Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz çevremizde barış kuşağı tesis etmektir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hedefimiz Avrupa'dan Karadeniz'e, Kafkasya ve Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz çevremizde barış kuşağı tesis etmektir

ANKARA-NURULLAH SARI(YSM) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TOBB 79. Genel Kurulu'nda konuştu.

Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

81 vilayetimizde faaliyet gösteren 365 oda ve borsamızın tamamını 1,8 milyona yaklaşan üyenin hepsini birer Alperen olarak görüyoruz. Sizlerin şahsında büyük ve güçlü Türkiye idealine sahip çıkan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Türkiye'ye hizmet mücadelemizde bugüne kadar hep sizlerle yol yürüdük. Ne yaptıysak beraber yaptık. Sırt sırta vererek beraberce başardık. Demokrasimize yönelik tehditlere sizlerle beraber göğüs gerdik. Ekonomimizi çökertmeyi amaçlayan saldırıları beraber püskürttük. Türkiye'yi tarihinin en büyük yatırım hamleleri ile beraber tanıştırdık. Türk ekonomisini her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında beraber büyüttük. Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına beraber getirdik. Kişi başı geliri 3 bin 600 dolardan alıp 10 bin 650 dolara beraber yükselttik. İş gücü sayısındaki artışa rağmen istihdamı 32 milyona yine beraber ulaştırdık. İhracatımızı 36 milyar dolardan 255 milyar dolara, turist sayımızı 12,8 milyondan 51,5 milyonun üzerine beraber çıkardık.

"Bundan sonra da aynı çizgide yolumuza devam edeceğiz"

Milletimizin 60 yıllık hayali olan Türkiye'nin otomobili Togg projesini sizlerin de sahiplenmesiyle beraber gerçeğe dönüştürdük. Son 21 yıla damga vuran bu eşsiz başarı hikayesini kamu-özel sektör dayanışması içinde hareket ederek beraberce yazdık. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide yolumuza devam edeceğiz. Farklı hesaplarla hareket edenleri asla aramıza sokmayacağız. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara ortak akılla beraber çözüm arayacağız. İş dünyası ile sivil toplumu ile siyaset kurumu ile el birliği, gönül birliği içinde inşallah Türkiye Yüzyılı'nı hep beraber inşa edeceğiz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hedeflerimize ulaşmamız noktasında üzerlerine düşen görevleri en güzel şekilde yerine getireceklerine inanıyorum. Ben sizlerin desteğine güveniyorum.

Tarihimizin en önemli seçim süreçlerinden birini önceki gün itibarıyla hamdolsun başarıyla tamamladık. 14 Mayıs'ta seçimlerin Meclis boyutu neticelenmişti. 28 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı aşaması da sonuçlanmış oldu. Her iki seçimi de demokrasimize yakışır bir olgunlukla gerçekleştirdik. Hiç bir müessif hadisenin yaşanmasına izin vermeden rekor bir katılımla vatandaşlık görevimizi ifa ettik. Adeta yüzdre 90'lara dayanan bir katılım. Buradan bir kez daha seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize, iş dünyamıza hayırlar getirmesini rabbimden niyaz ediyorum.

Tercihini demokratik yollarla sandığa yansıtan her bir vatandaşıma en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimi hepimizi gururlandıran yüksek katılım oranları dolayısıyla ayrıca tebrik ediyorum. 28 Mayıs gecesini ülkemizle birlikte Afrika'dan Asya'ya, Rumeli'den Filistin'e, Türk Cumhuriyetleri'ne kadar her yerde adeta bayram gecesine çeviren tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum.

Elbette seçim sürecini tüm yönleriyle enine boyuna değerlendireceğiz. Aynı şekilde sokaklardaki o eşi benzeri görülmemiş coşkunun arkasında yatan sebepleri de çok iyi analiz edeceğiz. Gerek anlamı gerekse sonuçları itibarıyla ülke olarak bir kader seçimi yaşadığımızın farkındayız. Milletimiz tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi istiklal ve istikbaline yönelik hayasız akınları görmüş, iradesine sahip çıkarak bunları durdurmuştur. Türk ile Kürdün, alevi ile sünninin arasına serpilmek istenen fitne tohumlarını aziz şehitlerimizin kanları ile yoğrulmuş bu mübarek topraklar reddetmiştir. Anadolu irfanı bir kez daha siyaset mühendisliklerine galip gelmiştir. Terör örgütleri eli ile siyaseti yönlendirme çabaları hedefine ulaşmamıştır. Seçim maratonunun kazananı Türk demokrasisi ve Türk milleti olmuştur.

