İSTANBUL-BİNALİ AĞAÇ(YSM) - Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin üçüncü toplantısının kapanışında bir konuşma yapan Kurum, Türkiye'nin bundan tam 60 gün önce asrın felaketini yaşadığını anımsattı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'da üçüncüsünü 135'i bulan kurul üyeleriyle yaptıkları toplantının ana gündem maddesinin Kahramanmaraş depremleri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Devletimiz, 11 ilimizde gerek arama-kurtarma gerek inşa faaliyetlerini gerek kalıcı konutlarla ilgili yapım sürecini eş zamanlı bilim insanlarımızın katkılarıyla, önerileriyle, çalışmalarıyla yürütmektedir. Bu kapsamda tüm deprem bölgesindeki hasar tespit çalışmalarımızı tamamladık. Deprem bölgesindeki illerimizde 876 bin 125 bağımsız bölüm olan 312 bin binanın yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olduğunu tespit ettik. Bugün itibarıyla 78 bin konut ve köy evinin yapım sürecini başlattık, 42 bin konutun da temellerini attık."
Bölgede ticaretin eski hareketliliğine kavuşması için 936 küçük sanayi sitesinin de yapımına başladıklarını dile getiren Kurum, "11 ilimizde 319 bin konutumuzun temellerini de inşallah mayıs ayı sonuna kadar atacağız. Bu konutları da inşallah 1 yıl içerisinde vatandaşlarımıza, kardeşlerimize teslim edeceğiz. Ardından da hasar tespitlerle birlikte, gerek rezerv alanlarda gerek şehrin merkezinde yapacağımız çalışmalarla birlikte ilk etapta 650 bin konutun yapımını 11 ilimizde başlatmış olacağız. Yeni evine kavuşmayan hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız." diye konuştu.
"Eğitim statülerinde Afet Bilgisi derslerini yaygınlaştıracağız"
Bakan Kurum, bilim insanları ve kurumlarla birlikte toplantıda vardıkları sonuçları ve yapacakları uygulamaları da paylaştı.
Afet riski yüksek bölgelerde geçici barınma alanlarına dair altyapıyı hızlıca kuracaklarını kaydeden Kurum, son derece kritik bir çalışma olan tüm afet türlerine dair erken uyarı gözlem istasyonlarını 81 ilde kuracaklarını, vatandaşın olası afetlere dair en erken şekilde haberdar olmasını sağlayacaklarını söyledi.
Kurum, tüm millet bahçelerini afet toplanma alanı ve geçici barınma bölgesi konseptlerine uygun hale getireceklerini, bunun için ihtiyaç duyulan tüm ekipmanları ve teknolojileri süratle bu alanlara yerleştireceklerini aktardı.
Ortaöğretim, lisans ve lisansüstü eğitim statülerinde Afet Bilgisi derslerini yaygınlaştıracaklarını vurgulayan Kurum, afet anında iletişimin kesintisiz devam edebilmesi için tüm şehirlerdeki sabit ve mobil baz istasyonlarına dair verimlilik çalışmaları yapacaklarını anlattı.
Kurum, tüm çalışmalarına altlık olacak ve çok kritik bir öneme sahip Türkiye'deki diri fay haritası ve diğer afet türlerine dair risk haritalarının güncellemelerini bilim insanlarıyla tamamlayacaklarını ve milletle 7/24 kesintisiz bir şekilde paylaşılır hale getireceklerini söyledi.
"Radye temel kullanımını gerekirse bazı yerlerde zorunlu hale getireceğiz"
İnşa faaliyetlerinin olmazsa olmazı mikro bölgeleme etütlerini ülkenin en ücra köşesinde yapılan inşa faaliyetlerine kadar yaygınlaştıracaklarını vurgulayan Kurum, şunları dile getirdi:
"Dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması konusunda gerekli tüm yaptırımları uygulayacağız. Türkiye'de dere yatakları ve sıvılaşma riski yüksek bölgeleri imara kapatma, kat eksiltme, kamulaştırma yoluyla yeşil alana çevirme gibi çalışmaları kararlılıkla uygulayacağız. Riskli bölgelerde imara kapatılacak yerleri belirleyeceğiz. Yine riskli alanlarda kat yüksekliklerini sınırlandıracağız. Radye temel kullanımını gerekirse bazı yerlerde zorunlu hale getireceğiz. Tüm bu çalışmalarda görevlendirilmek üzere, binlerce mimar, mühendis ve şehir plancısını istihdam edeceğiz. Dere yataklarında veya heyelan ve taşkın riski bulunan yerlerdeki binaların tespitlerini tamamlayacak, uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma sürecine dair planlamaları hızlandıracağız. Risk altındaki şehirlerimizde, su ve kanalizasyon altyapısını yenileyeceğiz. Bu bölgelerde inşa faaliyetlerine kesinlikle izin vermeyeceğiz."
