Tansiyon neden yükselir?

Tansiyon neden yükselir?

Hipertansiyon ya da bir başka deyişle kan basıncı yüksekliği kalp hastalığı, beyin kanaması ve sonuçta ölüm riskini artıran önemli bir kalp damar sorunu. Nasıl bir etkisi var derseniz açıklayayım...

Bildiğiniz gibi vücudumuzun yapı taşları hücrelerdir. Hücrelerin beslenmesi ve enerji üretebilmesi için gereken maddeler ve oksijen kan yoluyla taşınır ve açığa çıkan artık maddeler ile karbondioksit ise aynı yolla uzaklaştırılır. Kan, damarlar aracılığıyla vücuttaki tüm hücrelere ulaşır. Buraya kadar biliyoruz. Her bir atımda kalp, kanı önce pompalar, sonra yeniden kalbe dolması için istirahat haline geçer. Kan pompalandığında oluşan atardamar duvarındaki en yüksek basınç sistolik kan basıncını (büyük tansiyon), istirahat halinde oluşan en düşük basınç ise diyastolik kan basıncını (küçük tansiyon) meydana getirir. Kan basıncı, kan tarafından kan damarlarının duvarlarına uygulanan kuvvettir. Basınç, kalbin pompolama gücüne ve kan damarlarının direncine bağlıdır. Hipertansiyon demek için sınır seviye nedir?

18 yaşını geçmiş erişkin bir bireyde iki ayrı günde en az iki kez yapılan ölçümlerde büyük tansiyonun 140 mm Hg (civa basıncı) ve üzerinde ya da küçük tansiyonun 90 mm Hg ve üzerinde olması durumu hipertansiyon (yüksek tansiyon) olarak nitelendiriliyor. Kan basıncı için normal değerler büyük tansiyonun 120 mm Hg’nın, küçük tansiyonun ise 80 mm Hg’nın altında olması. Büyük tansiyonu 120-139 mm Hg, küçük tansiyonu 80-89 mm Hg arasında ölçülen kişiler ise yüksek tansiyon gelişimi için adaydırlar ve ileride yüksek tansiyon gelişmemesi için hekim tarafından önerilen sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma, egzersiz yapma, kilolu ise kilo verme gibi bazı tedbirleri almaları gerekir.

Vaka oranı neden arttı?

Evet hipertansiyon teşhisi konulan kişi sayısı küresel çapta artıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre işlenmiş gıda endüstrisinin büyümesi ve buna bağlı olarak diyetlerdeki tuz miktarının artması bu trendin arkasındaki önemli nedenlerden biri.

Şikâyetler neler?

Hipertansiyonu olan bir kişi herhangi bir belirtiyi fark etmeyebilir ve buna genellikle “sessiz katil” denilir. Öyle ki bu sorun algılanmaz ama kalp damar sistemine ve böbrekler gibi iç organlara zarar verebilir. Onun için kan basıncını düzenli olarak kontrol etmek hayati önem taşıyor, çünkü durumun farkında olmamızı sağlayacak en önemli belirti kan basıncı yüksekliği olabilir.

Yüksek tansiyonun bazı vakalarda terleme, endişe, uyku sorunları ve kızarmaya neden olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, çoğu vakada hiçbir belirti yoktur. Tansiyon hipertansif kriz seviyesine ulaşırsa, kişi baş ağrısı ve burun kanaması yaşayabilir.

İkincil hipertansiyon nedir?

Hipertansiyon hastalarının yüzde 90-95’inde bu soruna neden olabilecek, altta yatan başka bir hastalık bulunmuyor. En azından bugünkü bilgilerimize göre böyle. Bunlara primer (birincil) hipertansiyon denir. Geri kalan yüzde 5- 10 hastada yüksek tansiyon bir nedene ya da hastalığa eşlik eder. Bunu da sekonder (ikincil) hipertansiyon olarak adlandırırız. En sık rastlanan ikincil hipertansiyon nedenleri şunlar:

• Çok tuzlu gıdaların tüketilmesi (özellikle tuza hassas kişilerde), 
• Böbrek hastalıkları - Böbrek üstü (adrenal) bezlerinin hastalıkları, 
• Böbrek damarlarının daralması, 
• Büyük atar damarın (aortun) bir bölümünün doğuştan dar olması (aort    koarktasyonu), 
• Tiroid bezi hastalıkları (hipertiroidi, hipotiroidi) bu grupta sayılabilir.

Bu problemlerin çoğu ilaç tedavisi veya girişimsel yöntemlerle tedavi edilebilir. Örneğin, böbrek damarlarına giden atardamardaki darlık, balonla açılabilir veya cerrahi olarak düzeltilebilir. Hipertiroidi ya da hipotiroidi ilaç tedavisiyle ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle, özellikle kan basıncı yüksekliği ilk olarak tesbit edildiğinde hekimler detaylı bir öykü ve fizik muayene sonrasında bazı laboratuvar tetkikleri isterler. Bazen de özel testlere gerek duyabilirler. Amaç, altta yatan hastalığı bulmaktır.

Bir de yüksek tansiyona eşlik eden hastalıklar var. Şeker hastalığı ve obezite gibi. Bu hastalıkların bir ya da birkaçı yüksek tansiyonla bir araya geldiğinde kan damarlarında ateroskleroz (sertleşme) ve kalp hastalıkları oluşumu kolaylaşıyor.

Buna bir de sigara ve alkol kullanımı, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı eklenirse kalp hastalığı riski oldukça yükseliyor. Hipertansiyon, obezite, diyabet ve yüksek kolesterol... Nasıl bir hayat yaşarsanız yaşayın, ilerleyen yıllarda tüm bu sorunların sağlık tablonuza eklenme olasılığını aklınızdan çıkarmayın. Bu dört hastalığın birlikteliği “ölümcül dörtlü” olarak da tanımlanır.

Hangi durumda şüphelenmeli?

Belirttiğim gibi hipertansiyon hiçbir belirti vermeden sadece tesadüfen ölçülen kan basıncı değerinin yüksek bulunması ile ortaya konulabilir.

Bununla birlikte en sık belirtiler enseden alın bölgesine doğru yayılan baş ağrısı, baş dönmesi, kulak uğultusu, kulak çınlaması, burun kanaması, çarpıntı, terleme ve sık idrara çıkmadır. Yüksek tansiyon tespit edilen hastalarda hemen düzenli gidilecek bir hekim belirlenip ilaç tedavisine başlanmasını öneririm. Ancak bunların dışında tansiyonunuzun size yaşam tarzınız hakkında sinyaller verdiğini de unutmayın.

Sağlık bilimciler ona "gizli katil" demekte haklı. Çünkü hipertansiyon vakalarının yüzde 90'ında önceden ciddi bir belirti oluşmaz. Ancak cinsiyetiniz, ailesel miras, kilonuz ve yaşam biçiminiz size ipuçları verir.

Hipertansiyonunuz varsa vücudunuz size diyor ki: Kilonu kontrol altına al, hareketli bir yaşam tarzını benimse, günlük yarım saatlik tempolu yürüyüşlere çık, tuz alımını azalt ve günlük 6 gram (1 çay kaşığı) düzeyine indir, sigara ve alkolü bırak, bol kalorili yağ oranı yüksek gıdaları azalt.

Doktor kontrolünde ve kendinize değer vererek sağlığınıza yön verebilirsiniz.

Huzurla ve Sağlıkla kalın…
 

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.