ANKARA-BİNALİ AĞAÇ(YSM) - Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının satır başları şöyle;
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne milletin evine hoş geldiniz. Sözlerimin hemen başında dün Kırklareli ve İstanbul'da yaşanan sellerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. İçişleri Bakınlığımız, AFAD'ımız, valiliklerimiz ve diğer kurumlarımız su baskınlarından olumsuz etkilenen insanlarımızın sıkıntılarının giderilmesiiçin yoğun bir şekilde çalışıyor. Buradan her iki şehrimizde de özellikle ebediyete uğurladığımız vatandaşlarımıza rahmet dilerken ailelerine sabırlar milletimizin başısağolsun diyorum.
Biraz sonra genel hatlarıyla paylaşacağımız Orta Vadali Program'ın ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Programın hazırlanmasında emeği geçen herkesi Cumhurbaşkanı Yardımcımız ile birlikte tüm bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, sivil toplum kurumlarımızı özellikle bu konuda teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum. Değerli fikirleriyle tenkit ve tespitleriyle programın içeriğine katkı sunan iş dünyamızın temsilcilerine, odalarımıza, sendikalarımıza, meslek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarımıza ve diğer tüm paydaşlara teşekkür ediyorum.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye'nin başta yönetimde istikrar olmak üzere nasıl büyük kazanımlar elde ettiğini hergün çok daha iyi görüyor ve idrak ediyoruz. Katılım düzeyi ve rekabet seviyesi itibarıyla sadece Türk siyasi tarihine değel dünya siyaset litaratürüne de geçen 14 ve 18 Mayıs seçimlerinin hamdolsun tam bir demokratik olgunluk içinde tamamladık. Sandıkların açılmasıyla birlikte tüm belirsizlikler ortadan kalktı ve Türkiye'yi kimin yöneteceği belli oldu.
Halkımız bir kez daha güven ve istikrar dedi. Daha önce ülkemize vakit, nakit ve enerji kaybettiren krizlerin tartışma ve pazarlıkların hamdolsun hiç biri yaşanmadı. Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden Kabinemizi açıkladık. Ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk, ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık. Eski Türkiye'nin alışkanlıklarından kendilerini kurtaramayanların durumunu ise içimiz acıyarak izliyoruz.
28 Mayıs'ın üzerinden geçen 102 güne rağmen birileri hala kavga ve iç çekişmeden başlarını dahi kaldıramazken biz işimizi yapıyor, Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz. Yakın coğrafyamızda savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika Kıtası'nın yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiç bir ülkenin önünü net olarak göremediği hasılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek, krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz. Muhalefetin de artık birbiriyle didişmeyi bırakarak yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ediyoruz.
Hep söylediğimiz gibi biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiç bir fikre önyargı ile yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhanlıkla değerlendirmeye hazırız. Bugüne kadar ısrarla sürdürdüğümüz bu müsbet tavrımızı bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak Orta Vadeli Program gibi ülkemizin hayrına olan işlerde bize destek vermesini bekliyoruz.
Ekonomi ile ilgili planlarımızda 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilimizde yaşayan 14 milyon insanımızı etkileyen depremi asla göz ardı etmiyoruz. Ülkemizin ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmakta, mücadelemizi daha da zorlaştırmaktadır. Türkiye dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak küresel sorunlara ilaveten asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele etmektedir. Ancak devlet-millet dayanışmasıyla nasıl bugüne kadar nice engelleri aştıysak aynı başarıyı depremin yaralarını sarmada da sergiliyoruz. Geride bıraktığımız 8 aya dair veriler bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye OECD ülkeler içerisinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık.
Böylece depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik. İhracatta da yılın ilk 8 ayında 165 milyar doları, yıllık bazda da 253,5 milyar doları yakaladık. Turizmde önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz. İstihdamda da hamdolsun herhangi bir kaybımız söz konusu değil. Yılın ilk 6 ayında emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık. Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon doğal olarak bizim de sorunumuzdur. Enflasyonla mücadelede başta doğal gaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra bir takım ilave tedbirleri aldık.
Fırsatçılara ve aç gözlülere yönelik denetimlerimiz artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir. 2022 yılını milli gelire oranla yüzde 1'lik bir bütçe açığı ile kapattık.
YSM HABER MERKEZİ
Güncelleme Tarihi: 07 Eylül 2023, 10:05