NURETTİN TOPÇU
Sosyolog, düşünür (D. 1909, İstanbul - Ö. 10 Temmuz 1975). Baba tarafından Erzurumlu olup ailesi Topçuzadeler diye bilinir. Nizam Ahmet imzasıyla şiirler de yayımladı. İlköğrenimini Bezm-i Alem Valide Sultan Mektebi’nde bitirdikten sonra Büyük Reşit Paşa Numune Mektebi’ne devam etti. Bir süre Vefa Lisesi’nde okudu ve İstanbul Lisesi’ni bitirdi. 1928 yılında gittiği Fransa’da öğrencilik yıllarını Remzi Oğuz Arık ve Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu ile geçirdi. Sosyoloji Cemiyeti’ne girdi ve bu derneğin yayın organında felsefî yazılar yayımladı. Bu süreçte Maurice Blondel ve Luis Masignon gibi yazarlarla tanıştı. Strasbourg’da felsefe, ahlâk, psikoloji, sanat felsefesi, tarih, mantık, sosyoloji, arkeoloji dersleri gördü. Felsefe doktorasını Sorbonne Üniversitesi’nde tamamlayan (1934) ilk Türk öğrencisi oldu. Yurda döndükten sonra Galatasaray Lisesi’nde felsefe öğretmenliğine (1935) başladı. Aynı yıl İzmir Atatürk Lisesi’nde görev aldı. Daha sonra Denizli’ye sürgün edildi. Ardından İstanbul Haydarpaşa Lisesi, Vefa Lisesi ve son da olarak İstanbul Erkek Lisesi’nde görev yaptı. İstanbul İmam Hatip okullarında dinler tarihi, felsefe ve Robert Koleji’de tarih dersleri verdi. İstanbul Erkek Lisesi’nden emekliye ayrıldı (1974). Nisan 1975’te kansere yakalandıktan kısa bir süre sonra yaşamını yitirdi. İstanbul’da Topkapı dışındaki Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Nurettin Topçu, Bergson üzerine hazırladığı doçentlik tezini İstanbul Üniversitesi’nde tamamlamıştı. İki yıl Hilmi Ziya Ülken’in eylemsiz doçentliğini yaptı, ancak kendisine kadro verilmediği için üniversiteye atanamadı. Fransa’dan döndükten sonra tanıştığı tasavvufçu Nakşî Şeyhleri Hasip ile Abdülaziz efendilerin etkisinde kaldı ve Abdülaziz Bekkine’ye bağlandı. Celaleddin Ökten’den İslâmî ilimler alanında yararlandı. Düşünsel ve kültürel alanda çalışmalarının bir bölümünü, kuruluşuna da katıldığı Türk Kültür Ocağı, Türk Milliyetçiler Derneği, Milliyetçiler Derneği ve Anadolu Fikir Derneği’nde sürdürdü. Baba dostu olan Hüseyin Avni Ulaş’ın kızıyla evliliği bir süre sonra ayrılma ile sonuçlandı. İzmir’de bulunduğu yıllarda “Hareket” dergisini çıkarmaya başladı. Denizli’ye sürülmesi de bu dergide yayımlanan “Çalgıcılar” başlıklı yazısı nedeniyledir. Denizli’de mahkeme edilmekte olan Said-i Nursi ile tanıştı. Yayımladığı eserleri, dergiciliği, seminer ve konferanslarıyla geniş bir ilgi alanı oluşturdu.
Topçu, düşüncelerinin oluşması bağlamında Fransız felsefeci Maurice Blondel’in etkisinde kalmıştır. “Hareket, Allah’la insanın terkibidir” sözünü ölçü aldı. Eğitimden ekonomiye, ahlâktan politikaya, felsefeden bilime, insanı ilgilendiren her alanda yazılar yazdı. Düşüncelerini sergilediği ve entelektüel sağın öncülüğünü yaptığı “Hareket” dergisini aralıklarla 1939-75 yılları arasında yayımladı. Ölümünden sonra Ezel Erverdi “Hareket” dergisinin yayınını 1982 yılına kadar sürdürdü.
Doktora tezi olan “Conformisme et Rêvolte” (Uysallık ve İsyan) kitabını Türkçeye çevrilerek “İsyan Ahlâkı” adıyla yayımlandı. Bu kitapta “isyanı”, insanı Allah’a götürecek yolları tıkayan her şeye başkaldırı olarak tanımladı. Bu düşüncelerini Bergson sezgiciliği ile destekledi. Batılılaşma konularındaki fikirlerini belirleyen temel neden milliyetçilik oldu. Anadolu toprağına ve Türk tarihine sıkı sıkıya bağlı bir milliyetçilik anlayışı geliştirdi. Bu anlayışa göre; vatan, din ve devlet ayrılmaz bir bütün oluştururlar. Tarih de millî değerlerin başında gelir. Ona göre milliyetçilik, “devirlerin tahakküm sermayesi olan siyasî hezeyanlardan sıyrılmalı”dır. Çünkü bu “bir itham vesikası ya da zafer silahı değil, bir insan felsefesi ve bir dünya nizamıdır.”