Milli iradeye güvenen, ülkemiz için hayal kuran, kendisini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım bu seçimin tartışmasız kazananıdır. Kampanya sürecinde yapılan tüm kışkırtmalara rağmen sandığa gölge düşürmeyen her bir insanımız bu seçimin kazananıdır. Yabancı dergi kapakları üzerinden yürütülen propagandalara aldırmadan hiçbir baskı altında kalmadan iradesini sandığa yansıtan her bir kardeşim bu seçimin kazananıdır. Kendi öz yurdunda yıllardır parya muamelesi gördüğü halde hukuk ve meşruiyetten ayrılmayan sessiz çoğunluk bu seçimin kazananıdır. Sırf farklı tercihlerde bulunduğu için iğrenç hakaretlere uğrayan yüreği yaralı depremzedelerimiz bu seçimin en büyük kazananıdır. Terör örgütünü mensuplarının tehditlerine boyun eğmeyerek sandıklara koşan yurt dışındaki tüm gurbetçilerimiz bu seçimin kazananıdır. Dünyanın dört bir yanında Türkiye denilince gözleri parlayan, gözlerinden aşağı damlalar akan ülkemiz için dua eden, bizimle sevinip bizimle üzülen tüm mazlum ve mağdurlar bu seçimin kazananıdır. Allah'a hamdolsun milli irade bir kez daha en güzel en hayırlı şekilde tecelli etmiştir. Türkiye Yüzyılı teklifimiz hem 14 Mayıs'ta hem de 28 Mayıs'ta milletimiz tarafından büyük bir teveccüh ile kabul görmüştür.

Halkımız önce Meclis'te çoğunluğu 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı'na ardından Cumhurbaşkanlığını yüzde 52,18 oy oranı ile şahsımıza vererek 5 sene daha istikrar sürsün, Türkiye büyüsün demiştir. Millet ilkeler ve değerler yerine bakanlık ve milletvekilliği pazarlığı üzerine kurulu kumar masasına tekmeyi vurarak devirmiştir. Hatta hesap uzmanıyım diye övünenler Dimyat'a pirince giderken ellerindeki yaklaşık 40 milletvekilinden de olmuştur. İktidar hırsı ile yapılan yanlış hesaplar bu sefer Bağdat'tan değil ama sandıktan dönmüştür. Bakınız ben hesap uzmanı değilim ekonomistim. Burada bu hesabı sizlerle de paylaşayım, Cumhuriyet Halk Partisi'nin vekil sayısı 2018'de 146 idi. 2023'te vekil sayısı 169'a çıktı. Fakat buradan tabi kiralık vekiller verdiler. Onlar da 40 tane. 40 tane kiralık vekil gidince bu defa net olarak 129'a düştü vekil sayısı. Şimdi hesap uzmanı bu işi böyle yapar mı? 40'ı gitti, 129 vekil kaldı. 17 vekil burada düşmüş oldu. Bundan sonrasını herhalde oraya gönül vermiş olan tüm CHP'li arkadaşlar da düşünecektir. Eski Türkiye ittifakı sandıkta milletten ikinci kez kırmızı kart yemiştir.

"Bunun dersini benim milletin sandıkta verdi"

Türkiye'nin 16 Nisan 2017 referandumu ile birlikte zaten terk ettiği eski sisteme dönüş önerilerini bir kez daha elinin tersi ile itmesi son derece manidardır. Bu kirli ittifaklar, kirli bir araya gelişler 6 tane cumhurbaşkanlığı yardımcılığı bu tür yanlış bir araya gelişler ne demokrasiye sığar ne bu milletin ruh köküne kültürel değerlerine yakışır. Bunun dersini benim milletin sandıkta verdi. Ne dediler önce güçlendirilmiş parlamenter sistem dediler. Tuttu mu? Tutmadı, önce öyle başladılar kampanya sonuna doğru artık bunu kullanmaktan vazgeçtiler. Bu noktada özellikle dünyada en gelişmiş ülkelerin ve dolayısıyla bizim de ortaya koyduğumuz sistem kabul gördü.

