Gazze saldırılarıyla gündeme taşınan kavram: İnsani ara ne demek?

İsrail, Gazze’ye saldırıların durması için dünyadan yükselen ateşkes çağrılarına kulak tıkıyor. Sivil katliamlarına her geçen gün artan tepkilere karşın ABD ve çoğu AB ülkesi ise ateşkes değil ‘insani ara’dan yana tavır alıyor. Uzmanlara göre bu tanımın, uluslararası hukukta yeri yok ve Gazze halkı için çözüm değil.

Gazze saldırılarıyla gündeme taşınan kavram: İnsani ara ne demek?

İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - Gazze’de yaşayan Filistinli sivilleri, hastaneleri, mabetleri, mülteci kamplarını bombaladı. Kente elektrik, suyakıt ve insani yardımların ulaşmasını engelledi. Güneye göç etmeye zorladığı Filistinlilere dahi bomba attı. Batı Şeria’da da baskısını, şiddet kullanarak daha da artırdı...

Sayısız savaş suçu işleyen İsrail, bu zamana kadar çoğu çocuk ve kadın 11 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu.

İsrail bombardımanı ve ablukası altında yaşam mücadelesinin en ağırını veren Gazze’de durum her geçen dakika daha da zorlaşıyor. 7 Ekim’den bu yana uluslararası savaş kurallarının hiçe sayıldığı saldırılara maruz kalan Filistinliler için dünyanın pek çok yerinde gösteriler düzenleniyor, birçok ülkenin devlet ve hükumet başkanı ile Birleşmiş Milletler (BM) saldırıların durması için açıklamalarda bulunuyor, İsrail ve ona destek veren ülke yönetimlerine ateşkes çağrısı yapılıyor.

Ancak bu çağrılara rağmen İsrail yönetimi durmuyor. Her fırsatta İsrail’e olan desteğini ifade eden ABD ve çoğu AB ülkesi ateşkes değil ‘insani ara’dan yana bir tutum sergiliyor.

Son olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Gazze'de çatışmalara "acil ve uzatılmış ara verilmesi" talep edilen karar tasarısı 12 evet ve 3 çekimser oyla kabul edildi. ABD, Rusya ve İngiltere çekimser oy kullanan ülkeler oldu. Konsey, Rusya'nın insani ara yerine ateşkes ifadesinin yer almasına yönelik değişiklik önerisini de reddetti. Fakat buna rağmen İsrail Gazze’ye yönelik saldırılarına devam etti. Hatta karara uymayacağını duyurdu.

Peki, bu günlerdir konuşulan insani ara ne demek? Nasıl bir uygulama söz konusu? Gazze için neden ateşkes değil de insani ara konusunda ısrar ediliyor? Uzmanlarla konuşarak bu sorulara ve daha fazlasına yanıt aradık.

“İnsani ara kavramı uluslararası hukukta mevcut bir kavram değil. Cenevre Sözleşmeleri’nden de kaynaklanmıyor. Bu biraz siyasi bir kavram. Hukuken tanımı yapılmamış ama oldukça fonksiyonel siyasi bir kavram diyebiliriz.”

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve SETA Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Dr. Yücel Acer

İnsani ara ne anlama geliyor?

Öncelikle insanı ara kavramının tanımı ile başlayalım. 

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve SETA Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Dr. Yücel Acer’e danışıyoruz bu aşamada.

“İki ülke arasında veya bazen bir devletle bir silahlı grup arasında yaşanan silahlı çatışmalarda iki seçenek vardır” diyerek sözlerine başlıyor Prof. Dr. Yücel Acer. Bunların da ateşkes ve insani ara olduğunu söylüyor. İnsani aranın ne olduğunu ateşkesten farkını anlatarak şöyle ortaya koyuyor:

“Ateşkes kavramı genel bir ateşkesi ifade eder. Yani çatışmaların belli bir süre durması anlamına gelir. Silahlı çatışmalarda sürekli bir ateşkes aslında arzulanan bir husus. Orada tamamen iki taraf da birbirlerine karşı silah kullanmayı bırakırlar. Ondan sonra zaten sorunun çözümü için görüşmeler, temaslar olur.

İnsani ara dediğimiz zaman ise aslında bir ateşkesten bahsetmiyoruz. Sadece insani maksatla belirli insani faaliyetlerin olabilmesini sağlamak için belirli bir süreliğine, bazen de belirli bir bölgede tarafların birbirlerine karşı silah kullanmaması anlamına gelir. Bir bütün olarak çatışmanın durması söz konusu değil.

Ateşkeste amaç çatışmanın tamamen durdurulmasıdır. İnsani duraksamada da amaç, belirli insani nedenlerle belirli bir süre çatışmaların durdurulmasıdır.”

