İSTANBUL-HASAN CEREN(YSM) -Girişimcilerin döviz kurları konusunda ön görülü olmaları ve iyi analiz yapmaları gerektiğine dikkat çeken Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı, Kamu Özel Ortaklığı (PPP) ve Proje Finansmanı Uzmanı Fatih Kuran, “COVID-19 pandemisinin getirdiği belirsizlikler ve uzun süredir ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşları, ileriye yönelik kur tahminleri yapmayı global düzeyde bile zorlaştırıyor. Dünyadaki ticaretin önemli bir kısmına hükmeden Amerikan Doları’nın zayıflaması ile otoritesinin sorgulanması kur tahminleri yapmayı çok bilinmeyenli bir denklem haline getirdi. Nitekim ABD Doları hemen tüm diğer önemli uluslararası para birimleri karşısında değer kaybediyor. Konjonktür Türk Lirası’nın geleceği ile ilgili öngörülerde bulunurken sadece ulusal değil global bazdaki makroekonomik değişimleri takip etmeyi de bir zorunluluk haline getirdi." dedi.
"Kurların artması ile maliyetlerinin artması kaçınılmaz bir durum"
Türkiye’de iş yapan sanayiciler başta olmak üzere şirketlerin önemli bir kısmının direkt ya da indirekt olarak dışa bağımlı olduğunu dile getiren Fatih Kuran, bu durumda çoğu şirket için kurların artması ile maliyetlerinin artması kaçınılmaz bir durum olduğunu vurguladı.
Kurlardaki artışın TL bazındaki işçilik giderlerini reel olarak düşürecek olsa da bu durumun ancak emek yoğun faaliyetlerle uğraşan şirketleri için olumlu bir yansıma yaratabileceğini belirten Kuran, geri kalan büyük çoğunluğun, eğer eğer ihracat ağırlıklı olarak çalışmıyor, ise kurlardaki artıştan genel olarak olumsuz etkileneceğini aktardı.
Birçok şirketin ithal etmiş olduğu ham madde, yarı mamül veya mamül ile iş yaptığına dikkat çeken Kuran, şu açıklamayı yaptı: "Sanayici ise ham maddeyi işleyip ürün haline getirmekte veya perakende sektöründe ise ithal ettiği ürünlere direkt aracılık yapıyor. 12.09.2018 tarihinde yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar kapsamında Türkiye’de istisnalar hariç sadece TL bazında fatura kesilebilmesi ithalat ağırlıklı maliyet alt yapısı oluşturmuş şirketler için kur riskini yönetebilmek bakımından önemli bir engel. Şirketler ancak faturalama yapana kadar kurlardaki artışı fiyatlarına yansıtma imkânına sahipken özellikle faturayı kestikten sonra tahsil edene kadar geçen zaman içindeki olası kur artışları karlılıklarını azaltıyor. Kurlardaki artışın daha büyük olması durumunda özellikle düşük karlar ile iş yapmaya çalışan şirketler zarar dahi edip tahsil ettikleri para ile ham maddelerini bile yerine koyamayacak durumda kalabiliyor. Sipariş üzerine çalışan sanayi kuruluşları için durum daha da vahim olabilir. Özellikle direkt ithalat yapan dolayısı ile ödemesi döviz bazında olan şirketler siparişi TL alıp üretime geçtikleri tarihten itibaren kur riskine maruz kalıyor. Üretim süresi görece uzun ise bir de üzerine tahsilat süresi de eklendiğinde olası kur artışlarından etkilenme riski daha da artıyor."