İSTANBUL (AA) - Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, elektrik alım satım konularıyla şirketleşme sürecinin birbirine paralel gittiğini söyledi.
Akın, 1. Türkiye Enerji ve Maden Forumu'nda yaptığı konuşmada şirket alım satım hisseleri ihracının Türkiye'nin iç dinamiği olduğunu ve sürekli canlı tutulması gerektiğine inanan bir grup olduklarını, prensiplerinin de bu yönde şekillendiğini kaydetti.
Elektrik alım satım konularıyla şirketleşme sürecinin birbirine paralel gittiğini belirten Akın, "Biz bir varlık evi gibi çalışıyoruz. Bir şirket evi gibi çalışıyoruz. Sıfırdan şirket üreten ve bu ürettiğimiz şirketlerin hisselerini dışarıya pazarlayan bir grup olarak bizi düşünebilirsiniz." ifadelerini kullandı.
Yenilenebilir enerji alanında faaliyet göstermeye karar verdiklerini kaydeden Akın, "8 yıl evvel başladık bu işe. Hidrolik alanda projeler geliştirdik ve nehir santrallarıyla 240 MW kadar kurulu güce ulaştık. Daha sonra rüzgar ve güneş konusu çok popülerleşti. 2 sene öncesinde de rüzgar ve güneş konusunda yenilenebilir enerjiye daha geniş spektrumdan bakmaya başladık. Tabii bunun arkasında biyoenerji ve jeotermal enerji de yenilenebilir enerji kaynakları arasına giriyor. Portföyümüzü de bu şekilde çeşitlendirmemiz mümkün." açıklamasında bulundu.
Şirketin gelecek hedefleri dahilinde belli oranlarda hisselerini dışarıya satarak şirketin içerisine para girmesini sağladıklarına dikkati çeken Akın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu amaçla yenilenebilir enerji şirketimizde EBRD ve IFC ile masaya oturduk. İki yatırımcı bankanın öz kaynak temini yoluyla bunlar bizim stratejimizi beğendiler. Ve bu stratejiye biz de yatırım yapmak isteriz dediler. Her ikisi de yüzde 16'şar hisse alarak şirketimize bir öz kaynak koydular. Öz kaynakla biz büyüme trendimizi devam ettirdik. Şu anda inşa halinde olanlar ve kurulu olanlarla 600 MW'a ulaştık. Rüzgar ve güneşte bir kısmının inşası devam ediyor. Hedefimiz elde ettiğimiz yeni sermaye ile birlikte 2020'de 1000 MW kurulu güce ulaşmaktır. Eğer sermayemiz yetmezse yine ufak bir hisse satıp şirketin içerisine sermaye olarak koyacağız. Ve bu sağladığımız sermaye ile büyümemize devam edeceğiz. Önemli olan şirketimizin büyümesi. Hissemizin miktarının azalmış olması elbette önemli ama değerlenmiş olması daha önemli."
"Şirketimizi 2020-2021'de halka arz edeceğiz"
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın, hisselerinin miktarını azalttıklarını ama kendilerini daha değerli hale getirdiklerini belirterek "Böylelikle şirketimizi 2020-2021'de halka arz edeceğiz ya da blok satış yaparak burada kendimizi minimuma indireceğiz. Artık bu şirket tamamen hisseleri oldukça kamuoyuna dağılmış kamunun bir şirketi olarak özel sektör tarafından yönetilen ama hisseleri her yatırımcının elinde olan bir şirket haline dönüşüp sıhhatli bir hale gelip adeta ölümsüzleşecek o şirket. Yenilenebilir enerjiyi tercih etmemizin nedeni zaten bunun ileriye doğru daha kıymetli hale gelmesi." dedi.
Dünyanın her yerinde yenilenebilir enerji kaynaklarına yoğun talep olduğuna dikkati çeken Akın, Amerika'dan Çin'e kadar dünyanın yenilenebilir enerjiyi, güneşi ve rüzgar enerjisini konuştuğunu, dünyanın bu kaynaklardan alınan enerjiyi depolamayı planlarına aldığını kaydetti.
Akın, "Genel enerji kaynaklarının çok fazla önemi kalacağını düşünmüyorum. Şimdi elimizde rüzgar, güneş ve hidroelektrik varlıklarımız var. Biyoenerji ve biyotermal de görüş alanımızda. Oralara da yatırım yapabiliriz." açıklamasında bulundu.
Enerji depolama konusunda bambaşka bir dünya bulunduğuna dikkati çeken Akın, şunları kaydetti:
"Rüzgar ve hidroelektrik santrallerinin 24 saat çalıştığını, talebin de 24 saat olmayacağını düşünürsek bunların mutlaka dengelenmesi sonucu ortaya çıkıyor. Depolama gibi bir sorun söz konusu. Bunun için depolama meselesi dünyanın gündeminde. Şu ana kadar çok büyük mesafe alındığını izliyoruz. Türkiye'de de Enerji Bakanlığı'nın ciddi bir çalışması var. Önümüzdeki aylarda Türkiye bu alanda ciddi bir atılım yapacak Enerji Bakanlığı'nın liderliğinde.
Sanıyorum biz de bu oyunculardan biri olabiliriz. Dünya herkesin kendi enerjisini ürettiği bir noktaya gidiyor. En azından evler bazında bunun çözümleneceğini, belki de üreticilerin konut seviyesinde bir enerji üretimi yapmayacağı ortaya çıkıyor. Yapsa da belki talep bulamayacak çünkü herkes kendi enerjisini üretiyor olacak. Fabrikalarda kendi enerjilerini kendilerinin üreteceği bir sistem ortaya çıkacak. Storage (depolama) konusu önümüzdeki 70-80 yıla damgasını vuracak. Onun için biz bu konuya çok sıcak bakıyoruz. Yeni birtakım şeyler de düşünüyoruz."