İSTANBUL (YSM) -Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Buğday ve arpaya özel olarak gübre desteğini yüzde 100 artırıyor ve 4 liradan 8 liraya çıkarıyoruz." dedi.
Pakdemirli, TZOB Otel'de düzenlenen Türkiye Ziraat Odaları Birliği Marmara Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplantıların ilkini Aydın'da yaptıklarını ve orada da bölgenin dertlerini ve beklentilerini dinlediklerini anımsattı.
Göreve geldikleri günden beri üreticilerden gelen her talebe anında karşılık vermeye çalıştıklarını ifade eden Pakdemirli, her fırsatta araziye çıktıklarını ve hedeflerinin 81 ile ziyaretler gerçekleştirmek olduğunu kaydetti.
Pakdemirli, 24 Haziranda ülkenin enerjisini israf eden parlamenter sistemden kurtularak yeni bir yönetim biçimine geçildiğini ifade ederek, yeni sistemle birlikte Türkiye'nin prangalarından kurtulduğunu ve hızın, yüksek katma değerin ve üretimin yolunun açıldığını dile getirdi.
"Marmara'daki toplam bitkisel ürün ihracatı 1 milyar dolara yakın"
Marmara Bölgesi'nin, hem arazi ve toprak yapısı, hem de iklim bakımından Türkiye'nin en verimli alanlarından birine sahip olduğunu ifade eden Pakdemirli, "Marmara bölgesinde toplam bitkisel ürün ihracatımız bugün için 1 milyar dolara yakındır. Bu değer toplam ihracatımızın yüzde 15’ine karşılık gelmektedir. Marmara Bölgesi’ndeki illerin tarla bitkileri üretimi 15 milyon ton, meyve üretimi 1,8 milyon ton, sebze üretimi ise 4,6 milyon tondur. Marmara Bölgemiz üretimde bizim olmazsa olmaz bölgelerimizden biri." diye konuştu.
Pakdemirli, gelecek günlerde Tarım'da Milli Birlik Projesi’nin tanıtımını yapacaklarını dile getirerek, projenin özünde tarımsal hasılayı arttırmak ve kendi kendine yetebilen bir ülke haline gelme çabası olduğunu belirtti.
Tarımın bir strateji ve planlama işi olduğuna işaret eden Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Bizler de, her işimizi, planlı ve programlı yapıyoruz. Tarımı, teknoloji ile birleştirmemiz şart. Bu konudaki çalışmalarımızı hızlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Hayvancılıkla ilgili et ve sütü ayırmadan planlama yapılmış önceki dönemlerde. Sütte fazlalık var, ette eksiklik var. Toplam protein anlamında Türkiye'nin bir eksiği yok. Eğer tüketici tercihi balıktan yana ve tavuk etinden yana olsa Türkiye'nin etle ilgili bir sıkıntısı olmaz. Ancak vatandaşımızın tercihi kırmızı et olduğu için bugün için etle ilgili eksiğimiz var. Bu yapısal bir problem olduğu için zamana ihtiyaç var. 2021'in sonu itibariyle biz Türkiye'yi et ithal eden bir ülke olmaktan inşallah kurtaracağız."
Pakdemirli, tarım alanlarının ülkenin refahının sigortası olduğunu ve bu alanların boş kalmaması gerektiğini belirterek, "Bunları ekmemiz lazım. Kendi eken varsa eksin, ekmeyen varsa bizim bir şekilde bunları konsolide ederek ektirmenin yolunu bulmamız gerekiyor." dedi.
"Marketlerdeki yerel ürün oranı yüzde 25 olmalı"
Tarladan sofraya giderken oluşan ürün kayıplarının önlenmesi gerektiğine de işaret eden Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Üreticide 1 lira olan ürün, tüketicide 4 lira oluyor. Yüzde 50'ye varan kayıpları azaltmanın yollarını bulmamız ve bu verimsizlikleri ortadan kaldırmamız lazım. Hal Yasası çalışmaları da devam ediyor ancak ülke ticaretinin önemli miktarı artık ulusal zincir marketler üzerinden geçiyor. O tarafta iyileştirmeyle ilgili tedbirler almamız lazım. İzmir'in ilçesindeki vatandaş eğer tarlasında bir şey üretiyorsa oradaki ulusal zincir marketin şubesinde malını satabilmeli. Zincir mağazalar, kanuni zorunluluk olarak yüzde 1 oranında yerel ve coğrafi işaretli ürünü rafa koymak zorunda. Bunu yüzde 20-25'e çıkarırsak lojistik olarak iyileşme sağlanır ve nakliye kayıplarından kurtuluruz. Bu yolla yerel ekonomiyi zenginleştirmek de mümkün. Zincir mağazaların, raflarında yerel üreticiye daha fazla yer açması gerekiyor. Hallerde üreticiye daha fazla yer açılması gerekiyor."