Topçu, makalelerinde ruhçu bir sosyalizmden söz etti. Devrim yerine ilerleme fikrini ve tarihî determinizmi (neden sonuç ilişkisini) benimsedi. Bu “ruhçu, devletçi ve muhafazakâr” sosyalizm tanımını şiddetle karşı çıktığı “materyalist, devrimci ve anarşist” komünizmden ayırdı. Tüm bu fikirlerinin temel dinamiği İslâma bağlılığı oldu. Şekilci ve dikte edici bir din yerine ruha nüfuz eden ve metafizik açılımlar sağlayan bir din anlayışı geliştirdi. Bu düşüncelerini hem yayınları yoluyla hem de öğretmen olarak dile getirdi. Sonuç olarak denilebilir ki; Türkiye’de ahlak alanında doktora yapmış ve doçent olmuş ilk kişi Nurettin Topçu’dur. Topçu, esas itibariyle bir ahlak teorisyenidir.
“Nureddin Topçu binbir ahlâk buhranıyla kıvranan Cumhuriyet devri Türkiyesi’nin kalbi ve ruhu idi. Ben onda Yunus Emre’nin çağın felsefesi ile yoğrulmuş büyük bir temsilcisini buldum. Hiç şüphe etmiyorum ki, öbür dünyada yöneldiği yer Mevlâna ve Yunus Emre’nin yanıdır.” (Prof. Mehmet Kaplan)
“Büyük idealler gibi, kendi etrafında toplananlara ebedî huzur ve haz verici nektarını bahşetti. Nurettin Topçu, Hareket’in bu devresindeki yazılarında bâzan cemiyet hâdiselerini değerlendiren bir sosyolog, bâzan varlığın sırlarını ve bilinmeyenin kapılarını zorlayan bir metafizikçi, bâzan Anadolu’ya hizmet aşkını teşvik eden bir idealist, bâzan milliyetçiliğimizin temellerini tesbit eden bir nazariyeci, bâzan da plastik san’atların kuvvetli bir yorumcusu olarak göründü.” (Prof. Orhan Okay)
“Benim için o, sohbetlerine çok uzaklardan koştuğum bir büyük mürşid idi. Ve her şeyin ötesinde bir dost, bir büyük insan. Bütün büyükler gibi hayatında anlaşılmadı. Fakat inanıyorum ki zaman anlaşılmasına vesile olacak, içten içe ‘karasevdalı bir iştiyakla’ sevdiği vatanın yarınında en büyük rehber olarak kabul edilecektir.” (Prof. Ali Birinci)
“Nurettin Topçu Bey, büyük mütefekkir, hakkıyla filozof, yüksek şahsiyet sahibi, düşündüğünü çekinmeden yazan ve söyleyebilen bir kimse idi. O, 20. asır Türkiye’sinde spiritüalist felsefenin İsmail Fennî’yi saymazsak en büyük temsilcisidir. Gerçi Hilmi Ziya Bey gibi maddeciliğe bir reddiye yazmadı. Ama her yazdığı, ruhun üstünlüğünü ortaya koymayı hedeflediği için maddiyuna birer reddiye sayılabilir. Onun fikrî ve felsefî değerinin günümüzde tam olarak ortaya konmuş olduğunu söylemek, biraz zordur. Ama bunun yapılması mutlaka lâzımdır.” (Prof. Süleyman Hayri Bolay)
ESERLERİ:
DENEME-İNCELEME: Conformisme et Revolte (doktora tezi, Paris, 1934; çevirisi İsyan Ahlâkı adıyla basıldı, 1995), Garbın İlim Zihniyeti ve Ahlâk Görüşü (1955), Mehmet Âkif (Ali Nihat Tarhan’la, 1957), Şehid (1959), Garbın İlim Zihniyeti ve Ahlâk Görüşü (1959), Komünizme Karşı Yeni Nizam (1960), Türkiye’nin Maarif Davası (1960), Ahlâk Nizamı (1961), Yarınki Türkiye (1961), Büyük Fetih (1962), Varolmak (1965), Bergson (1968), İradenin Davası (1968), Devlet ve Demokrasi (1969), İslâm ve İnsan (1969), Kültür ve Medeniyet (1970), Mehmet Akif (1970), Mevlâna ve Tasavvuf (1974), Milliyetçiliğimizin Esasları (1978), Millet Mistikleri (yay. haz. Ezel Erverdi - İsmail Kara. Nurettin Topçu’nun yakından tanıdığı değer verdiği insanların vefatından sonra yazdığı hissi ve edebi yazılar, 2001).
ÖYKÜ: Taşralı (1959).
ROMAN: Reha (2000).
ÇEVİRİ: Varoluş Felsefesi (P. Foulquie’den, 1967).
DERS KİTAPLARI: Psikoloji (1949), Sosyoloji (1952), Felsefe (1952), Mantık (1952), Ahlâk (1975).
KAYNAKÇA: Ali Birinci / Sevdiğim ve Tanıyabildiğim Hocam - Orhan Okay / Nurettin Topçu Bir İdealistin Ölümü - Prof. Dr. Mehmet Kaplan / Çağdaş Bir Mistik: Nurettin Topçu (Hareket-Nurettin Topçu Hatıra Sayısı, sayı: 112, 1976), Ali Nihat Tarlan / Fikir ve Sanatta Hareket (Ocak-Mart 1976), İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Fikir ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 3, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), İsmail Kara / Türkiye’de İslâmcılık Düşüncesi (3. Cilt: 1994, s.113-237), Necmettin Doğan / “Türk Muhafazakârlığının Devlet Algısı: Nurettin Topçu Örneği (Doğu-Batı Üç Aylık Düşünce Dergisi (Ağustos-Eylül-Ekim 2011, sayı: 58, s. 213-228).