Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8.4'e çıktı

TCMB Başkanı Çetinkaya, 2018 için enflasyon tahminini 0.5 puan artırarak yüzde 8.4'e çıkardıklarını açıkladı.

Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 8.4'e çıktı

İSTANBUL (YSM) - Merkez Bankası, yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı. Yıl sonu enflasyon tahminleri, beklendiği gibi yukarı yönlü revize edildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya,  ocak enflasyon raporunda yüzde 7,9 olarak açıkladıkları 2018 yıl sonu enflasyon tahminini 0,5 puan güncelleyerek yüzde 8,4'e yükselttiklerini belirtti. Çetinkaya, bu güncellemenin 0,4 puanın, petrol fiyatları ve döviz kuru kaynaklı gelişmelere bağlı olarak Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları varsayımını yukarı çekmelerinden kaynaklandığını söyledi.

Çetinkaya, şunları kaydetti: "Yurt içi talebin gücünü korumasına bağlı olarak bir önceki rapor dönemine göre yukarı yönlü güncellediğimiz çıktı açığı ise 2018 yıl sonu tahminini 0,1 puan artırdı. Diğer taraftan, para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceği bir görünüm altında 2019 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 6,5 olarak koruduk. Baz etkisinin yanı sıra döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmelerin gecikmeli yansımalarına bağlı olarak yıllık tüketici enflasyonunda kısa vadede dalgalanma oluşabileceği öngörülmekte ve risklerin yukarı yönlü olduğu değerlendirilmektedir."

Para politikası kararları ve tedbirlerin etkisiyle enflasyonun tekrar düşüş eğilimine girmesinin beklendiğini ifade eden TCMB Başkanı, "Ülke risk priminde küresel ve yurt içi gelişmeler kaynaklı ilave bir artış olmadığı varsayımı altında, sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla sürdürülmesinin yanı sıra iktisadi faaliyet ve kredi büyümesinin daha ılımlı bir büyüme patikasına yakınsaması 2018 yılında enflasyondaki düşüş sürecini destekleyecek. Bu dönemde, para ve maliye politikaları arasında güçlü bir şekilde devam edecek eşgüdüm dahilinde vergi ve yönetilen/yönlendirilen fiyat ayarlamalarının da enflasyondaki düşüşe destek verecek şekilde belirlenmesi büyük önem taşımakta." 

Murat Çetinkaya, tüketici enflasyonunun yılın ilk çeyreğinde 2017 sonuna kıyasla 1,69 puan gerileyerek yüzde 10,23 seviyesine düştüğünü aktararak, "Alt gruplar genelinde görülen bu yavaşlamanın ağırlıklı olarak baz etkilerinden kaynaklandığını, çekirdek enflasyon göstergelerindeki iyileşmenin daha sınırlı kaldığını ve fiyatlama davranışında belirgin bir iyileşme kaydedilmediğini görüyoruz. Diğer taraftan, gerek üretici fiyatları kaynaklı maliyet baskıları gerekse güçlü seyreden talep koşulları tüketici enflasyonu üzerinde etkili olmayı sürdürüyor" ifadelerini kullandı.

Ocak Enflasyon Raporunda öngördükleri gibi, 2017 nin son çeyreğinde de güçlü seyreden büyümeyi özel ve kamu tüketiminin sürüklediğini gözlemlediklerini belirten Çetinkaya, ilk çeyrekte ise iktisadi faaliyetin bir miktar ivme kaybetmekle birlikte gücünü koruduğu tahmin ettiklerini bildirdi.

Çetinkaya, iş gücü piyasasındaki olumlu gelişmelerin desteğiyle tüketim harcamalarının birinci çeyrekte büyümeyi desteklemeyi sürdürdüğünü, kapasite kullanımının yüksek seyrettiği sektörlerde makine teçhizat yatırımlarının hızlandığını ve net ihracatın dönemlik büyümeye katkısının arttığını tahmin ettiklerini dile getirdi.

İlave sıkılaştırma masada

TCMB Başkanı Çetinkaya, konuşmasının "Para Politikası Uygulamaları ve Parasal Koşullar" bölümünde, fiyatlama davranışlarına dair risklerin devam etmesi nedeniyle para politikası duruşunu 2017 nin son çeyreğinde kademeli olarak sıkılaştırdıklarını anımsattı.

Kasımda Türk lirası ve döviz likiditesine dair önlemler aldıklarından bahseden Çetinkaya, aralıkta gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artışı gerçekleştirirken, ocak ve martta enflasyon görünümde kalıcı bir iyileşme oluncaya kadar sıkı para politikası duruşunu koruyacaklarını ve gerekli görülmesi halinde ilave sıkılaşmaya gidebileceklerini duyurduklarını ifade etti.

Çetinkaya, nisan ayındaki PPK toplantısında ise enflasyona ilişkin riskleri sınırlamak amacıyla ölçülü bir parasal sıkılaştırma yapmaya karar verdiklerini hatırlatarak, şunları söyledi:

"Bu doğrultuda, Geç Likidite Penceresi (GLP) borç verme oranı yüzde 12,75 ten yüzde 13,50 ye yükseltildi. Sistemin fonlama ihtiyacı kasımdan itibaren tamamen GLP'den sağlanıyor ve dolayısıyla piyasadaki gecelik repo faiz oranları GLP borç verme oranı seviyesinde oluşuyor. Türkiye'nin ülke risk priminin yükselmesi sonucunda, parasal koşullara dair önemli bir gösterge olan kur takası faizleri tüm vadelerde Ocak Enflasyon Raporu dönemine göre yükseldi.

Jeopolitik gelişmeler ve risk primindeki yükselişin etkisiyle Türk lirası diğer gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine kıyasla daha fazla değer kaybetti ve daha dalgalı bir seyir izledi. Ticari kredi büyüme oranları tarihsel ortalamalara yakınsıyor. Benzer bir yavaşlama eğilimini tüketici kredilerinde de görüyoruz. Finansal koşulları belirleyen tüm unsurları topluca değerlendirdiğimizde, finansal koşulların yılın birinci çeyreğinde bir miktar sıkılaşmış olduğunu gözlemliyoruz."

YSM EKONOMİ SERVİSİ

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER