Dünya dönüyor ve ileri teknoloji hızla gelişiyor
Dünya giderek karmaşık bir hal alıyor. Biz yakın çevremizdeki kargaşadan kendimizi nasıl koruruz derdine düştüğümüz için dünyanın halini yakından takip etmiyoruz. Bu arada dünya dönüyor ve yeni gelişmeler oluyor.
Teknoloji bağlamındaki gelişmeler bunların başında geliyor. Yeni yöntemler, yeni süreçler ve yeni ürünler çıkıyor pazara. Bu yöndeki gelişmeler gittikçe artan ölçüde ilgi uyandırıyor. Yeni teknolojiler kullanılarak üretilen ürünler pazara ulaşıp, evlere girdikçe bu ilgi daha da büyüyor ve yayılıyor.
Bu süreçlerle bilim insanları çok yakından ilgileniyor. Bunlar hem söz konusu ileri teknolojileri kullanılır hale getirmek için ter döküyorlar hem de yeni ürünlerin pazara gelmesi ve fiilen kullanılması için çaba harcıyorlar. İleri teknolojilerin gelişimi bağlamında çok sayda bilimsel toplantı da yapılıyor.
Dünya'nın değişik üniversitelerinde büyük ve hacimli olan konferans salonlarını dolduracak ölçüde rağbet gören çalıştaylarında 41 bildiri tartışıldı ve paneller yapıldı. Bu toplantıların sonunda katılımcıların ve izleyicilerin salondan mutlu ve mesut olarak ayrıldıklarına bakılırsa çalıştayların başarılı olduğu hükmüne varmak mümkün. Çalıştayı hazırlayanlara, bildiri sunan ve tartışılmasına katılanlara ve toplantılarda yer alanlara teşekkür etmek de bizlere düşüyor elbette.
Çalıştayları izleyip, ilgiye tanık olan insanların “tarihin bu noktasına teknolojik gelişme neden bu ölçüde ilgi konusu oluyor” diye bir soru sormaları geliyor içlerinden. Bu aslında doğru bir soru. Zira teknoloji statik, durağan bir olgu değil. Zaman içinde sürekli deviniyor, değişiyor. Değişirken ekonomiyi de büyütüyor. Ama son dönemde hem teknolojinin gelişme hızında hem de buna dönük ilgi düzeyinde dikkati çekecek bir tırmanma var.
Nedeninin sorgulanması gereken nokta bu. “İlgi neden arttı” sorusuna farklı cevaplar vermek mümkün. Örneğin, “akıllı insan sayısı arttı, bunlar buluşları ve teknolojiyi sürüklüyor, ortaya çıkan yeni ürünler de insanların ilgisini çekiyor” diyenler olabilir. Ya da “yeni ürünlere ilgi duyan insan sayısı arttı teknolojik gelişmeyi bunların talebi hızlandırıyor” demek de mümkün. Bunlara benzer başka tezler de ileri sürülebilir. Bir teknolojik dönüşümün ana motorları olarak bunların ileri sürülmesi sizi ikna etti mi? Ben pek ikna olmadım.
Tarih boyutunda baktığınızda günümüzdeki teknolojik dönüşüm başımızdan geçenlerin dördüncüsü. Zaten dördüncü sanayi devrimi olarak tanımlanıyor (Endüstri 4.0). Bunların birincisi 18 yüzyılın sonunda ortaya çıkan bildiğimiz sanayi devrimi. Su ve buhar enerjisinin sanayi üretiminde kullanılmaya başlanmasıyla verim ve üretimde devrim niteliğinde gelişmeler sağlıyor.
Devrim niteliğinde ikinci devrim 20 yüzyılın başlarında elektrik enerjisi kullanımının başlaması ile ortaya çıkıyor. 1970’li yıllarda elektronik ve bilgi teknolojileri kullanımının yoğunlaşması, sanayide otomasyonun yaygınlaşması ile üçüncü sanayi devrimi dediğimiz süreç gelişiyor. Günümüzdeki gelişme ise siber fiziksel sistemler ve dinamik veri işleme ile üretim zincirlerinin birbirine bağlandığı yeni bir sanayi devriminin yaşandığı düşünülüyor. Endüstri 4.0 denilen yeni oluşum böyle bir şey.
Bu dört devrimin iki ortak özelliği olduğunu düşünüyorum. Bunların her birisinin başlangıç noktalarının öncesinde ekonomilerde verimlilik kayıpları ve atalet (durgunluk) eğilimleri gözleniyor. Büyüyemiyorlar. Özelliklerin birisi bu. Ekonomiler kendi iç dinamikleri ile bu durgunluğu aşamıyorlar, tersini devreye sokacak bir itiş gücü olmazsa krize sürükleniyorlar. İkinci özellik de bu. Bu koşullarda ekonominin yeniden büyümeye başlaması için ekonominin iç dinamiğinin dışından bir itici gücün gelip ekonomiye yeni bir ivme vermesi gerekiyor.
Tarihe baktığınızda bu iki ivmenin ya savaş ya da bir teknolojik dönüşüm olduğu gözleniyor. Mevzi gelişmeler gerekli dinamizmi sağlayamıyor. Küçük ölçekli olanlar yetmiyor. Yeterli ivmenin sağlanabilmesi için savaşın bir tür “Dünya savaşı” boyutunda olması gerekiyor. Ya da bu ivemnin gücünün ekonomiyi boydan boya daha verimi yüksek bir konuma taşıyacak ölçekte bir teknolojik sıçrama sağlıyor olması gerekli.
Bugün itibariyle öyle Dünya savaşı yapacak ya da buna heveslenecek bir ülke ihtimali olmasına rağmen . Yani mevcut “düşük verim-düşük büyüme” döngüsünü kıracak bir silahlı kapışma söz konusu değil. Buna karşılık “endüstri 4.0” tam da istenen verimlilik artışını ve büyümeyi güçlendirecek bir gelişme. Önümüzdeki dönemde bu yönde gelişmeler görürüz diye umut ediyorum.
Yoksa Dünyamızı kaybederiz. Lütfen kendinize ve Dünyanıza sahip çıkın!..