra Sakarya havzasından İzmit'e kadar ilerlenmiş ve hatta Aydos Kalesi ve Üsküdar'a kadar ulaşılmıştı. Artık bütün İzmit Körfezi, Kocaeli Yarımadası Osmanlı hakimiyeti altına alınmıştı."
Bizans İmparatorluğu'nun elinde yalnızca Konstantinopolis kaldı
Aydos Kalesi, tarihçilere göre İstanbul'un fethinin başladığı yerdi. İstanbul ile Anadolu'yu birbirine bağlayan bu savunma kalesi, Osmanlı'nın kente doğru hareketlerinde kilit rol oynadı. Üsküdar, Pendik ve Boğaz'a akınlar buradan düzenlendi.
Orhan Gazi'den tahtı devralan I. Murat da İstanbul'un batısını abluka altına aldı,Edirne ve çevresini fethetti. İstanbul'a ilk kuşatma I. Bayezid tarafından yapıldı. Ancak kenti iki kere kuşatan Yıldırım Bayezid başarılı olamadı.
Başar, "Yıldırım Beyazıt'ın oğlu Musa Çelebi, 1411 yılında İstanbul'u bir kez daha kuşatmış, sonrasında Sultan Fatih'in babası II. Murat 1422 yılında tahta çıkar çıkmaz İstanbul'u kuşatmıştı ama o kuşatmalardan da netice alınamamıştı" dedi.
Kuşatmalar başarılı olmasa da Bizans bu süreçte çok güç kaybetti. Çevresindeki tüm topraklar Osmanlı tarafından fethedildi. Bizans İmparatorluğu'nun elinde yalnızca başkenti Konstantinopolis kaldı.
Karamanoğulları ile barış antlaşması yapıldı
Sultan II. Mehmet, tahta çıktığında Bizans, sur içinden ibaretti. Kuzeyinde küçük bir alanda Cenevizliler, geriye kalan tüm noktalarda ise Osmanlı vardı.
II. Mehmet, Bizans'ın bu halini de gözeterek yaklaşık bir yıl süren hazırlıklara başladı. Güçlü toplar döktürdü, Rumeli Hisarı'nı inşa ettirdi. Diğer yandan sorun yaratacak devletlerle diplomatik ilişkileri geliştirdi. Prof. Dr. Başar, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
"İstanbul kuşatmasına hazırlanırken bazı topraklar vermek, tavizler vermek yoluna giderek Karamanoğulları ile bir barış antlaşması yaptı. Çünkü Karamanoğulları Bizans'la ve Venediklilerle, batılılarla da irtibat halindeydi. Onlarla iş birliği de yapabiliyordu. Keza aynı şekilde Macarlarla babası II. Murat zamanında yapılan antlaşmayı, barışı yenilemişti. Venedik ve Cenevizlilerle de barış yapılmıştı."
Sıradan bir zafer değildi...
Osmanlı Ordusu, hazırlıkların ardından 6 Nisan 1453'te harekete geçti. Denizde, karada ve hatta lağımcıların açtığı yeraltı tünellerinde mücadeleler günlerce devam etti.
53. günün sonunda nihayet surlar yıkıldı, kutlu şehrin kapısı açıldı. Takvimler 29 Mayıs 1453'ü gösterirken II. Mehmet, ordusuyla Topkapı'dan İstanbul'a girdi. İstanbul'un fethi sıradan bir zafer olmadı.
Büyük fethin mimarı, o günden sonra tarih kitaplarında "Fatih Sultan Mehmet" olarak anıldı.
YSM HABER MERKEZİ