İSTANBUL (AA) - Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, otomotiv yan sanayisinde yeni bir yatırımları olabileceğini belirterek, "Bir marka yeni bir model üretecek. Onun iç trim donanımının tedariki için üretim yapılacak fabrikanın yanına bir yer kurulacak. Birkaç ülkeye de aynı model üretilecek. Bunlar muhtemelen Brezilya ve Çin olacak. Assan Hanil, aynı zamanda o ülkelerde de yatırım yapacak." dedi.
Ali Kibar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’de otomotiv üzerinden alınan direkt ve dolaylı vergilerin Hazine’nin gelirinin önemli parçasını oluşturduğunu belirterek, Türkiye’de binek piyasasında araca ulaşabilme, anahtar teslim maliyetinin birçok eş değer ülke ile mukayese edildiğinde çok yüksek olduğuna dikkati çekti.
Hazine’nin savunma ya da farklı sanayilerle ilgili bütçesel giderleri düşünüldüğünde burada kullanılacak fazla bir enstrüman kalmadığını aktaran Kibar, “Çünkü buradaki ihtiyaç baskısı, bütün bu yaşadığımız güncel ortamlar önümüzdeki süreçlerde ekstra maliyetler dahi getirebilir.” dedi.
Kibar, her bir segmentte minimum 25-30 binlik yerel piyasa tüketim potansiyelini gören mevcut veya yeni üreticilerin Türkiye’de otomotiv sektöründe yeni yatırım kararına yönelebileceğini belirterek, şunları kaydetti:
“Burada bu konsolidasyonun yapılabilmesi için bazı zorluklar var. Şu anda Türkiye’de 41’in üzerinde marka ürünlerini satıyor ama binek anlamında 6 üretici var. Bu üreticiler veya yeni üretici en azından 30-35 binlik rakamı iç piyasada herhangi bir segmentte satabileceğine kanaat getireceği bir ortam bulduğu takdirde yeni yatırıma girer. Yeni yatırımı bu anlamda cezbetmek lazım. Yeni yatırımdan kastım ekstra platform, yani mevcut kurulu kapasiteye ilave platform getirilmesi. Bugün ekstra platform sağlanması için ekonomik ölçeğin minimum 100 binden başlayıp 350 bine giden bir formatla dizayn edilmesi daha anlamlı geliyor.”
“Yüzde 45’lik ÖTV, yerli üretimler için 50 bin lira bandına yükseltilebilir”
Ali Kibar, 16 yaş ve üzerindeki aracını hurdaya çıkaranlara yeni araç alımında 10 bin liraya kadar vergi indirimi uygulanmasının potansiyel alıcılar için önemli bir avantaj olduğunu belirterek, “Bu teşvik ülke ekonomisine de fayda sağlayacaktır. Ancak burada araçların gerçekten hurdaya çıkarılması sağlanmalı. Çünkü daha önceki hurda mevzuatıyla hurdaya çıkarılıp evrakı alındığı halde Anadolu’da kırsal alanlarda kullanılan, hatta plakasız araçlar var. Dolayısıyla burada daha sistemsel dönüşümün sağlanması lazım.” diye konuştu.
Otomotiv pazarının şu anda geçen yıldan yüzde 1-1,5 daha düşük seyrettiğini aktaran Kibar, şöyle devam etti:
“Eğer bugünkü faiz oranları olursa pazarda yüzde 1-2’lik düşüş yaşanabilir. Aynı zamanda avro-dolar çarpraz kurunda avronun biraz daha kuvvetlenmesinin Türk lirası karşılığı anlamında getirdiği fark da maliyetlere ilave bir unsur olarak geliyor. Dolayısıyla Maliye’nin yerli üretimle ilgili yüzde 45’lik ÖTV bandını gözardı etmemesi lazım. Yüzde 45’lik ÖTV bandı 1.600 cc’ye kadar olan araçlar için 40 bin liradan 46 bin liraya çıkarıldı. Bu belki kurlardaki harekete paralel olarak yerli üretim araçlar için 50 bin lira bandına yükseltilebilir. Buradaki düzenlemelerin daha dar zaman aralığında yapılabilmesi esnekliğinin olması lazım.”
