ÇORUM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen "AK Parti Çorum 6. Olağan İl Kongresi'nde partililere hitabına, "Kendi şehrinde aziz dostum, yol ve dava arkadaşım yiğit insan Erol Olçok'u ve onun ciğer paresi Abdullah Tayyip'i rahmetle yad ediyorum. Onlar, 15 Temmuz gecesi 'mesele vatansa gerisi teferruattır' diyerek bir ok gibi ileri atıldırlar." diyerek başladı.
Salondakilerin, "Reis bizi Afrin'e götür" sloganlarının atılması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan da "İnşallah Afrin için komuta merkezine gittim, ziyaret ettim. 'İhtiyacımız var' dendiği zaman önce ben, ondan sonra da siz benimle beraber geleceksiniz." diyerek cevap verdi. Ardından salondakiler de bir süre "İşte ordu, işte komutan" sloganı attı.
Milletin müsterih olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bu devletin büyük bir devlet, bu askerin büyük bir asker ve güçlü bir ordu olduğunun altını çizdi. Erdoğan, böyle bir orduyla yola devam edildiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu devlet zalime karşı acımasız, mazluma karşı da merhametli bir devlettir. Bu böyle bilinmeli. 15 Temmuz gecesi, milletimizin öz evlatlarını katleden, yaralayan FETÖ'cü alçaklardan işledikleri cinayetlerin hesabını hukuk önünde sonuna kadar soracağız. Yurt dışına kaçanlar da kurtulduklarını sanmasınlar. Onlar için de adalet eninde sonunda muhakkak tecelli edecektir.
FETÖ ve diğer terör örgütlerinin ülkemize yönelik tehditleri tamamen ortadan kalkana kadar mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Şehitler diyarı Çorum'dan vatanımız, bağımsızlığımız ve istikbalimiz için canlarını hiçe sayan tüm kahramanlarımıza bir kez daha Yüce Mevla'dan rahmet diliyorum, şehitlerimizin ailelerine, yakınlarına ve sevenlerine de sabırlar diliyorum. Gazilerimizden tedavisi sürenlere Rabbimden acil şifalar, diğerlerine de sağlık, afiyet ve uzun ömürler temenni ediyorum."
AK Parti teşkilatlarıyla gurur duyduğunu, bunun için Allah'a hamd ettiğini belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kardeşlerim, İsminin önünde profesör yazan, doçent yazan, kendini gazeteci, düşünür, sanatçı, siyasetçi diye adlandıran birilerinin niçin bu operasyonlardan rahatsız olduğunu açıkçası bilemiyoruz. Neymiş, bunlar savaş karşıtıymış, neymiş bunlar bölgede çatışma istemiyormuş, neymiş Türkiye'nin sınırlarını korumasının yolu YPG terör örgütüyle sulh içinde yaşamasından geçiyormuş. Yememiş, içmemişler bunun gibi bir sürü hezeyanın altına imza atmışlar. Sonra da utanmadan bunu milletvekillerine göndermişler. Ya adama sormazlar mı 'Şimdiye kadar aklınız neredeydi?' diye. Madem çatışma istemiyorsunuz, terör örgütü son bir senede 700 defa ülkemize saldırırken siz neredeydiniz be? Kan dökülmesine karşısınız da bölücü örgüt Suriye'de girdiği her yerde onbinlerce insanı vahşice katlederken niye sizin gıkınız çıkmadı be.
Terör örgütü çukur eylemleri ve bombalı barikatlarla bölgedeki vatandaşlarımızın hayatını zindana çevirirken sözde profesörler, sözde doçentler, sözde sanatçılar siz neredeydiniz ya? Siz ne vicdansızsınız ya. Profesör olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Doçent olmak size ayrı bir değer mi kazandırıyor? Sanatçı olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Benim vatandaşımın canına kast edecekler, onları öldürecekler, siz hala kalkacaksınız, 'Yok biz savaş istemiyoruz, barış istiyoruz'... Barış, kanla tesis edilmez. Bunlar bunu yaptılar. Madem barış seversiniz, niçin bölücü terör örgüt mensupları, ailelerinin gözü önünde polislerimizi, askerlerimizi, güvenlik korucularımızı şehit ederken üç maymunu oynadınız? Hainler, niye üç maymunu oynadınız? Neden öğretmenler, imamlar, sokakta yürüyen vatandaşlar, Aybüke Hoca, bir bayan, genç bir öğretmenimiz şehit edilirken... Vicdansızlar, niye sesiniz çıkmadı? Necmettin öğretmenimiz şehit edilirken... Vicdansızlar, niye sesiniz çıkmadı. Polislerimiz, askerlerimiz şehit edilirken niye sesiniz çıkmadı?"
