İSTANBUL (YSM) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı. 2018 yıl sonu için yüzde 8.4 olan enflasyon tahmini 5 puanlık revizyona gidilerek yüzde 13.4'e çekildi. 2019 yıl sonu TÜFE tahmini yüzde 6,5'ten yüzde 9,3'e yükseltilirken, 2020 yıl sonu TÜFE tahmini yüzde 6,7 olarak gerçekleşti. Öte yandan TCMB, 2018 yıl sonu gıda enflasyon tahminini yüzde 7'den yüzde 13'e ve ham petrol fiyat tahminini 68 dolardan 73 dolara yükseltti.
TCMB Başkanı Murat Çetinkaya, enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2018 sonunda orta noktası yüzde 13,4 olmak üzere yüzde 12,5 ile yüzde 14,3 aralığında gerçekleşeceğini öngördüklerini açıkladı. Çetinkaya, "Petrol ve TL cinsi ithalat fiyatları varsayımında yukarı yönlü güncelleme +2,3 puan; gıda fiyatları varsayımındaki yukarı yönlü güncelleme +1,4 puan ve ÖTV artışı sonucu alkollü içecek fiyatlarındaki artış +0,1 puan olarak öngörüldü" dedi.
TCMB Başkanı, "Enflasyonun 2019 yıl sonunda yüzde 9,3’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağı öngörülmektedir. 2020 yılında ise enflasyonun %6,7 olacağını öngörüyoruz" dedi.
Enflasyon raporuna ilişkin sunum yapan TCMB Başkanı Murat Çetinkaya'nın açıklamalarından satır başları şöyle:
- Küresel büyüme yılın ilk yarısında istikrar kazandı ve gücünü korumaya devam etti.
- 2018 yılının ikinci çeyreğinde küresel finansal piyasalarda dalgalanmalar artarken, Türkiye'nin risk pirimi ile döviz kurlarına dair göstergeler diğer gelişmekte olan ülkelere göre olumsuz bir seyir izledi.
- Sıkılaşan finansal koşullara paralel olarak kredilerin büyüme hızı ikinci çeyrekte gerilemeye devam etti.
- İktisadi faaliyet yurt içi talepteki yavaşlamaya bağlı olarak ikinci çeyrek itibarıyla dengeleme eğilimine girerken, turizmdeki güçlü toparlanmanın katkısıyla net ihracatın büyümeye desteği sürdü.
- Toplam talep koşullarının enflasyon üzerindeki etkisi ikinci çeyrek itibarıyla kademeli olarak zayıflamaya başlamakla birlikte, maliyet yönlü baskılar ve bozulan fiyatlama davranışları enflasyon görünümünü olumsuz etkiledi.
- Enflasyona ilişkin riskleri sınırlamak amacıyla ikinci çeyrekte güçlü bir parasal sıkılaştırma yapıldı, para politikası operasyonel çerçevesine ilişkin sadeleşme süreci haziran ayı itibarıyla tamamlandı.
- Parasal sıkılaştırma ve Türkiye'nin risk priminde gözlenen artış, kur takası faizlerinin tüm vadelerde yükselmesine neden oldu.
- Küresel risk iştahındaki bozulmanın yanı sıra yurt içi gelişmelerin de etkisiyle tl'nin ima edilen oynaklığı önemli ölçüde yükseldi.
- İkinci çeyrekte ticari kredi büyümesi yavaşlarken, finansal koşullar belirgin şekilde sıkılaştı.
- Fiyatlama davranışına ilişkin takip edilen göstergeler, ekonomik birimlerin fiyat artırma eğiliminin güçlendiğine işaret ediyor.
-İkinci çeyreğe dair açıklanan veriler, iktisadi faaliyetin yavaşlayarak dengelenme sürecine girdiğine işaret ediyor.
- Net ihracatın dönemlik büyümeye etkisi artırıcı yönde gerçekleşti.