İnsani ara, özellikle sivillerin gördüğü zararların telafi edilmesi ya da azaltılması şeklinde anlatılabilir. İnsani ara dönemlerinde yaralıların tahliyesi, iki tarafa ait cenazelerin kaldırılıp defnedilmesi, insani yardımların ve gerekli malzemelerin ulaştırılması, sivillerin bir yerden başka bir yere gitmesine imkan sağlanması gibi pek çok ihtiyaç giderilebiliyor.

“İnsani ara uluslararası hukukta mevcut bir kavram değil”

İnsani ara, İsrail’in Gazze’ye aralıksız saldırıları nedeniyle gündeme getirilen bir kavram oldu. Prof. Dr. Acer bu konuda önemli bir noktaya dikkati çekiyor. Bu kavramın uluslararası hukukta yeri olmadığını şu sözlerle aktarıyor:

“İnsani ara ya da insani duraklama kavramı uluslararası hukukta mevcut bir kavram değil. 1949 yılında yapılmış ve silahlı çatışmalarda tarafların nasıl davranması gerektiğini düzenleyen Cenevre Sözleşmeleri’nde insani faaliyetler için öngörülen hükümler var. Mesela hangi tür işaretlerin, hangi tür kurumların ayrıcalıklı olacağı, saldırıya maruz bırakılmaması gerektiği gibi insani temel ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak kurumlar, yöntemler tanımlanıyor. Onların savaş dışı kabul edilmesi gerektiğine ilişkin hükümler var.

Ama bu insani ara kavramı Cenevre Sözleşmeleri’nden de kaynaklanmıyor. Bu biraz siyasi bir kavram. Hukuken tanımı yapılmamış ama oldukça fonksiyonel siyasi bir kavram diyebiliriz.”

İnsani ara güçlü olanın inisiyatifinde

İnsani aranın uygulanabilmesi için aslında iki tarafın doğru bir şekilde iletişim halinde olması gerekiyor. Çatışan tarafların uzlaşısıyla ne kadar süreliğine, hangi maksatlarla ve hangi bölge ya da bölgelerde olacağının karşılıklı kararlaştırılması, verilecek olan aranın sağlıklı işlemesi için önemli.

Prof. Dr. Özer, İsrail örneğine baktığımızda iki tarafın birbiriyle doğrudan muhataplığının söz konusu olmadığını belirtiyor. “Burada aslında tek taraflı bir şekilde duraksamadan bahsediliyor” diyor ve bu insani aranın hangi bölgeyi ne kadar kapsadığı, hangi maksatları taşıdığı gibi konuların belirsiz olduğunu dile getiriyor.

İnsani ara süreci nasıl yürütülebilir?

BMGK'da, Gazze'de çatışmalara "acil ve uzatılmış ara verilmesi" talep edilen karar tasarısı kabul edildi. Ancak buna rağmen İsrail bu karara uymayacağını belirterek Gazze’ye yönelik saldırılarını sürdürdü.

BM daha önce de İsrail’in Gazze'de saldırılara 4 saat ara vereceği bilgisini basındaki haberlerden öğrendiğini, insani amaçlarla verilecek araların kendileriyle koordine edilmesi gerektiğini belirtmişti.

Prof. Dr. Acer, “İsrail'in tek taraflı ara verme beyanı biraz da uluslararası tepkiyi azaltmak için” diyor. Gerçek anlamda insani maksatla mı yapılacak, nasıl uygulanacak gibi konuların bilinmediğine vurgu yapıyor:

“Aslında İsrail'in baştan sona bütün saldırıları Gazze’de temel insan hakları kurallarına ve Cenevre Sözleşmeleri kurallarına aykırı. Çünkü sivil yerleşim yerlerine bu derecede saldırıda bulunulması yani askeri gereklilik olmadığı halde hatta hastanelere ‘Hamas militanları var’ diye saldırılması da uluslararası hukuka aykırı. Gerçekten orada Hamas militanları olsa bile siz sağlık kurumlarına ya da sivillerin saklandığı yerlere saldıramazsınız. Bu uluslararası hukukun izin verdiği bir şey değil.

İsrail burada bütün çatışmaları yöneten taraf. Gerçek ateşkesi de istemediğini açıkça beyan ediyor. 'Rehineler serbest bırakılana kadar' diyor. 'Hamas ortadan kaldırılana kadar' diyor. Bunun ne kadar zaman alacağını da bilmiyoruz.

Bir yandan da sivillerin ağır zarar görüyor olması, çok sayıda sivilin hayatını kaybediyor olması, insani ihtiyaçların karşılanamıyor olması nedeniyle acil ateşkes çağrıları baskıyı arttırıyor İsrail üzerinde. İnsani duraksama adı altında biraz tepkileri azaltmak için ortaya atılmış bir husus gibi görünüyor.

İsrail'in, Batı dünyasının dile getirdiği insani arayı sahada nasıl uygulayacağı çok belli değil, tek taraflı olduğu için de ne kadar etkili olacağı konusu muğlak.”