Terörü bitirdikçe, terör örgütü en büyük zayiatları verdikçe birilerinin hemen rahatsız olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin, başına musallat edilmiş en büyük engeli ortadan kaldırması, hem ülkemiz içinde hem de yurt dışında kimi çevreleri çok rahatsız ediyor. FETÖ'cülerin, bölücü terör örgüt sempatizanlarının, DEAŞ'lı canilerin ve tescilli Türkiye düşmanlarının, terörün kökünü kazımamızdan endişeye kapılması elbette doğaldır. İkbalini Türkiye'nin tökezlemesine bağlayanların, kirli planları boşa çıkanların da operasyonlarımızdan hayal kırıklığına uğraması normaldir. Sırtımızı YPG'ye PYD'ye dayadık' diyerek devletimize meydan okuyan kifayetsizlerin hezimetini de şüphesiz normal karşılıyoruz."
"Yememiş, içmemişler bir sürü hezeyanın altına imza atmışlar"
AK Parti teşkilatlarıyla gurur duyduğunu, bunun için Allah'a hamd ettiğini belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kardeşlerim, İsminin önünde profesör yazan, doçent yazan, kendini gazeteci, düşünür, sanatçı, siyasetçi diye adlandıran birilerinin niçin bu operasyonlardan rahatsız olduğunu açıkçası bilemiyoruz. Neymiş, bunlar savaş karşıtıymış, neymiş bunlar bölgede çatışma istemiyormuş, neymiş Türkiye'nin sınırlarını korumasının yolu YPG terör örgütüyle sulh içinde yaşamasından geçiyormuş. Yememiş, içmemişler bunun gibi bir sürü hezeyanın altına imza atmışlar. Sonra da utanmadan bunu milletvekillerine göndermişler. Ya adama sormazlar mı 'Şimdiye kadar aklınız neredeydi?' diye. Madem çatışma istemiyorsunuz, terör örgütü son bir senede 700 defa ülkemize saldırırken siz neredeydiniz be? Kan dökülmesine karşısınız da bölücü örgüt Suriye'de girdiği her yerde onbinlerce insanı vahşice katlederken niye sizin gıkınız çıkmadı be.
Terör örgütü çukur eylemleri ve bombalı barikatlarla bölgedeki vatandaşlarımızın hayatını zindana çevirirken sözde profesörler, sözde doçentler, sözde sanatçılar siz neredeydiniz ya? Siz ne vicdansızsınız ya. Profesör olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Doçent olmak size ayrı bir değer mi kazandırıyor? Sanatçı olmak size artı bir değer mi kazandırıyor? Benim vatandaşımın canına kast edecekler, onları öldürecekler, siz hala kalkacaksınız, 'Yok biz savaş istemiyoruz, barış istiyoruz'... Barış, kanla tesis edilmez. Bunlar bunu yaptılar. Madem barış seversiniz, niçin bölücü terör örgüt mensupları, ailelerinin gözü önünde polislerimizi, askerlerimizi, güvenlik korucularımızı şehit ederken üç maymunu oynadınız? Hainler, niye üç maymunu oynadınız? Neden öğretmenler, imamlar, sokakta yürüyen vatandaşlar, Aybüke Hoca, bir bayan, genç bir öğretmenimiz şehit edilirken... Vicdansızlar, niye sesiniz çıkmadı? Necmettin öğretmenimiz şehit edilirken... Vicdansızlar, niye sesiniz çıkmadı. Polislerimiz, askerlerimiz şehit edilirken niye sesiniz çıkmadı?"
