İSTANBUL-NURULLAH SARI(YSM) - Modern yaşam tarzı, değişen beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam ve stres gibi faktörler, dünya çapında muazzam boyutlara ulaşan kronik hastalıkları da beraberinde getiriyor. Adını her geçen gün daha sık duymaya başladığımız fonksiyonel tıp, kronik hastalıklarla mücadelede kişiyi beslenme, çevre, duygular ve yaşam tarzına ilişkin faktörlere göre analiz ediyor.
Fonksiyonel Tıp Uzmanı Dr. Hacı Büyükbesnili, yaptığı yazılı açıklamada, fonksiyonel tıbbın kronik hastalıklarla mücadelede kişiyi beslenme, çevre, geçmiş travmalar, genetik yapı ve yaşam tarzına ilişkin faktörlere göre analiz ettiğini söyledi. Kronik hastalığı bulunan insanların bütünsel bir yaklaşımla sağlığa kavuşturmayı ve sağlıklı kişileriyse kronik hastalıklardan korumayı hedeflediğini belirten Dr. Büyükbesnili, "Akut durumlarda bildiğimiz konvansiyonel tıp yaklaşımı mükemmel işe yarar. Doktorlar çoğu zaman ‘nokta atışı’ ile hastalığa neden olan durumu tedavi ederek hastayı sağlığına kavuşturabilir. Oysa diyabet, alzheimer, yüksek tansiyon, kanser ve benzeri kronik hastalıklarda durum daha farklı. Bu hastalıkların önüne geçebilmek veya ilerlemesini önlemek için vücudun kendini onarma ve temizleme yeteneğini teşvik etmenin yanında düzenli takip ve kontrolleri yaptırmak, doğru biçimde beslenmek ve yaşam tarzı değişimlerini gerçekleştirmek gerekir. Kronik hastalığı bulunan insanları; ruh, beden ve zihin bütünlüğü içerisinde şifaya kavuşturmayı hedefler" diye konuştu.
'DİYABET YÜZDE 100 ARTIŞ GÖSTERDİ'
Dr. Büyükbesnili, dünyada 400 milyondan fazla insanın şeker hastalığı olduğunu ve bu sayısının 15 yılda 600 milyonu geçmesinin beklendiğini söyleyerek, "Ülkemizde 10 yıl içerisinde diyabet yüzde 100 civarında artış gösterdi. Kronik hastalıkların gelişme riskini kontrol altına almada en önemli faktör, tükettiğimiz besinlerin doğru seçilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması, yeterli uyku ve kronik stresten uzak durulmasıdır. Ciddi artış gösteren kronik hastalıklar arasında şeker hastalığı ve komplikasyonları, belirli kanser tipleri, kalp damar hastalıkları, inme, Parkinson, Alzheimer, karaciğer ve böbrek hasarları sayılabilir. İlaca gerek kalmadan uygun beslenme, gıda takviyeleri, vitamin ve mineral destekleri, yaşam tarzı değişiklikleri gibi önlemlerle bu hastalıklarda korunmak, önlemek ve erken evrede hastalığı geriletmek mümkün olabilir" dedi.
'KİŞİDE BULUNAN HASTALIĞI DEĞİL, KİŞİYİ TEDAVİ ETMEK'
Fonksiyonel tıbbın kompleks, kronik dejeneratif hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için kanıta dayalı bilime ve tedavi sürecinde hekim-hasta işbirliğine dayanan bir model olduğunu ifade eden Dr. Büyükbesnili, şunları kaydetti:
"Fonksiyonel tıp, kişide bulunan hastalığı değil, hastalığın bulunduğu kişiyi tedavi etmektir. Bütünsel bir yaklaşımla bireye özgü sağlıklı yaşam dengesini kurmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. Semptomları baskılamaktan öte kronik hastalıkların kök nedenlerine inerek bunları tersine çevirmeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Fonksiyonel tıp hastalıkları önlemek ve tedavi etmek kadar, en önemlisi de sürdürülebilir sağlık dengelerine ulaşmak için organizmadaki dengesizlikleri bularak onları gidermeye odaklanır. Fonksiyonel tıp sağlığı, optimum denge hali ve canlılığı da yaşam enerjisinin bedende engelsizce dolaşması olarak tanımlar. Güvenli ve bireye en uygun tanı ve tedavi yöntemlerini içerir. Bünye, beslenme, çevre, duygular ve yaşam tarzına ilişkin faktörlerin analizine dayanır. Hastaların iyileşme sürecine aktif olarak katılmalarını talep eder. Her hastanın patofizyolojisini anlamak ve semptomları aynı da olsa bunların altında yatan farklı nedenleri bulmak gerekiyor. Bireysel tıp burada devreye giriyor zira kronik hastalıkları başka türlü tam bir çözüme kavuşturmak ve iyileştirmek mümkün olmayabilir."
YSM HABER MERKEZİ
Güncelleme Tarihi: 01 Eylül 2021, 22:56