İSTANBUL (AA) (YSM) - Kudüs Bilinci Derneği Dış İlişkiler Komisyon Başkanı Meryem Kaya, İsrail'in Türkiye'den Kudüs'e gidenlere yılda bir kez ziyaret hakkı tanıyarak seyahat özgürlüğünü kısıtladığını belirterek, "İsrail'in insanların seyahat hürriyetini engellememek için havaalanındaki uygulamalarına bir standart getirmesi gerekiyor." dedi.
STK'lar, turizm şirketleri ve araştırmacılar İsrail'in Türk vatandaşlarına vize kısıtlaması ve çıkardığı çeşitli zorluklarla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Kudüs Bilinci Derneği Dış İlişkiler Komisyon Başkanı Meryem Kaya, İsrail'in yılda sadece bir kez ziyaret hakkı kısıtlaması getirmesinin anlaşılır bir uygulama olmadığını söyledi.
Uygulamanın insanların seyahat özgürlüğünü engellediğini dile getiren Kaya, şöyle konuştu:
"Kudüs ve diğer bölgelere 3-4 günlük bir turla gidip, tabii güzelliği çok fazla olan, kültürel dokusu bozulmamış tarihi mekanları kısa sürede gezilemiyor. Müsait olanlar o yıl bir kez daha turla gitmek istediğinde İsrail buna 'hayır' diyor. Bizden 43 bin 343 kişi gidebildiği halde İsrail'den ise 450 bin insan ülkemize özgürce gelebiliyor. İsrail, sadece 253 kişiye ülkeye giriş izni vermediğini söylüyor. Oysa çok fazla insan İsrail'in kendisine vize vermeyeceğini veya verse bile havaalanında keyfi sorun çıkaracağını düşündüğü için başvurmuyor."
Kaya, İsrail Büyükelçiliği'nin önceki günlerde yaptığı açıklamasında koşullarda değişiklik olmadığını öne sürdüğünü ancak uygulamada bunun tam tersini gördüklerini vurguladı.
İsrail'in başta seyahat acenteleri olmak üzere Kudüs'e gidenlere ciddi şekilde sıkıntı çıkartabildiğini ifade eden Kaya, "Rastgele seçilen insanlar saatlerce bekletilip mağdur edilebiliyor. İsrail'in seyahat özgürlüğünü farklı yöntemlerle engellemesi ve dönemsel olarak değişen bazı keyfi uygulamaları mağduriyet yaşatıyor. Vize alıp turist olarak gidenler dünyanın başka bir ülkesinde böyle bir muameleye tabi tutulmuyor. İsrail'in insanların seyahat hürriyetini engellememek için havaalanındaki uygulamalarına bir standart getirmesi gerekiyor." diye konuştu.
"Siyonistler artık gözlerden ve gönüllerden ırak kalmış bir Kudüs istiyor"
Yazar Ahmet Turgut ise İsrail rejiminin, BM ve uluslararası anlaşmalara göre müstakil ve özgür bir ülke olan Filistin'e gidiş-gelişler konusunda vize vermek hakkına sahip olmadığını ve yapılanın başlı başına hukuksuzluk olduğunu savundu.
Turgut, İsrail yönetiminin Türkiye'den Kudüs'e yapılan ziyaretlerden rahatsızlık duyduğunu sürekli belli ettiğini belirterek, bunun son örneğinin rehberlerin, araştırmacıların ve mükerrer şekilde Kudüs'e gidenlerin engellenmesi olduğunu söyledi.
Filistinlilerin, Türklerin Kudüs'e ziyaretlerini memnuniyetle karşıladığını aktaran Turgut, şunları aktardı:
"Siyonist rejim yıllardır 'Buralar benim, benimle iyi geçinirseniz gelmenize izin veririm' mesajı veriyordu ancak artık 'Benimle iyi geçinseniz dahi izin vermeyebilirim' mesajına geçti. Bu son gelişmeyi Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etme projesinden bağımsız okuyamayız. Kudüs'ün statüsü ve geleceği meselesi, bölgedeki tüm politikaların kalbi olduğu için Siyonistler artık gözlerden ve gönüllerden ırak kalmış bir Kudüs istiyor. Bu amaçla her türlü yıldırma faaliyetlerini artırdılar. Kudüs ve Mescid-i Aksa, Müslüman vicdanlarda sahip ola geldiği hürmetin fevkinde bir önem arz etmekte."
Turgut, Kudüs'ün itikadi hassasiyetlerin de ötesinde izzet ve özgürlük davası olduğunu dile getirerek, "Esir alınan Kudüs değil, Müslümanların kolektif aklı ve iradesidir. Nitekim günün birinde Müslümanlar Kudüs'ü değil, Kudüs şuuru Müslümanları kurtaracaktır." dedi.