"Elimizde bu terör örgütünden çok kişi var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin kanının yerde kalmayacağına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Dün akşam şu anda teröristlerin elinde olan bir kardeşimizin eşini aradım. Bana, 'Cumhurbaşkanım eşim canlı veya şehit, ne olur beni onlara verin, onlar eşimi bana versinler' dedi. 'Biz her türlü adımı atıyoruz. Elimizde bu terör örgütünden çok kişi var, görüşmelerimizi yapıyoruz' dedim. Biz ne yapacak yapacak inşallah ulaşacağız. Biraz sabırlı olun. Benim canlı veya şehit kardeşimin eşi bunu düşünürken be ahlaksızlar, be adiler, siz ne konuşuyorsunuz ya? Siz bizimle neyin pazarlığını yapıyorsunuz? Profesör olsan ne yazar, doçent olsan, sanatçı olsan ne yazar. Siz sözde sanatçısınız. Biz burada konuşmayacağız da nerede konuşacağız. Burası sözün bittiği yerdir, bu böyle bilinsin."
Erdoğan, söz konusu kişilerin bugüne kadar bölücü terör örgütünün evlerinden kovduğu Suriyeliler için bir araya gelip herhangi bir açıklama yapmadığına değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
"Hem bunların hiç birisini yapmayacaksınız hem de çıkıp utanmadan, arlanmadan bugün bize barıştan, adaletten bahsedeceksiniz. Biz, barış konusunda bizimle yarışa çıkabilecek bir yiğit göremiyoruz. Bunların yaptığı riyakarlıktır, sahtekarlıktır. Daha doğrusu fikir soytarılığıdır. Bunun adı teröristlere canlı kalkan olmaktır. Sözüm ona barış severlik adı altında, bölücü terör örgütüne yardakçılık yapanlar ancak bu şekilde sıfatlandırılabilir. Bunların asıl derdi güvenlik güçlerimizin sınırlarımız ötesinde birer birer tepelediği insanlık düşmanı teröristlere, ülkemiz içinden kol kanat germek, destek vermektir. Ancak ne kadar yırtınırsa yırtınsınlar, beyhudedir. Kardeşlerim, Nasıl Cerablus ve El-Bab'daki teröristler yok olmaktan kurtulamamışsa, Afrin'deki, Münbiç'teki teröristler de kendilerini bekleyen acı sondan kaçamayacaklardır. Ülkemizin güney sınırı terörden arındırılıncaya, ülkemiz sınırları içinde tek bir terörist kalmayıncaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Gizli, açık hiçbir tehdit hiçbir baskı bizi hedeflerimize ulaşmaktan alıkoyamayacaktır."
"Tanklarla, toplarla, helikopterlerle peşlerindeyiz"
2019 seçimlerinde Çorum'dan yeni rekorlar ve başarılar beklediğini ifade eden Erdoğan, Çorumluların samimiyetine inandığını belirtti.
Erdoğan, Türkiye'nin bütün etnik gruplarıyla tek millet olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Ülkemizi bölme gayreti içine girenlere sesleniyorum. Bak F-16 olur, Cudi'ye, Tendürek'e, Kandil'e ineriz, mağaralarına ineriz ve nerede saklanırlarsa saklansınlar orada yakalarız. Tanklarla, toplarla, helikopterlerle peşlerindeyiz. Bugün olduğu gibi. Ya çıkmış birisi de 'Siz bir delikli namlu yapamazsanız, teröristlerin karşısında ne yaparsınız?' diyor. Kim bu duydunuz mu? Ana muhalefetin başındaki zat. Bu ülkede artık bu devlet, bu hükümet ne yapıyor farkında değil ya. Şu anda ey Kemal efendi. Şu obüsler, fırtınalar var ya, onlar bu ülkede yapılıyor elhamdülillah. Şu anda namlu derken şöyle bir lütfedersen sana bildireyim. O namlular nerede yapılıyor, sen de istifade edersin. Sana da bir tane hediye ederler. Olur ya lazım olur bir gün. Çok daha iyileri. Artık İHA ve SİHA yapan bir Türkiye var. Bunu yoldaşların, kol kola omuz omuza dolaştıkların biliyor da sen bilmiyorsun. Partinin içindeki milletvekilin de biliyor da sen bilemiyorsun. Şu anda bölgede bütün o dağlarda SİHA ve F-16 ile oraları bombalıyoruz."
Güncelleme Tarihi: 28 Ocak 2018, 17:04