“Platform yatırımını cezbedecek ekstra imkanlar sağlanmalı”
Ali Kibar, yerli üretimin desteklenmesine ilişkin soru üzerine, “Herkes korumacılık yapıyor. Biz niye yapmayalım. Her ülke kendi markalarını her türlü platformda ön plana çıkarmaya çalışıyor. Bugün, AB ülkeleri dahil, kendi ülkesinde üretilen ürüne korumacılık yapmayan bir tane ülke söyleyin.” ifadelerini kullandı.
Kibar, elektrikli veya diğer alternatif sistemler ile motor gücüne dayalı vergilendirmede birtakım avantajlar verilmesinin nihai tüketicilerin yanı sıra yeni yatırımların cezbedilmesine ve yeni platformlara katkısı olacağını söyledi.
Otomotiv sektöründe yeni model yatırımı ile platform yatırımının farklı şeyler olduğuna dikkati çeken Kibar, şöyle konuştu:
“Benim işaret etmek istediğim şey, platform yatırımını da cezbedecek ekstra imkanların sağlanması lazım. Çünkü 2023’te 500 milyar dolar ihracat gibi bir hedef konulduysa yeni platformlar olmadan bunlara gidilemez. Yeni bantlar gelmesi ve Türkiye’nin üretim kabiliyetinin 3 milyona, hatta daha yukarılara çıkması lazım. Orada çok güzel fırsat var. Yüzde 70’i ithal edilen bir pazarda, bunu yerli ile ikame edebilecek alanların açılabileceği niş bir bölüm var. Orada bir üretici model bazında yerel piyasaya 25-30 bin satabileceği bir ürünü devreye alabilirse, 30-40 binini de ihraç ederse 60-80-100 binlik platform kurmaya değer kapasite çıkarır.”
Kibar, bunun gerçekleşme imkanını C2, D ve SUV segmentlerinde daha fazla gördüklerini dile getirdi.
“1600 cc’ye kadar tek segment olması doğru değil”
Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, “Hyundai özelinde mevcut kapasitemizi daha yukarı çıkaracak bazı kararlarımız var ama şu anda açıklamıyoruz. Modanın gerisinde kalmayacağız. Kararı alınan ürünlerimiz var. Kararı alınma aşamasında olan ürünlerimiz var.” diye konuştu.
Ali Kibar, şöyle devam etti:
“Otomotivdeki bizim en büyük sıkıntımız, ilk giriş segmentinde olan, A ve B segmentinde olan ürünleri üretmemize rağmen, maalesef ÖTV’nin yüzde 45 ile başlaması. Anahtar teslimi maliyetinin yüksek olması ve ülkenin enerji tasarrufu ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda, sıfırdan 1600 cc’ye kadar tek segment olmasının doğru olmadığını, o arada bir, iki kırılımın olması gerektiğini düşünüyorum. 1 litre, 1.2 litre motora kadar bir kırılımın olması lazım. Örneğin hafif ticari araçlar binek amaçlı da kullanılıyor. 2 litreye kadar da motorları var. ÖTV’si yüzde 15. Ama 1 litre motorlu binek araç yapıyorum, ÖTV’si yüzde 45’ten başlıyor. Bu çok yüksek bir rakam.
Verginin yükünün üretimle rekabetçi hale gelebilmesi mümkün değil. Buralarda pazarı biraz daha büyütebilirsek ithal edeceğimiz akaryakıtı da o kadar az getiririz. Çevreye de daha az zarar veririz. Her tarafa faydası var. Aynı zamanda yeni nesil elektrikli veya hibrit araçlar var. Dolayısıyla teknoloji seviyesi yüksek, daha çevreci ürünlere bizim daha fazla vergisel avantaj vermemiz lazım. Buna yerli üretimler de eklenebilir. Çünkü bunların hepsi ülkemize orta vadede pozitif geri dönüş sağlayacak mekanizmalardır.”
İç pazarda yerli üretim araçların tercih edilmesine yönelik özendirici çalışmalar yapılabileceğini belirten Kibar, “Yerli üretimin satışını bir şekilde direkt ya da dolaylı nemalandırma yapılabilir. Tüketici kredisi bile verirken yerli ürün olduğu takdirde birkaç puan destek sağlanabilir. Belki kamu bankaları burada görev alabilir.” yorumunu yaptı.