"İsrail bizim tarihsel tecrübemizden faydalanmaya muhtaç"
Kudüs araştırmacısı Musa Biçkioğlu, İsrail'in Türkiye'den Kudüs'e yönelik ziyaretlerden rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
İsrail'in, Kudüs ve Mescid-i Aksa konusunda art niyetli olduğunu ifade eden Biçkioğlu, "Mescid-i Aksa ve Kudüs'ün izole edilip Müslümansızlaştırılması, dolayısıyla Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın sahipsiz bırakılması İsrail'in adını koymadığı, ilan etmediği temel politikasıdır. İsrail'in Kudüs politikasına aykırı gördüğü ziyaretleri kabul etmesi kendilerince doğru değildir. Deklare edemedikleri bu durumu adını koymadıkları yasaklarla 'tedbirlerle' uygulama yolunu tercih ediyorlar." diye konuştu.
Turizm firmalarına çıkarılan zorluklara da değinen Biçkioğlu, İsrail'in turlara katılan insanların tüm sorumluluğunu da şirketlere yüklediğini ve 15 bin dolar teminat talep ettiğini hatırlattı.
Sorunun çözümü için öneride de bulunan Biçkioğlu, İsrail'in kaçak olarak ülkede kalanlara para ve hapis cezası içeren bir düzenleme yapabileceğini kaydetti.
Bir yıl içerisinde ikinci defa Kudüs'e gidişlerde İsrail'in adını koymadığı bir yasağı uyguladığına dikkat çeken Biçkioğlu, şunları aktardı:
"Güvenlikle ilgili muhtemel sorun ve sıkıntılarda yer, yol, yöntem gösterebilecek olan, muhtemel yanlışların önüne geçecek olan kişiler acentelerin görevlileridir. Bir tur görevlisinin başta deport edilmek suretiyle yasaklanması veya kendisine vize verilmemesinin iyi niyetle, dürüstlükle bir ilgisi olabilir mi? Tur görevlisinin uyması gereken dünya turizm standartları itibarıyla hangi kural ve kriterler varsa bu kriterler uygulansın." diye konuştu.
Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistin'in İslam dünyası ve Türkiye için önemine ve tarihsel tecrübeye de değinen Biçkioğlu, Türk devletlerinin bölgede önemli hizmetlerde bulunduğunu aktardı.
Osmanlı ve öncesindeki devletlerin Filistin'e yaptıkları eser ve hizmetlerin bugün hala yaşamaya devam ettiğini belirten Biçkioğlu, "Bizim tarihsel tecrübemizden faydalanmaya muhtaç İsrail'in, Türkiye'yi görmezden gelmesi onlar için bir kayıp olacağı gibi İsrail'e pişman olmaktan başka bir şey kazandırmayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Sebepsiz yere insanlar saatlerce havalimanında bekletiliyor"
Mirasımız Derneği Genel Sekreteri Abdullah Akçay, İsrail'in yetkilendirdiği firmanın Kudüs'e tur düzenleyen şirketlere 'Kudüs'e yılda bir kere gelme hakkı'nı içeren belgeyi gönderdiğini ve ilgili belgeye göre kısıtlamanın normal pasaport taşıyan tüm Türk vatandaşlarını kapsadığını söyledi.
İsrail'in seyahat acentelerine askı kurduğunu öne süren Akçay, şunları kaydetti:
"İsrail, her kafile için firmalara 15 bin dolarlık güvence bedeli koydu. Gruptan birisi herhangi bir taşkınlık yaparsa paraya el koyuyorlar. Sorun yaşanmasa da parayı 3 ay sonra yatırıyor. Gruplar halinde gidildiğinde sebepsiz yere insanlar saatlerce havalimanında bekletiliyor. Seyahat acentelerinin rehberleri arasında ayrıma gidiyor. Bazı rehberler deport edilip girişleri 5-10 yıl engelleniyor. Ayrıca İsrail, önce vizeyi veriyor sonra Ben Gurion Havalimanı'ndan geri çeviriyor. Bir gruptan bir iki kişiyi alıp 4 saat tutarak insanların psikolojisini bozuyor. Dönüşte de yine zorluk çıkarılıyor. Yine bazı gruplarda insanlar detaylı, röntgenli aramaya tabi tutuluyor."
Geçen yıl Türkiye'den 40 binden fazla insanın Kudüs'e gittiğini buna karşılık 500 bin İsraillinin de Türkiye'ye geldiğini bildiren Akçay, "Haksızlık yapılsın istemiyoruz ama mütekabiliyet esasları uygulanmalı. Ayrıca, İsrail bu belgenin geçersiz olduğunu açıklamalı." dedi.
Türklere karşı Kudüs'te büyük bir ilgi olduğunu dile getiren Akçay, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kudüs'e gidilmesi yönündeki çağrısından sonra insanlar daha fazla gitmeye başladı. Orada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafları, posterleri, Türk bayrağı rahatsızlık yaratıyor. İsrail'in tüm yıldırma politikaları ve engellemelerine rağmen Kudüs'e gitmeye, oradaki kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Burak Derneği Başkanı Adem Yenihayat, önceki günlerde yaptığı açıklamada İsrail'in Kudüs'ü ziyarete giden Türklere 'yılda bir kez ziyaret hakkı' gibi bazı yasaklar getirdiğini ve keyfi uygulamalarda bulunduğunu belirtmişti.
İsrail Konsololuğu'ndan yapılan açıklamada ise vize ve ülkeye giriş koşullarında herhangi bir değişiklik olmadığı belirtilip iddialar yalanlanmıştı.
YSM HABER MERKEZİ