İSTANBUL-TANER TİLAV(YSM) - Pandeminin faydaları sayılırken ilk sırada iklim sorunuyla ilgili farkındalığın artması yer alıyor. Bazı uzmanlara göre gezegeni korumak için yapılması gerekenlerden biri de fosil enerji kaynaklarından bir an önce uzaklaşmak. Buna otomobiller de dahil elbette. Elektrikli otomobile geçişin bir zorunluluk olduğu vurgulanıyor. Avrupa ülkelerinde elektrikli otomobillerle ilgili süreç oldukça hızlı ilerliyor. Örneğin Norveç’te bugün itibarıyla, elektrikli otomobilin toplam pazardaki payı yüzde 75’lere ulaştı. Bir petrol ülkesi olan Norveç’teki bu trendin arkasında devletin de çeşitli yollarla elektrikli otomobil kullanımını teşvik etmesi yatıyor. Avrupa’da bazı şehirlerin kendi sınırları içerisinde dizel otomobil üretimine son verme kararları almaya başladığını görüyoruz. Her kentin emisyon oranlarıyla ilgili belirli tarihleri içeren hedefleri var.
Türkiye’de Mayıs 2020 itibarıyla elektrikli otomobil kullanıcı sayısı 1.012’ye ulaşmış durumda. 2030’a kadar bu sayının 2.5 milyona yükseleceğini ortaya koyan araştırmalar var. Türkiye’de otomobil kullanıcılarının aklında hala birçok soru var elektrikli otomobillerle ilgili. Şarjı, menzili, fiyatı gibi onlarca konuda zihinler net değil. Bu nedenle “Elektrikli otomobiller hakkından bilmeniz gereken 5 şey’i masaya yatırdık. Sorularımızı Türkiye Elektrikli ve Hibrit Araçlar Derneği Kurucusu Berkan Bayram yanıtladı. İşte Bayram’ın kafalardaki 5 soruya yanıtı…
1- Ortalama menzil 300 kilometre
Menzil konusunda esas hesaplama günlük kat edilen mesafe üzerinden yapılıyor. Avrupa’da bir otomobil kullanıcısı ortalama günlük 60 km yol yapıyor. Günümüzde bir elektrikli otomobil ortalama 300 km menzil mesafesine sahip. Bunun anlamı şu; 5 gün boyunca aracını hiç şarj etmeden günlük rutin yolculuğunu yapabiliyor. Yine de, otomobilin gün içerisinde geçirdiği bekleme sürelerinde, aracı şarja takarak, sürekli tam şarj olmasını sağlamak mümkün. Toplam kullanım ömrü olarak bakıldığında ise, elektrikli otomobil sahipliği ilk alımdan son kullanıma kadar, tüketim ve verimlilik açısından 1 otomobil maliyet farkı kadar bütçeyi koruyor. Elektrikli otomobiller yavaş - normal (AC) ve hızlı (DC) diye üç seçenekte şarj oluyor. Herkesin tercihi hızlıdan yana ancak daha maliyetlidir. Bu yüzden şarj sürelerine dikkat ederken, şarj maliyetlerini de göz önünde bulundurmalıyız. Günümüzde üretilen birçok elektrikli otomobil artık DC dediğimiz hızlı şarjı destekliyor. Alırken buna dikkat edin.
2- Çoklu vites geçişleri yok
İçten yanmalı motora sahip bir araçtan, elektrikli otomobile geçiş yapan bir kullanıcının ilk fark edeceği şey, aracın ne kadar kolay ve sessiz çalıştığı olacaktır. Elektrikli otomobilde bulunan elektrik motorunun özelliğinden dolayı çoklu vites geçişleri bulunmaz. Sürekli bir vites değiştirme zorunluluğu yoktur. Büyük çoğunluğunda tek oranlı aktarma organı bulunur. Bu yüzden vites kolunda sadece, ileri-geri-dur ve park komutlarının yer alması yeterlidir. Diğer en büyük özelliği ise sessiz sürüşe sahip olması, fren pedalına hiç basmadan sürüş yapabilme özelliğidir. Hızlanma sağladıktan sonra ayağınızı her güç pedalından geri çekişte, elektrik motorunun karakteristik özelliği sayesinde, frene basmadan aracın yavaşladığını görebilirsiniz. Hiçbir konvansiyonel otomobilde olmayan bu teknoloji sayesinde, menzil mesafeniz hatırı sayılır bir derecede aratacaktır. Fosil yakıtlı araçlardan ayrılan diğer bir özellik ise hareketli parça sayısının daha az olmasıdır. Fosil yakıtlı araçlarda bulunan ve benzinin yakılması sonucu aracın hareketini sağlayan motor bloğundan, egzoz çıkışına kadarki parçalar, elektrikli otomobilde bulunmaz. Bu sayede elektrikli araçlar daha az titreşime sahip olurlar. Daha az sorunlar karşımıza çıkar ve bu yüzden kullanımı son derece kolaydır.