Kibar, “Türkiye’nin otomobili” projesine ilişkin soruyu da “Biz tabii ki başarılı olmasını istiyoruz. Böyle bir konuyu hiçbir şekilde rakip değil ülkenin bir müteşebbislik faaliyeti olarak görüyoruz.” yanıtını verdi.
Ali Kibar, 2018’de otomotiv ihracatının geçen yıl ile aynı seviyelerde veya biraz üzerinde gerçekleşebileceğini ifade etti.
“Gelen para yatırıma gidiyor”
Ali Kibar, holding olarak yatırım planlarına ilişkin soru üzerine, “Biz yatırıyoruz, yine yatırıyoruz, yine yatırmaya ayırıyoruz. Elde para pul yok. Gelen yatırıma gidiyor.” dedi.
Geçen yılı iş planları ve hedefleri doğrultusunda tamamladıklarını, çoğu şirketlerinde bütçelerini tutturduklarını anlatan Kibar, 2017’de 240 milyon liralık ambalaj, 60 milyon avroluk alüminyum, 28 milyon liralık gıda yatırımı gerçekleştirdiklerini, diğer iş kollarında da çeşitli aktiviteler yaptıklarını söyledi.
Kibar, alüminyum sektöründe önemli bir yatırım planladıklarını belirterek, “Bu, 800 milyon dolar tutarında tamamen yeni bir fabrika yatırımı olacak. Şu andaki teknolojiyle üretemediğimiz farklı ürünleri üreteceğiz. Bunlarla savunma, otomotiv ve havacılık gibi sektörlere hizmet verebilecek. Böylece zırhlı araç, otomobil, uçak gibi ürünlerin gövdesinde kullanılabilecek tüm alaşımlandırmaları da yapabilme niteliğine sahip olacağız. Bu tür tesisler 3 yılda faaliyete geçer. Normal yatırımlar 14 senede geri dönüyor. Onun için bazı desteklerin olması şart. Olmadığı zaman bu tip yatırımlara giremezsiniz. Bu tip yatırım olduğunda da altındaki eko-merkezler gelişecek. Ülkenin kendi kendine yeterlilik kabiliyetleri ve yetenekleri artıyor.” ifadelerini kullandı.
Holding olarak orta ölçekli aktivitelerine yönelik birkaç yatırım planı olduğunu dile getiren Kibar, bulundukları alanlarda hacimlerini biraz daha genişleteceklerini söyledi.
Kibar, 2018’de Avrupa’daki bazı regülasyon kısıtları nedeniyle üretimlerinde bir kapasite boşluğu olabileceğini aktararak, “Vergisel ufak bir rötuş olsa ben bu kapasite boşluğunu iç piyasaya versem ithal ikame edebilirim. İçeriye malı fazla vermek istemiyorum çünkü zarar ediyorum iç piyasadan. Türkiye pazarı birçok marka için ürün damp edilme pazarıdır. Ben ihracata daha yüksek fiyattan satıyorum. Başka pazarda satışı patlayan ürünler, spot pazarı hep Türkiye’ye gelir.” yorumunu yaptı.
"Otomotiv yan sanayisinde yeni bir yatırımımız olabilir" diyen Kibar, "Bir marka yeni bir model üretecek. Onun iç trim donanımının tedariki için üretim yapılacak fabrikanın yanına bir yer kurulacak. Birkaç ülkeye de aynı model üretilecek. Bunlar muhtemelen Brezilya ve Çin olacak. Assan Hanil, aynı zamanda o ülkelerde de yatırım yapacak. Bu sene yatırıma başlıyorlar. Biz de ana üretime paralel başlayacağız." diye konuştu.
Kibar, “Bir sanayici olarak yeni yatırım yapacak olsanız nereye yaparsınız?” sorusuna ise, “Eğer sıfırdan yatırım yapacak olsam kimya sektörüne yaparım. Çünkü 23 milyar dolarlık ithalat var.” yanıtını verdi.