BASF, yeni otomotiv renk trendlerini belirledi
Yapay zekâ, otonom sürüş ve robotik sanayileşme gibi yenilikler yerleştikçe, insanların ihtiyaçları ve duyguları gibi insan faktörüne dönüş giderek daha önemli bir hâl alıyor. Bu noktadan hareketle BASF Boya Bölümü tasarımcıları, bu gözlemleri otomotiv yüzeylerine yönelik 65 renkten oluşan bir koleksiyona dönüştürdü.
Dijitalleşmede meydana gelen ilerlemelerin, teknolojiyi giderek daha az görünür ve gerçeklikle daha iç içe geçmiş hale getirdiğini dile getiren yetkililer, “Artırılmış gerçeklik uygulamaları ve günlük yaşamı kolaylaştıran akıllı araçlar, gerçek dünyayı dijital dünyayla birleştiriyor. İnsanlar, gerçek dünyaya oranla sosyal medyada var olmaya çalışırken online platformlarda daha fazla zaman harcıyorlar.
Teknolojinin her an her yerde olması otomotiv renk trendlerine de yansıyor. Gri ve mavi tonları, BASF’nin yeni koleksiyonunun odak noktasını oluştururken; akromatik renkler, renkli ve doğal vurgular oluşturan ve gerçek dünya ile sanal dünyanın birleşmesini temsil eden kompleks efektlerle bir araya geliyor” diye konuştular.
Ekranların ve dijital ışığın rengini yansıtan mavi tonlarının, güçlü doymuş renkler olarak ortaya çıktığını anlatan yetkililer, koleksiyonda ayrıca doğal dokular ve renk efektlerinin, sanal dünyada insan niteliklerine olan arayışı sembolize ettiğini aktardılar.
“Geleceğin mobilitesini ele alıyor”
Araç paylaşımı konseptleri, araç çağırma servisleri ve otonom sürüşün, otomobillerin işlevini, kişisel olarak sahiplenilen bir eşya olması yerine daha fazla toplu ulaşım şekline dönüştüreceğini vurgulayan yetkililer, şöyle konuştular: “Paylaşım için tasarlanan otomobillerde; beyaz, gri ve siyah gibi çok tercih edilen doğal renkler önemli bir rol oynayacak.
Trend koleksiyonu, ayrıntılı dokuların ve karışık efektlerin her bir rengi nasıl gerçekten eşsiz hale getireceğini gösteriyor. Buna ek olarak BASF, fonksiyonel renklerin geliştirilmeye devam etmesiyle geleceğin mobilitesini ele alıyor. Koleksiyonun seçkin renkleri, otomobilin içerisinde sıcaklık artışını önleyen bir boya teknolojisi içeriyor. Diğer yenilikler arasında; estetikten ödün vermeden son teknoloji işlevsellik, gelişmiş LiDAR (lazer darbeleri kullanılarak bir nesne veya bir yüzeyin uzaklığını anlamaya yarayan teknoloji) ve tespit edilebilirliği için artır1ılmış yansıtıcılık yer alıyor.”
“Yenilikçi tasarım konseptleriyle yansıtılıyor”
Kentlerde gerçek yerlerin önemi giderek artarken, EMEA Bölgesi’nde kentsel yaşamların kullanımının değiştiğini dile getiren yetkililer, “Bu; mağazalar, müzeler ve restoranlar gibi halka kısmen açık alanlardaki yenilikçi tasarım konseptleriyle yansıtılıyor. Ürün giderek daha az öneme sahip olurken, alanın kendisi bir deneyime dönüşüyor.
Dijital göçebeleri bir süreliğine oturup orada kalmaya davet ediyor. Ayrıca, bu kadar fazla sanal ürün varken dikkatin nasıl çekileceği sorusu ortaya çıkıyor. Kaba ve kimi durumlarda eski izlenimleri ortaya çıkartan mimari unsurlar akıllı telefonda bakmaya değer olabilir. Bir konfor ve lüks ortamı yaratmaktansa, formlar ve materyaller giderek daha fazla bir şekilde keskin kenarlar sunuyor. Bu trendler, EMEA için hazırlanan renk yelpazesinde yansıtılırken, gri nüanslar kentlilik anlamına geliyor.