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tekemmül ettirmeye odaklanmalıyız"

Siyaset kurumunun sandıktan çıkan bu iradeyi doğru bir şekilde okuması gerektiğine inanıyorum. Milletin zaten kararını verdiği konularda yeni dayatmalarda bulunmaktan artık vazgeçilmelidir. Akıntıya kürek çekmenin, tarihi geriye sardırmanın hiçbir faydası yoktur. Eski sistem tartışmalarını tamamen rafa kaldırmalı bugünden itibaren sivil siyasetin en büyük kazanımı olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tekemmül ettirmeye odaklanmalıyız. Hazreti Mevlana'nın veciz ifadesiyle eğer söyleyecek olursak, bir yerden göçmek ne iyi, hergün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan donmadan akmak ne hoş, dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait şimdi yeni şeyler söylemek lazım. Evet siyaset müessesesinin asli görevi de budur. Yeni şeyler söylemek lazım. Bizim vazifemiz düne saplanıp kalmak yerine yeni şeyler söylemek, ülkenin önüne yeni hedefler koymaktır.

"Muhalefet noksanlığı var"

Elbette bu seçim sürecinde kimin ne yaptığını, ne söylediğini, nereden nasıl bir pozisyon aldığını hafızamıza kaydedeceğiz. Bunu yaparken geçmişin geleceği gölgelemesine de kesinlikle göz yummayacağız. Muhalefet partilerinden bizim de milletimizin de beklentisi bu yöndedir. Muhafalefet ve destekçilerinin halkımızı aşağılayan, kutuplaştırıcı, gerilimi körükleyen eski provakatif söylemlerini bir an önce terk etmesi gerekiyor. Sandıkta tecelli eden irade ile kavga edilmeyeceği gerçeğini ülkemizdeki tüm muhalefet partilerinin artık anladıklarını ümit ediyorum. Çünkü Türkiye'nin önemli bir noksanı da gerçekten demokrasideki o muhalefeti göremeyişidir. Muhalefet noksanlığı var. Bunu Türkiye giderdiği anda inanıyorum ki demokrasi mücadelesi ülkemizde çok daha güçlü bir şekilde devam edecektir.

Samimi bir öz eleştiri yaptıktan sonra muhalefetinde sandıktan yükselen bu çağrıya kulak vereceğini düşünüyorum. Biz her iki seçimde oluşan tabloyu büyük ve güçlü Türkiye idealimiz adına çok kıymetli buluyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde devlet organları arasındaki iş birliği ruhunu güçlendirerek ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Bunu da iş dünyamızın siz değerli temsilcileri ile birlikte yapacağız.

"Deprem bölgesinde 319 bini ilk 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konut inşa edeceğiz"

Seçim belirsizliğinin ortadan kalkması ile birlikte şimdi gündemimizdeki esas konulara yoğunlaşabileceğiz. Milletten bir kez daha güvenoyu almış, güven tazelemiş bir yönetim olarak dünden itibaren çalışmaya başladık. Asrın felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılması en öncelikli meselemizdir. Depremzedelerimizi kampanya döneminde de zaten ihmal etmemiştik. Her bir şehrimize farklı tarihlerde 3-4 kez giderek afetzedelerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Şimdiye kadar 910 binden fazla çadırın, 117 binden fazla konteynerin kurulumunu tamamladık. 180 bine yakın afet konutumuzun inşa süreci de başladı. Deprem bölgesinde 319 bini ilk 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konut inşa edeceğiz. Biliyorsunuz bunu İzmir'de depremden hemen sonra gerçekleştirdik. Depremzedelerimizin de samimi gayretlerimizi takdir ettiğine şahit olduk. Bu vesileyle gerek 14 Mayıs'ta gerekse 28 Mayıs'ta şahsımıza çok güçlü destek veren deprem şehirlerimize tekrar teşekkür ediyorum.