- İktisadi faaliyetteki dengelenme eğiliminin yakın dönemse istihdam ve işsizlik verilerine de yansımaya başladığı görülüyor.
- Yılın ikinci yarısında mal ve hizmet ihracatının büyümeye desteğini sürdürerek cari işlemler dengesini olumlu etkilemeye devam etmesi bekleniyor.
- Yılın ikinci yarısında mal ve hizmet ihracatının büyümeye desteğini sürdürerek cari işlemler dengesini olumlu etkilemeye devam etmesi bekleniyor.
- Petrol fiyat tahmini 2018 için 68 dolardan 73 dolara revize edildi
- Petrol fiyat tahmini 2019 için 65 dolardan 73 dolara revize edildi
- Gıda enflasyonunu bu yıl için yüzde 7'den yüzde 13'e revize ettik.
- İthal fiyatları tahminini bu yıl için yüzde 4,8'den yüzde 6,3'e revize ettik.
- Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2018 sonunda orta noktası yüzde 13,4 olmak üzere yüzde 12,5 ile yüzde 14,3 aralığında gerçekleşeceği öngörülmektedir.
- Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla 2019 sonunda orta noktası yüzde 9,3 olmak üzere yüzde 7,6 ile yüzde 11,0 aralığında gerçekleşeceği öngörülmektedir.
SORU – CEVAP BÖLÜMÜ
Çıktı açığı ve enflasyona etkileri açısından baktığımızda 3.çeyrekte negatife geçiyor ve 4 çeyrek negatifte kalıyor.
İç talepteki yavaşlama sinyallerinin belirginleştiğini görüyoruz.
İç talep etkilerini özellikle son çeyrekte görmeye başlayacağız.
Enflasyonda ulaşılan yüksek seviye ve artan küresel riskler dikkate alındığında, mevcut durumda enflasyonla mücadelede ödünleşimlerin azaltılması ve ekonomimizin dayanıklılığının desteklenmesi bakımından maliye politikasının ve makroihtiyati politikaların dengelenme sürecine vereceği katkı kritik önem taşımakta.
Bu noktada, para ve maliye politikası arasındaki eşgüdümün güçlendirilmesi açısından çeşitli etkileşim kanallarının ve iyileştirme alanlarının ortaya konulduğu kutu çalışmamızı okumanızı tavsiye ediyorum.
Para politikasının öngörülebilirliğini kademeli artırma stratejimizin bir parçası olarak, raporda özellikle risk analizi çerçevesini zenginleştirmeye gayret ettik.
Önümüzdeki dönemde temel olarak fiyatlama davranışlarını, küresel risk iştahındaki gelişmeleri, maliye politikasının dengelenme sürecine katkısını ve para politikasının gecikmeli etkilerini yakından takip ediyor olacağız.
Öngördüğümüz temel senaryodan bir sapma olması durumunda enflasyon görünümündeki değişime bağlı olarak para politikası duruşu gözden geçirilebilecektir.
Beklentiler elbette para politikası kararlarının bir bileşenidir, ancak tek bileşeni değil.
OVP çalışmalarına her zaman olduğu gibi mb'nin katkısı talep edildiğinde, politika yapıcılarla elbette paylaşacağız.
Son kararımızda orta vadeli duruşumuzda söylemi daha net hale getirdik, uzun süre para politikasında sıkı duruşun devam edeceğini söyledik, ilave sıkılaştırma gerekiyorsa kurul tereddüt etmeden gerçekleştirecektir.
Finansal aktarım belli bir gecikmeyle etki ediyor, bu etkileri görmeye devam ediyoruz, bu gecikmeli etkilerin takip edilmesinin önemi değerlendirildi.
Yeniden yapılandırmada bir miktar artış olduğunu gözlemliyoruz, bugün itibarıyla dikkat çekici veya sinyal veren bir risk olmadığı kanaatindeyiz.
YSM HABER MERKEZİ