Okul ve eğitim

Okul ve eğitim

Kavramları sloganlaştırmak en çok o kavrama zarar veriyor. Bir zaman sonra sloganlaşan kavram içerdiği bilgilerden, değerlerden bağımsızlaşıp, ayrı bir anlam taşımaya başlıyor.
Deyim yerindeyse araç olan kavram, bu nedenle amaç olarak algılanmaya başlıyor. “Okul” kavramı bu şekilde evrilen, değişen ve içeriğinden gün geçtikçe bağımsızlaşan bir kavram.
Son birkaç yüz yıl okul kavramının bugün anladığımız anlamda kurumsallaştığı dönem olmuştur. Okul kavramının bu kadar ete kemiğe bürünmesi, eğitim kavramını arka planda bıraktığı için toplumsal anlamda fayda sunmaktan uzaklaşmıştır.
Halbuki okul, daha iyi eğitim verebilmek amacıyla oluşturulmuş bir yapıdır. Yani okul başlı başına bir amaç değil, eğitimin düzenlenebilmesi için oluşturulmuş bir araç olmalıdır.
Ne demek istediğimi biraz daha açmam lazım. Ülkemizdeki örneklerden yola çıkarsak, gözümüzde canlandırmak daha kolay olur. Çevrenizdeki anne babaları bir düşünün. Bırakın üniversiteyi, daha ana okulu çağında çocuğun “hangi okula” gönderileceği tartışılır ebeveynler arasında, nasıl bir eğitim göreceği değil.
Önemli olan okuldur, okulun fiziksel ortamı, öğrenciye sunulan sosyal olanaklar, servis şirketi ve benzeri ikincil işlerdir.
Bu örnekleri bir yana bırakalım, daha kötüsü toplumun önemli bir kısmında okul bittikten sonra (yani mezun olunması gereken en son eğitim kurumundan mezun olduktan sonra) “öğrenme” faaliyeti de bitmektedir.
Dolayısıyla bir yandan “okul” kavramı “eğitim” kavramından uzaklaşmakta, buna karşılık “eğitim” süreci ise “okul” yılları ile sınırlanmaktadır. Hal böyle olunca öğrenciler için her bir okul aslında bir sonraki hedef okuluna gitmesini sağlayabilecek bir araç haline gelmiştir.
İyi bir ilköğretim okulu, iyi bir liseye; iyi bir lise iyi bir üniversiteye, iyi bir üniversite ise iyi bir işe kavuşmak için katlanılması gereken bir aşama haline gelmiştir.
Öyle olunca da toplumun önemli bir kesimi okul hayatını bitirdiği zaman öğrenme sürecinin bittiğini de kabul etmektedir. 
Halbuki, dünya tarihinde bugünkü kadar çok ve zengin öğrenme olanağının insanoğlunun önüne serildiği bir dönem olmamıştır. Diğer taraftan, dünya tarihinde bugünkü kadar sürekli yeni şeyler öğrenme ihtiyacımızın olduğu bir dönem de olmamıştır.
Hem bu sürekli öğrenme ihtiyacını giderebilmek, hem zengin öğrenme kaynaklarını gerektiği gibi değerlendirebilmek için artık eğitim kavramının okulun çatısı altına sığmadığını öğrenme sürecinin sadece belli bir dönem değil hayat boyu süreceğini kabul etmek gerekiyor.

Özetle, eğitim için okul gerekli ama yeterli değildir.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.