‘İnsani ara’nın tarihte örneği var mı?

İnsani ara ifadesi Gazze’ye yönelik saldırıların sonrasında gündeme geldi. Kulakların aşina olduğu bir terim değildi. Cenevre Sözleşmeleri’nde yaralıların tahliye edilmesi için koridorlar, güvenli bölgeler oluşturulması gibi ifadelerin yer aldığını söyleyen Acer, “Güvenli bölge, güvenlikli bölge, çatışmasızlık bölgesi gibi kavramlar, sözleşmelerde çok geçer. Bu da sivillerin, yaralıların sığınabileceği, güvenli olabileceği yerlerin, koridorların oluşturulmasının bir hukuki yükümlülük olduğu anlamına gelir” diyor.

İnsani ara ise çatışmalarda daha önce çok da kullanılan bir yöntem değil. BM nezdinde yapılan insani ateşkeslerin örneği olsa da çatışmada güçlü olan tarafın inisiyatifinde uygulanan bir ara tarihte belki de bir ilk.

Ateşkes yerine insani ara ısrarının amacı ne?

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, insani ara tanımı için “Bana uydurdukları bir formül gibi geliyor” diyor. Yaşananların savaş olmadığını, savaş olabilmesi için kurallarının uygulanmasının gerektiğini belirtiyor. Oktav da, Batı dünyasının insani ara ısrarının ardında dünyadan yükselen tepkilerin olduğunu vurguluyor:

“Gazze’de çok vahşi bir saldırı ve insan kıyımı var. Böyle bir ortamda insani ara kelimesindeki o ‘insani’ sözcüğü bile beni çok rahatsız ediyor. Çünkü ortada insani hiçbir şey yok. Anladığım kadarıyla, tepkilerden çekindiler.

İkincisi de 40 günü aştı. Her gün bombaladılar. Ölümler 11 bini aştı. İsrail'in bu kadar çok bombardıman yapması bence bumerang etkisi yapacak İsrail'e, dönüp dolaşıp kendini vuracak. İsrail, dünya kamuoyunda rezil olmuş durumda. Netanyahu'nun sonunu getiren bir insan kıyımı. Ara vermek zorundalar belki de.”

“Batı Şeria'nın da bundan sonra aynı saldırılara maruz kalmayacağının garantisi yok. Çünkü Batı Şeria'da çok su kaynakları var. İsrail'in bugün en önem verdiği şey su kaynakları.”

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav

"İnsani ara Gazze için çözüm sağlamaz"

Peki insani ara Gazze’de yaşanan drama çare olur mu? Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav’a göre İsrail bunun çözüm olmayacağını yaptıkları ile göstermiş durumda. Ateşkes çağrılarının yanıtsız kalmasının nedenini ise şöyle anlatıyor:

“İnsani aranın fayda sağlamayacağı şöyle ortaya kondu. Göçe zorladıkları insanların üzerlerine dahi bomba attılar. Yani iş şirazesinden çıkmış vaziyette. Ara vermek nedir? Bu daha fazla ölüme sebebiyet vermek için, dinlenmek gibi bir şey.

Ateşkes, literatürde var olan bir kavram. Normal savaşlarda belli zamanlarda ateşkes uygulanır. Bu ateşkes barış için bir fırsat oluşturur. İnsani trajedileri hiç olmazsa sonlandırmak için bir umuttur. Demek ki bugün barış gibi bir niyetleri yok.

Ateşkes ayrıca bir anlaşmazlığı çözmek için bir fırsat sunar. Hamas ile İsrail'in arasını bulmak gibi bir düşünceleri yok. Hamas’ı bir taraf olarak görmüyorlar, dolayısıyla da ateşkes olursa İsrail'in çıkarlarının zedeleneceğini düşünüyorlar. O yüzden insani ara kavramında tutturmalarına ya da ısrar etmelerinde hiçbir mantık yok. İsrail'in bu kadar pervasız olmasının sebebi arkasına bu Batı dünyasını almasıdır.”

"İsrail Batı Şeria’ya da saldırabilir" 

İsrail’in Gazze’de sınır tanımadığının altını çizen Prof. Dr. Oktav, bu noktada Batı Şeria’ya da dikkati çekiyor:

“Gazze'nin yanı sıra Batı Şeria'nın da bundan sonra aynı saldırılara maruz kalmayacağının garantisi yok. Çünkü Batı Şeria'da çok su kaynakları var. İsrail'in bugün en önem verdiği şey su kaynakları. Golan Tepeleri’ni aldılar, su kaynaklarına sahip oldular. Zaten ilhak etmeden önce de buradaki su kaynaklarını sömürüyorlardı. Batı Şeria'nın su kaynakları daha fazla. Ben oradan da endişeliyim.”

YSM HABER MERKEZİ

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER