İSTANBUL (AA) (YSM) - Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, bu zamana kadar organların onarımında bilinen kök hücre yöntemlerinin çok başarılı olmadığını belirterek, "Fakat başarıyı sağlayacak metot anlaşıldı. Bu metotlara göre yeni dizaynları yaptık. Genetik hastalıkları düzeltebilmek, devre dışı kalmış organları yeniden hayata kazandırmak ve yaşamın uzatılabilmesi artık hayal olmanın ötesinde." dedi.
Prof. Dr. Ovalı, İstanbul Üniversitesi Kök Hücre Kulübü'nce (İÜKÖK) üniversitenin Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda düzenlenen "4. Kök Hücre ve Uygulamaları Sempozyumu"nun ikinci gününde, "Hücresel Tedavinin Dünü, Bugünü, Yarını" başlığını ele aldı.
Hücre ve gen tedavilerinin hızla büyüdüğünü kaydeden Ovalı, gelecek yıllarda hücre ve gen tedavilerinin çokça görüleceğini söyledi.
"Genetik hastalıkların çözümü geliyor"
Ovalı, bu çalışmaların topluma olan yararına işaret ederek, "Bu zamana kadar 'çözülmez' dediğimiz birçok genetik hastalığın çözümünü getirecek. Bundan 10 yıl önce konuşuyor olsaydık, bunu iyi bir hayal olarak konuşuyor olacaktık ama retina hastalıklarında 'luxturna' şu an kullanıma girdi. Bu genetik bozukluğu olanlarda yüzde 100 sonuç sağlıyor. İlk defa dünyada genetik bir hastalık ilaçla tedavi edildi. İkincisi, üçüncüsü, dördüncüsü yolda. Dolayısıyla çözümsüz gibi olan genetik hastalıkların çözümü geliyor." diye konuştu.
Bu zamana kadar fonksiyonu bozulmuş, çalışmayan ya da devre dışı kalmış organların onarımında bilinen kök hücre yöntemlerinin çok başarılı olmadığını dile getiren Ovalı, "Fakat başarıyı sağlayacak metot anlaşıldı. Bu metotlara göre yeni dizaynları yaptık. Şimdi, bu dizaynların başarılı olacağını ümit ediyoruz çünkü dünyadan gelen ilk insan sonuçları öyle. Genetik hastalıkları düzeltebilmek, devre dışı kalmış organları yeniden hayata kazandırmak ve yaşamın uzatılabilmesi artık hayal olmanın ötesinde." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin bu konuda önemli bir yatırım yapmak zorunda olduğunu ifade eden Ovalı, "Luxturna ilacının fiyatı bugün yaklaşık 1 milyon dolar civarında ve Türkiye'de bu ilaca ihtiyacı olan en az 7 bin kişi var. Ülke olarak bu ilacı bir an önce üretmek zorundayız." dedi.
"Bahsedilen şeylerin birçoğu kök hücre değil"
Kök Hücre ve Hücresel Tedaviler Derneği Başkanı ve aynı zamanda Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tunç Akkoç ise "İnflamatuar Hastalıklarda Kök Hücre Uygulamaları" başlıklı konuşmasında, hücresel tedavilerin birçok ülkede uygulanmaya çalışılan tedavi yaklaşımlarından olduğunu söyledi.
Akkoç, kök hücreye dair birçok çalışmanın deneysel aşamada olduğunu ifade ederek, yapılan çalışmaların Sağlık Bakanlığı tarafından mutlaka onaylanması gerektiğinin altını çizdi.
Kök hücre uygulamalarına yönelik dikkat edilmesi gerekenlere de değinen Akkoç, "İnsanlar kök hücreyle ilgili mutlaka doğru yerlerden bilgiler alsınlar. Medyada çıkan her şeye inanmasınlar çünkü uygulanan ve bahsedilen şeylerin birçoğu kök hücre değil. Kök hücreden zengin yağ izole ediyorlar. Bu bir kök hücre uygulaması değil. PRP bir kök hücre uygulaması değil. İnsanların her gördüklerine inanmamaları ve bilimsel verilere dayanan uygulamalar üzerinde düşünmeleri gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
Sempozyum, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Burak Mergen'in "Öğrencilik Döneminde Yapılabilecekler", Prof. Dr. Fatma Savran Oğuz'un "Gönüllü Kök Hücre Bağışı" ve Prof. Dr. Sevgi Kalayoğlu Beşışık'ın "Kök Hücre Bağışı; Neden, Nasıl?" başlıklı sunumlarının ardından sona erdi.
Katılımcılara, Elif Şebnem Günaydın Umut Derneği'ne kendileri adına yapılan kök hücre bağışlarının sertifikaları da takdim edildi.
YSM HABER MERKEZİ