"Depremzede kardeşlerimize yönelik bu rezillikleri bu linç kampanyalarını unutmayacak, unutturmayacağız"

Depremzedelerimiz geride bıraktığımız haftalarda sadece kayıplarının acısı ile mücadele etmediler. Aynı zamanda sırf oy tercihlerinden dolayı insanlık tarihinin en aşağılık hakaretlerinin de hedefi oldular. Sığındıkları otel ve misafirhanelerden atılmaktan yapılan yardımların başa kakılmasına kadar pek çok vicdansızlığa maruz kaldılar. Buna rağmen onlar dik durmaya devam ettiler. Metanetli davranmaya devam ettiler. Depremzede kardeşlerimize yönelik bu rezillikleri bu linç kampanyalarını unutmayacak, unutturmayacağız. Ne sebeple olursa olsun afetzedelerimizin gönül yaralarının daha fazla kanatılmasına izin vermeyeceğiz. Afetin yıktığı tüm şehirlerimizi eskisinden daha görkemli, daha güvenli şekilde en kısa sürede inşallah yeniden ayağı kaldırıyoruz, ayağa kaldıracağız. Depremin ekonomimize maliyeti 104 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Hatay, Maraş ve Adıyaman başta olmak üzere depremde en çok yıkıma uğrayan illerimizde her şey gibi ticari hayatta şüphesiz olumsuz etkilendi. Faaliyete geçen 13 bine yakın iş yerimizle buradaki ticareti yeniden hep beraber canlandıracağız.

Bir diğer ana gündem maddemiz enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntılardır. Toplumumuzun farklı kesimlerinde yaşanan refah kayıplarını telafi edecek adımları atmakta kararlıyız. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bundan taviz vermedik. Türk ekonomisinin yıllarca başını ağrıtan yüksek enflasyon meselesini tek haneli rakamlara indirerek halkımızı rahatlatan bizdik, yine biz olacağız. Küresel ekonomideki dalgalanmalar duruldukça bunun olumlu sonuçlarını inşallah hepimiz birlikte göreceğiz.

"110 liderle görüştüm"

Yakın çevrimizdeki krizlerin çözümünde daha fazla insiyatif alarak barış ve istikrarın bölgemize tekrar hakim olması için çalışacağız. Diplomatik münasebetlerimizle bölge ülkeleri ile ekonomik ve ticari iş birliğimizi güçlendireceğiz. Dün akşam itibarıyla 110'a yakın gerek telefon diplomasisi ile gerekse mesajları ile ülke lideri ile görüşmeler yaptık. Hepsi ile mutabakatımız şu, siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel her alanda birliğimizi bundan sonra çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğizime inanıyoruz söz bu. 

İnşallah şu anda Kabinemizin oluşmasından sonra parlamentodaki yapı zaten belli oldu. Süratle bizler ziyaretlerimize başlayacağız aynı şekilde bize de ziyarete gelecek olan dünya liderleri var. Hedefimiz Avrupa'dan Karadeniz'e, Kafkasya ve Ortadoğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda son yıllarda pek çok önemli adım attık. Dost ve kardeş ülkelerle aramızdaki pürüzleri giderdik. Türk Dünyası ile bağlarımızı tahkim ettik. İslam alemi ile ilişkilerimizi ilerlettik. Yeniden Asya girişimimizi ile Asya Kıtası'na yeni bir pencere açtık. Afrika halkları ile kazan kazan temelinde sağlam işbirlikleri kurduk. Özellikle Sayın Putin ile yaptığımız yine son görüşmede kendilerinin Karadeniz Tahıl Koridoru'ndan gönderilecek tahılla birlikte bunların özellikle fakir Afrika ülkelerine una çevrilip gönderilmesi konusundaki mutabakatımızı teyit ettik. Aynı şekilde Latin Amerika'da mevcudiyetimizi perçinledik.

Rusya-Ukrayna krizinin çözümü için elimizi taşın altına koyduk. Tahıl anlaşması ve bunun yanında tabi çok önemli olan bir şey de esir takası ile diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Hepsinden önemlisi Türkiye'yi sonu felaketle bitecek bir çatışmanın tarafı haline getirmekten koruduk. Yani pergelin bir ucunu ülkemize sabitleyip diğeri ile 360 derece manevra yaparak herkesle tüm ülkelerle işbirliğimizi geliştirmeye gayret ettik. İçinde bulunduğumuz dönemde girişimci dış politikamızı ticaretle, enerji ile, turizmle, kültürle, savunmayla destekleyerek devam ettireceğiz. Türkiye'yi bölgesinin yükselen yıldızı haline getireceğiz bunda kararlıyız. İnşallah son 21 yılda olduğu gibi yine hep beraber yapacağız.