Dokunsal efektlerle bir araya geldiklerinde, gerçek anlamda deneyimlenebilecek olan şeyin önemini gösteriyor. Pürüzlü dokusu ve beton çağrışımıyla kırık beyaz ‘Grand Blanc’, kentsel alanlardaki yaşamı anımsatıyor. Şeffaf kaplama içerisinde yer alan efekt partikülleri, bir duygusal ürün olarak otomobilin özel doğasını vurguluyor. Koyu gri, metalik antrasit ‘The Urbanist’, insanların ve teknolojinin kaynaşmasını temsil ediyor” diye konuştular.
“Teknoloji ile değişken bir ilişkileri var”
Asya Pasifik Bölgesi’nden insanların teknoloji ile değişken bir ilişkisi bulunduğunu söyleyen yetkililer, sözlerini şu şekilde sürdürdüler: “Bu bölgedeki insanlar, günlük yaşamı çok daha konforlu hale getiren ve yapay zekâya sahip makinalarla olan duygusal bağları kapsayan şirketlere kişisel verilerini özgürce veriyorlar. Aynı zamanda, insan ve gerçek yaşam temasları ve deneyimlerine yönelik istek, şehirlerdeki halka açık alanları yeniden şekillendiriyor. Parlak metalik gri ‘Gray Ambivalence’, yüksek performanslı teknolojinin günlük yaşama entegrasyonunu temsil ediyor. Gerçek dünyaya bağlanan sağlam bir tutumla dengeleniyor.”
“İki yıldır ana renk olarak mavi seçiliyor”
Halk kahramanlarının dağılmasının yeni idollere yer açtığını anlatan yetkililer, “Hatalar, insanın bir parçası olarak kabul ediliyor ve çeşitlilik kutlanıyor. Bilime ve özellikle de uzay yolculuğuna yönelik yeni heves, ilgiyi çok uzaklardaki dünyalara çekiyor. Gerçek dünya ve sanal dünya arasındaki bağlantı ve ayrıca dünya ve uzay arasındaki ilişki, BASF'nin otomotiv renk trendleri kapsamında Kuzey Amerika'daki ana renginin içerisinde yer alıyor.
Daha uzun açılar halinde daha yumuşak, yarı opak ton geçişleriyle orta seviye inceliğe sahip, son derece doygun bir mavi renk olan ‘Atomium Sky’ adı verilen bu ana renk, neşe yayıyor ve fütüristik bir ruh ve ileri görüş sergiliyor. BASF, bölgede artan önemi neticesinde Kuzey Amerika'da üst üste iki yıldır ana renk olarak maviyi seçiyor” dediler.
“Bölgenin çeşitliliğiyle görsel bir bağlantı sunuyor”
Güney Amerika'da renklerin, bölgenin çeşitliliğiyle görsel bir bağlantı sunduğunu belirten yetkililer, konuşmalarına şöyle devam ettiler: “Otomotiv pazarındaki en popüler renk alanlarından ikisi olan siyah ve beyaz, otomobillere yönelik zarif, eklektik boyalara dönüşüyor. Bölgenin ana rengi olan ‘Coriolis Force’, geleneksel el sanatlarına gösterilen özeni ve saygıyı ve nesillerdir gelen bilgi birikimini yansıtıyor.
Koyu renk tonu, bir kırmızımsı altın rengi pul kullanılarak oluşturan lüks bir efekt sağlıyor. Güçlü bir ışık kaynağı altında bölgeye özel bir estetik oluşturuyor.”
“Toplumsal değişiklikleri gözlemliyorlar”
BASF Boya Bölümü’nün tasarımcılarının, teknolojik ve toplumsal değişiklikleri gözlemlediğini ve geleceğin trendlerine yönelik yoğun araştırma için söz konusu gözlemleri bir ilhâm ve başlangıç noktası olarak kullandıklarını aktaran yetkililer, “Tasarımcılar, elde ettikleri bulguları ve öngörüleri her yıl 65 yeni renkten oluşan ve Avrupa, Orta Doğu ile Afrika (EMEA), Asya Pasifik (AP) ve Kuzey Amerika (NA) bölgeleri içerisindeki global trendlere ve gelişmelere yansıtılan bir koleksiyona dönüştürüyorlar” diyerek sözlerini noktaladılar.