İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - İsrail’in Gazze’de sivillere yaşattığı insanlık dramı en acı şekilde devam ediyor. Güney Afrika’nın bu duruma sessiz kalmayıp Uluslararası Adalet Divanı'na açtığı davanın görülmesinin üzerinden ise neredeyse 3 hafta geçti.
Lahey’de açıklanan ihtiyati tedbir kararları şu ana kadar İsrail tarafından uygulanmış değil. Aksine Gazze’nin kuzeyinden güneye doğru sürülen milyonlarca insana uluslararası hukuk hiçe sayılarak yapılan saldırılar sürüyor.
Son olarak, İsrail’in Refah’a planladığı operasyonlar birçok ülkeden tepki alsa da kararın değişmesi yönünde bir gelişme yok.
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail'in saldırı planladığı Refah kenti de dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nin tamamında geçerli olması istenen ihtiyati tedbirlerin derhal ve etkili bir şekilde uygulanması gerektiği kararını duyurmuştu.
Buna rağmen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivillerin sığındığı Refah'a kara saldırısına girişmemeleri yönünde yapılan uluslararası çağrıları reddederek, "Refah'a askeri saldırı başlatmazsak savaşı kaybederiz" ifadelerini kullanmıştı.
Bu durum İsrail'in ihtiyati tedbir kararlarını uygulamadığını gösteriyor. Hazırlaması gereken bir aylık rapor da büyük bir soru işareti.
Peki, Lahey’in bir ay sonunda nasıl bir karar vermesi beklenir? Dava nasıl etkilenir? Uluslararası Hukukçu Doç. Dr. Levent Ersin Orallı ile konuştuk.
Ne yazık ki, Uluslararası Adalet Divanı'nın yaptırım niteliğindeki kararlarının bağlayıcılığının olmaması, İsrail'in durmasını sağlamak için yeterli bir sonuç doğurmamaktadır.
Uluslararası Hukukçu Doç. Dr. Levent Ersin Orallı
İsrail raporu iletmezse ne olacak?
Doç. Dr. Orallı, İsrail’in beklenen raporu hazırlamayı şu ana kadar imza attığı eylemlerle dolaylı olarak reddettiğini belirtiyor. Bir aylık süre boyunca hazırlanmayan bu raporla, Güney Afrika’nın iddialarının kabul edilmesiyle ilgili sürecin doğacağına değiniyor:
“Uluslararası Adalet Divanı'nın statüsü, 34. ve 38. maddeleri arasında yer alan Divan'ın yetkilerine dair bilgi talebi incelemelerini ve savunma hakkını vurgulamaktadır. Ancak, şu ana kadar Uluslararası Adalet Divanı'nın rapor yazılmasına ilişkin kararı zımni retle karşılanmıştır.
İsrail'e, bir ay içerisinde raporu tamamlama ve UAD'ye sunma süresi verilmiştir. Şayet İsrail 7 gün içerisinde bu raporu tamamlar ve UAD'ye gönderirse duruşma rapor üzerinden savunmayla devam edecek. Ama yapmazsa UAD'nin Güney Afrika'nın iddialarının tamamını kabul etme zorunluluğu doğacaktır.”
“İsrail soykırım suçunu işlemeye devam ediyor”
Öte yandan Orallı, UAD’nin uluslararası hukuk alanında kararları bağlayıcı olmayan bir yargı mekanizması olması nedeniyle siyasi ve güvenlik mimarisi açısından büyük bir zorluğun ortaya çıktığına işaret ediyor. İsrail’in UAD'yi dikkate almadığına vurgu yapıyor:
"Ne yazık ki, Uluslararası Adalet Divanı'nın yaptırım niteliğindeki kararlarının bağlayıcılığının olmaması, İsrail'in durmasını sağlamak için yeterli bir sonuç doğurmamaktadır. Özellikle ABD, İngiltere ve diğer Batı ülkelerinin İsrail'e sürekli destek vermesi ve geri adım atmamakta ısrar etmeleri, durumu daha da zorlaştırmaktadır. Bu durum, İsrail'in soykırım suçunu işlemeye devam edeceği anlamına gelmektedir."
Mahkeme süreci nasıl ilerler?
Peki mahkemenin nasıl bir etkisi olacak? Orallı yaşanabilecek süreci şu sözlerle aktarıyor:
“Bu bağlamda, Divan'ın kararının iki önemli etkisi olacaktır: Birincisi, uluslararası kamuoyunun haklılığını ortaya koyması; ikincisi, uluslararası hukukun İsrail'e baskı yapmasının bir sonucu olarak İsrail'in durumunun zorlaşması. Ancak maalesef, çatışma sürecinde masum sivillerin katledilmesine karşı hala etkili bir hukuki engel oluşturulmamıştır."
YSM HABER MERKEZİ