Bakan Kurum, ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tünelleri ülke sathında yaygınlaştıracaklarını, hastane, okul, sağlık ocağı, kaymakamlık binaları gibi vatandaşlara hizmet veren kamu binalarını riskli bölgelerden kaldırma işlemlerini hızlandıracaklarını söyledi.
Uygulamalarını, şehrin var olan kültürüne, sanatına, doğal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapısına uygun tasarlayacaklarını aktaran Kurum, tüm kamu binalarının ve vatandaşların toplu halde bulunduğu alanların afetlere karşı dayanıklılık testlerini tamamlayacaklarını aktardı.
"Türkiye Bina Envanterini hazırlayacağız"
Çok katlı ve özel mimari yapılar, otel ve AVM'ler, 20 kat üstü yapılar, termik santraller, büyük barajlar için Yapı İzleme Sistemleri'ni kuracaklarını kaydeden Kurum, şöyle devam etti:
"Türkiye Bina Envanteri'ni hazırlayacağız. Bu binalarımızın risk durumlarının tespitini tamamlayacağız. Afet sonrasında oluşan zarar ve hasar tespitine dair dijital veri havuzu oluşturacağız, devletin tüm birimlerinle entegrasyonunu sağlayacağız. Boyutları ve ergonomisiyle gerektiğinde binalara yaklaşacak ve hatta içinde gezebilecek kabiliyette insansız hava ve kara araçları geliştireceğiz. Yapı sektörümüzü yakından ilgilendiren bir kararımız da şudur; tüm inşa süreçlerimizde çerçeveli perdeli ve panel sistemlerini, hafif beton ve çelik lif katkılı betonlar, kauçuk ve çelik sismik izolatör uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Yapı Sağlığı İzleme Sistemleri'ni hayata geçireceğiz. Kullandığımız araçlar, otomobiller nasıl periyodik olarak muayeneye tabi tutuluyorsa Türkiye'de tüm binalar da aynı periyodik muayenelere tabi olacaklar. Tüm yapılarımızı mimar, mühendis ve şehir plancılarından oluşturacağımız yeni bir birim tarafından muayene edeceğiz."
Bakan Kurum, güneş enerjisi kullanan, kendi suyunu tutan, biriktiren ve biriken suyu peyzaj alanlarında kullanan yeşil bina modelini tüm mevzuatlarına işleyeceklerini söyledi.
Türkiye'nin uygun olan her yerinde, ahşap ve yöreye özgü uygun doğal yapı teknolojilerini etkin bir şekilde uygulayacaklarını aktaran Kurum, yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı, sıfır atık uyumlu ve ekolojik özellikli malzemelerinin kullanımını daha da yaygınlaştıracaklarını ifade etti.
Kurum, kentsel dönüşümde riskli yapı stokunun miktarına göre yeni bir önceliklendirme yapacaklarını, buna göre yeni bir program oluşturacaklarını ve her şehir için ayrı bir finansman modeli geliştireceklerini dile getirdi.
Türkiye'yi afetlere karşı dirençli bir ülke haline getirmek için afet merkezli yeni bir finansal yapılanma ve yeni teşvik sistemlerini hayata geçireceklerini vurgulayan Kurum, "Yapılacak tüm çalışmalarda mesleki mesuliyet sigortası ve yetkin mühendislik uygulamalarını zorunlu hale getirecek, yapı denetime ek olarak zemin denetim uygulamalarını da mevzuata bağlayacağız." diye konuştu.
"Güvenli Türkiye AR-GE Enstitüleri kuracağız"
Kurum, afet riskinin yoğunluğuna ve afet sınıfına göre ihtiyaç duyulan her yerde, üniversitelerin öncülüğünde, TÜBİTAK ile birlikte Güvenli Türkiye AR-GE Enstitüleri kuracaklarını, yüksek lisans ve doktora programları açacaklarını söyledi.
Tüm bu önleyici tedbirlerin uygulanması noktasında hiçbir vatandaşı mağdur etmeyeceklerini aktaran Kurum, hiçbir kenti asla geride bırakmayacaklarını vurguladı.
Bakan Kurum, vatandaşların çalışmalarını çok yakında aktif hale gelecek www.ulusalriskkalkani.gov.tr adresinden takip edebileceğini sözlerine ekledi.
YSM HABER MERKEZİ