İSTANBUL-CEMAL KURT(YSM) - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haziranda aylık bazda yüzde 1,94, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 4,01 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 17,53, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 42,89 oldu. AA Finans Enflasyon Beklenti Anketi’ne katılan ekonomistlerin haziran ayı enflasyon beklentilerinin ortalaması yüzde 1,46 olmuştu.
Ekonomistler, TÜFE’nin piyasa beklentisinin üzerinde artış gösterdiğini belirtti.
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, konuya ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede, enflasyonun geçen yılın haziran ayına göre yükselmiş olmasında, gıda ve gıda dışı gruplardaki fiyat artışlarının kısıtlamaların kalkması sonrası hızlanmasının etkili olduğunu söyledi.
Gıda grubunda yüzde 0,88 artış ile geçen yıl gözlenen yüzde 1,6 fiyat düşüşünün tersi yönde bir gerçekleşme izlendiğini belirten Bürümcekçi, alt gruplardan, konut, ev eşyası, eğlence ve kültür, eğitim ve lokanta-oteller gruplarındaki değişimlerin geçen yılın üzerinde olurken, giyim fiyatlarının mevsimsel eğiliminden fazla artmasının da etkili olduğunu aktardı.
Bürümcekçi, kura hassas gruplardan mobilya, ev içi tekstil, ev aletleri, görsel-işitsel sistemler, kişisel bakım ürünleri gibi gruplarda fiyat artışlarının geçen yılın üzerinde gerçekleştiğini dile getirdi.
Haziran ayında enerji grubunda ise yüzde 2,2 artış ile geçen yılın yüzde 2,6 fiyat artışının altında bir gelişme izlendiğini kaydeden Bürümcekçi, “Giyim fiyatları mevsimlik değişiminin yüzde 2,40 artış ile geçen yılın yüzde 1,16 artışının üzerinde olması ise yıllık enflasyonu yukarı çekti. Böylece, yıllık TÜFE de önceki ayki yüzde 16,59 seviyesinden yüzde 17,53’e yükseliş gösterdi.” dedi.
“Merkez Bankası temmuz toplantısında değişiklik yapmaz, ama ihtiyat dozunu artırır”
Haluk Bürümcekçi, gelecek dönem seyri açısından gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümünün, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamaları gibi ana değişkenlerin enflasyon üzerindeki risklerin yönünü yukarıda gösterdiğini söyledi.
Kısa vadede, küresel çapta gıda fiyatlarının yanı sıra petrol ve emtia fiyatlarının tırmanışını sürdürmesinin olumsuz yansımalarının görülmeye devam ettiğini vurgulayan Bürümcekçi, kur sepetinin şubat sonundan beri yüzde 19 civarında artmasının ve yıllık değişiminin yaklaşık yüzde 30 seyretmesinin bu faktörün yukarı yönlü etkisinin ithalat fiyatlarındaki yükselişle birleşerek güçlendiğine işaret etmekte olduğunu dile getirdi.
Bürümcekçi, şunları kaydetti:
“Buna ek olarak, ekonomik aktivite ve iç talebin ikinci çeyrekte de parasal sıkılaşmadan sınırlı etkilenerek devam etmesi ve hizmet sektöründe kısıtlamaların kaldırılması enflasyon üzerindeki riskleri artırmaktadır. Ayrıca, temmuz ayında elektrik ve doğal gaz fiyatlarında yapılan artışın dolaylı etkilerle beraber enflasyonu 1 puan civarı yukarı çekmesini beklerken, temmuz sonuna kadar uzatılan hizmet sektörlerindeki KDV indiriminin sonraki dönemde kaldırılması durumunda buradan yaklaşık 1 puan yukarı yönlü etki de gelebileceğini düşünüyoruz. Dolayısı ile, TL değer kaybının daha fazla yükselmediği durumda bile enflasyonun uzun bir süre mevcut yüksek seyrini koruması ve üçüncü çeyrek sonlarında yüzde 19 civarında zirvesini gördükten sonra yılı en iyi ihtimalle yüzde 16-17 aralığında bitirmesi beklenebilir.”
Haluk Bürümcekçi, 28 Temmuz’da yayımlanacak Enflasyon Raporu’nda TCMB’nin yıl sonu tahminini yüzde 12,2 seviyesinden en az 1,5-2,0 puan yükseltmesinin beklendiğini ifade etti.
Aynı raporda yer verilecek enflasyon patikasına ilişkin tahmin aralığının özellikle üst sınır değerlerinin önemli olacağını söyleyen Bürümcekçi, Merkez Bankasının daha ihtiyatlı bir duruş olarak faiz indirimi planlamalarını en azından son çeyreğe ötelemesini getireceğinin söylenebileceğini sözlerine ekledi.
Merkez Bankası daha sıkı olabilir
GCM Yatırım Araştırma Müdürü Dr.Tuğberk Çitilci de TÜFE’nin piyasa beklentisi üzerinde gerçekleştiğini belirterek, “Üretici enflasyonu yıllık olarak yüzde 42,89 seviyesine ulaşırken TÜFE -ÜFE makası açılmaya devam ederek ileri dönemler için maliyet baskısını öne çıkarmaktadır.” dedi.
Temmuz ayında devreye alınan doğal gaz ve elektrik zamlarının üretici enflasyonu üzerinde negatif etkilerinin ve bunların gecikmeli olarak fiyatlara yansıması ile 3. çeyrek boyunca yüksek enflasyona adaptasyonun süreceğini ifade eden Çitilci, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Başarılı aşılanma süreci ile normalleşme hızlanırken arz ve talep yönlü şoklar enflasyonu yukarı yönlü beslemeye devam etmektedir. Yıllık enflasyon ile TCMB’nin yüzde 19 seviyesinde olan politika faizi arasında daralan makas reel faiz tartışmalarını tekrar devreye alacakken, enflasyon baskısı TCMB’nin 3. çeyrekte erken bir faiz indirimine gitme senaryosunu ortadan kaldıracaktır. Erken faiz indirimi senaryosunun devreden çıkması olumlu bir durum olurken, enflasyon artışı ile reel faizin daralması TCMB’nin faiz artışına gidip gitmeyeceği tartışmalarını 3. çeyrek sonu ve 4. çeyrek boyunca çok sık duyuyor olacağız. Bu noktada yurt içi tema bu şekilde olurken, yurt dışı dinamiklerde Fed para politikası değişimi ve güçlü dolar temasının sürmesi durumunda artan emtia fiyatları ilave negatif katalizör olarak enflasyon temasına yansıyacaktır.”
Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler ise “Kur gelişmelerinden ve yurtiçi ÜFE enflasyonundan TÜFE enflasyonuna geçişkenliğin temmuzda da etkili olmasını ve TÜFE enflasyonunun yüzde 18’i aşmasını bekliyoruz. TÜFE enflasyonunun kasım ayından önce yüzde 17’nin altına gelmesi de zor görünüyor. Buna göre, TCMB önümüzdeki aylarda para politikasını daha önce öngörülenden daha sıkı tutmak durumunda kalabilir.” ifadelerini kullandı.
YSM HABER MERKEZİ
Güncelleme Tarihi: 06 Temmuz 2021, 00:26