Pakdemirli, yerli tohumların korunması ve kullanılması gerektiğine de işaret ederek, "Milli birşeylerimizin kalması lazım, öz varlıklarımızı korumamız lazım. Yerli tohumla üretilen ürünlerde, domateste unuttuğumuz tatlar var. Patateste de yerli çeşitler var. Sanayi patatesi kullanan işletmelere de bu konuyu söyledim. İnşallah yakın zamanda bunları kullanmaya geçerler." diye konuştu.
Yakında açıklanacak Tarımda Milli Birlik Projesi'yle tarımsal milli hasılanın yüzde 35-50 arasında artmasını hedeflediklerini aktaran Pakdemirli, "Tarım arazilerini, çiftçilerimize kiraya verme sürecini başlattık. Çiftçimiz isterse, 10 yıl sonra bu arazisini satın alabilecek. Bu uygulama kapsamında, toplam 218 bin çiftçimize, yaklaşık 125 milyon lira destek veriyoruz." bilgisini paylaştı.
Pakdemirli, gübre fiyatında yüzde 15 indirim yaptıklarını, arpa ve buğday desteklerini 5 kuruştan 10 kuruşa çıkardıklarını anımsatarak, "Buğday ve arpaya, kuru hububata özel olarak gübre desteğini yüzde 100 artırıyor ve 4 liradan 8 liraya çıkarıyoruz. Buğday ve arpada bugünden itibaren yeni sezon itibarıyla yeni hasatta dünya fiyatlarıyla satın alacağız. Bunun anlamlı, çiftçi elindeki ürünü en iyi şartlarda değerlendirecek." dedi.
"5 marketteki 50 üründe 2 ay boyunca yüzde 10 indirim"
Suyun tarım için çok önemli olduğunu ve yeterli kaynak alınırsa 2023 yılında Türkiye'nin su projelerinin biteceğini ifade eden Pakdemirli, "Bugünkü şartlar ve yatırım imkanları göz önüne alındığında bu yıllar biraz daha uzayacak gibi görünüyor ama bütçe dışı kaynaklarla bu işi nasıl yapabiliriz diye çalışıyoruz. Bakanlığımızın başarısının da su projelerinin tamamlanmasında olduğunu biliyoruz. Tarımsal hasılayı arttırmak istiyorsanız bu 2 milyon hektarı da açmanız gerekiyor. 2 milyon hektarı açtığınız zaman senelik en az katma değeriniz 15 milyar lira olacak." şeklinde konuştu.
Pakdemirli, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın öncülüğünde başlayan “Enflasyonla Topyekün Mücadele” programı kapsamında özellikle tarımsal getirileri de ilgilendiren ve tüketicinin son fiyatına etki eden birçok üründe önemli indirimler almayı başardıklarını ifade ederek, zincir marketlerle yapılan görüşmeler sonucunda, Carrefour, Bim, Şok, Migros ve Metro Marketlerindeki 50 üründe, 2 ay boyunca yüzde 10 indirime gidildiğini söyledi.
Bu süreçte her özel kurum, kuruluş ve birliklerin elini taşın altına koyması gerektiğine işaret eden Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin kamu maliyesiyle ilgili hiçbir sıkıntısı yoktur. Genel olarak baktığımızda temel göstergelerin hiçbirinde problem olmamasına rağmen Londra merkezli başlayan bir operasyonla özellikle döviz fiyatlarında bir hareketlilik gördük. Allah'a şükür belli bir zirve gördükten sonra aşağılara doğru iniş var. Burada gerçekten topyekün bir mücadele vermemiz gerekiyor."
YSM HABER MERKEZİ