3- ÖTV oranı motor gücü ile orantılı
Elektrikli otomobil tercihi yapmadan önce dikkat edilmesi gereken hususların başında, aracın sahip olduğu motor gücü ve batarya kapasitesi geliyor. Türkiye’de elektrikli otomobilde ÖTV oranları, aracın sahip olduğu motor gücü ile orantılı. Motor gücü 85 kW’nin altındaki elektrikli otomobiller yüzde 3 ÖTV, 85 kW ile 120 kW arasındaki modeller yüzde 7 ve 120 kW üzerindeki modellerde yüzde 15 ÖTV oranına sahip. KDV oranı ise yüzde 18. Önceki yıla kadar sıfır olan MTV oranı da elektrikli otomobiller için artırıldı. Bir alıcı elektrikli otomobiline, motor gücü bakımından, muadili olan fosil yakıtlı otomobilin sahip olduğu MTV oranının yüzde 25’i kadar ödeme yapar. Batarya kapasitesi bilgisine sahip olmamız da aracımızın maksimum kaç km gideceğini gösterir.
Dolayısıyla, tercih edeceğimiz elektrikli otomobilin hızlı şarj seçeneğinin olması, yapılacak uzun yolculuklarda daha az stres yaşanmasına destek olacaktır.
4- Türkiye'de şarj istasyonları yeterli mi?
Türkiye elektrikli otomobil macerası 2011’de başladı ancak istasyon anlamında çok hızlı gelişim kaydedildi. Bugün yaklaşık 3000 soket sayısından bahsedebiliriz. Tüm illerde en az bir istasyon mevcut. İstanbul’da şarj istasyonu soket sayısı 300’e ulaştı. Bir istasyonda birden fazla şarj ünitesi olabileceği gibi, her ünite üzerinde de dörde kadar soket girişi bulunabiliyor. Her soket girişinden bir elektrikli otomobil faydalanabiliyor. Bu istasyon yatırımlarını yapan 5 büyük marka var. Şarj teknolojisinin DC hızlı şarjlanma yöntemine doğru gittiğini düşünürsek, 5 yıl sonra Türkiye’de yaklaşık 100 bin adetlik bir şarj istasyonu ağı görmek mümkün olacak.
5- 2 yıl servise gitmezsiniz
Halk arasında “Bozulursa tamiri zor, yazılımı pahalı” gibi yanlış bilinen bir algı var. Aslında bilmediğimiz için korkarız. Günümüzde üretilen bir elektrikli otomobilin bozulması veya başka bir sebeple tamire ihtiyaç duyması neredeyse çok düşük bir ihtimal. Elektrikli otomobil sahibiyseniz neredeyse 30 bin km veya 2 yıl servise gitme ihtiyacı duymazsınız. Çünkü elektrikli otomobil size masraf çıkarmaz. Ön kaputu veya arka bagaj kapağını kaldırdığınızda hiç bir mekanik parça ile karşılaşmazsınız. Bazı modellerin ön kaputunun altında sadece direksiyon ve fren hidrolik sıvısı, cam suyu haznesi, 12V standart akü ve sigorta kutusu gibi parçalar bulunur. Elektrik motoru ve bağlı komponentler ile batarya grubunu görmezsiniz. Dolayısıyla bu parçalar yüksek koruma altındadırlar. Elektrikli otomobilin kasko ve sigorta değerleri fosil yakıtlı araçlar ile hemen hemen benzerdir. Aralarında ciddi bir fark bulunmaz. Çok ciddi bir kaza ile karşılaşılmadığı sürece, aracın parça tedariğinde de bir zaman kaybı yoktur.
YSM HABER MERKEZİ