Milletimizin tüm kesimleri gibi iş dünyamızın da beklentilerinin farkındayız. Şimdiye kadar sizlerin taleplerine kulak tıkamadık. Asla sorunlarınızı görmezden gelmedik. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin genel kurullarında sizlerle bir araya gelmeye hep çaba gösterdik. Her yıl bakanlarım ile birlikte Türkiye ekonomi şuralarında sizlerle her şehrimizin her sektörümüzün meselelerini uzun uzun istişare ettik yine edeceğiz. Bu istişarelerimizin meyvelerini her alanda beraber topladık. Sorunların çözümü noktasındaki pek çok müjdeyi de yine bu toplantılar vasıtasıyla kamuoyu ile paylaştık. İnşallah bundan sonra sizlerle yine bir araya gelecek ve bu adımları da birlikte atacağız.

"Altın değerinde bir 5 sene daha kazandığımıza inanıyoruz"

Son dönemde adeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan bu vize sorununu en kısa sürede inşallah hal yoluna koyacağız. Sizlerin her alanda önünüzü açmak, yolunuza çıkan engelleri ortadan kaldırmak için canla başla çalışmayı sürdüreceğiz. Dünyanın ve bölgemizin içinde bulunduğu konjektür belki de bizlere tarihimizin en büyük fırsatlarını sunuyor. Bu fırsatları enerjimizi tüketecek iç tartışmalarla sahte gündemlerle heba edemeyiz. Boşa harcayacak tek bir anımız dahi olmadığının altını çizmek istiyorum. Tüm Türkiye olarak 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri ile altın değerinde bir 5 sene daha kazandığımıza inanıyoruz. Özellikle havalimanından Külliye'ye gelene kadar caddelerdeki o tablo asla unutulacak bir tablo değildir. Milletimin böyle bir tabloyu hazırlaması, böyle bir tabloyu ortaya koyması burada duadan başka bize düşen bir şey yok.  

"Bugüne kadar yapmadıkları, yapamadıkları ne tür yalanlar varsa bunların hepsini söylediler"

Yükümüz ağır bunun hep farkındayız. Önümüzdeki 5 seneyi inşallah dolu dolu değerlendireceğiz. Sizler de gördünüz seçim dönemi boyunca söylemedikleri yalan, atmadıkları iftira kalmadı. Bugüne kadar yapmadıkları, yapamadıkları ne tür yalanlar varsa bunların hepsini söylediler. Sizler zaten iş adamları olarak neyin yapılabileceğini, neyin yapılamayacağını gayet iyi bilenlersiniz. Ama öyle yalanlar ortaya konuldu ki hakikaten insanoğlu bu tür şeyler karşısında yapar mı? Acaba gerçekleştirir mi? Sorusunu kendisine soruyor. Ama karşısındakinin sırtında yumurta küfesi yok. Rahat rahat atabiliyor. Rahat rahat söyleyebiliyor. Önemli olan ne şu seçimi atlatalım hele. Bugüne kadar yaptıklarınız ortada ne yaptınız? 10'u aşkın büyükşehir belediye başkanınız var bu belediye başkanlarınız İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ne yaptı bunları bir ispatlayın. Yani yaptıklarını söylemiyorlar maalesef. Ama ben İstanbul'da, Ankara'da yaşıyorum. İzmir'i devamlı takip ediyorum.

Şimdi 29 Mayıs günü milletin bankadan para çekemeyeceği iddiasından döviz kuru ve sebze fiyatlarının uçacağı hezeyenına kadar tüm tuşlara bastılar. İşte dün 29 Mayıs'tı ne oldu? Bankalar felan hepsi kapandı mı? Kasaları felan boşalttılar mı? Ne oldu? Hepsi yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Artık yatsıyı felan geride bıraktık. Millete ve iş dünyasına korku salmak adına piyasa spekülasyonu dahil her türlü çirkefliği sergilediler. Sırf üç beş oy fazla alabilmek için siyasi tarihimizin en rezil kampanyasını yürüttüler. Bu ülkenin ekonomisini bunlar Londra tefecilerine teslim edeceklerdi edemediler. İş dünyamızı ürkütmeyi, panikletmeyi başaramadılar. İnşallah bundan sonra da bu hedeflerine ulaşamayacaklar. Sizlerden ağızlarını her açtıklarında Türk ekonomisi ile ilgili sürekli kötü tablolar çizen felaket tellallarına prim vermemenizi istiyorum. Bu işleri en iyi sizler biliyorsunuz. 

YSM HABER MERKEZİ

Güncelleme Tarihi: 30 Mayıs 2023, 16:31

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER