İSTANBUL-MÜBERRA SARI(YSM) - Seracell, geliştirdiği yazılım ile sensörler aracılığıyla örtü altı tarımda verim artışı ve girdilerde tasarruf sağlıyor. Sensörler aracılığıyla seradan alınan verilere göre sulamada yüzde 60, gübreleme ve ilaçlamada yüzde 50’ye varan girdi maliyetlerini düşüren Seracell, verimi de yüzde 40 artırıyor. Ayrıca zamanında sulama, gübreleme tavsiyesinde bulunularak maliyet tasarrufu, verim kaybının azaltılması ve toprağın kimyasal bakımından kirlenmesinin önüne geçiyor.
Geliştirdikleri sensörler aracılığıyla seradaki hava sıcaklığını kontrol ederek ürünleri dona karşı koruduklarını belirten Seracell Kurucu Ortağı Mehmet Nuri Yumuşak, seranın optimum koşulların oluşmasını sağladıkları için sulama ve gübreleme reçeteleriyle yüzde 40 civarında verim artışı yaşandığını söyledi.
Geliştirdikleri sistemin kurulumunda kablo ve internetin gerekmediğini aktaran Yumuşak, modüler yapısı ile tüm sistemi satın almak yerine belirli sensörleri satın alınabileceğini aktardı.
Hedef pazarlarının ilk etapta Türkiye’de sera alanlarının en çok bulunduğu Akdeniz kıyısı olduğunu belirten Yumuşak, “Şu an 120 serada sensörlerimiz bulunuyor. Kendimize 5 yıllık bir projektör çizdik ve bu yıl içinde Türkiye’de kullanıcı sayımızı 3 bin civarlarına getirmeyi hedefliyoruz. Esas hedefimiz kısa süre içinde ihracat yapmak ve gelirimizin büyük bir kısmını ihracattan elde etmek. Yurt dışında özellikle Türki cumhuriyetlerinden Kazakistan ve dünyanın en büyük seracılık alanın olduğu İspanya’da Almeya bölgesi hedefimiz arasında. Yurt dışına açıldıktan sonra orta vadede 100 milyon dolar değerinde bir şirket olmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Hava ve toprağın durumu sensörlerle takip ediliyor
Ailesinin 50 yıldır Fethiye’de seracılık yapmasından dolayı kendi seralarında bazı ihtiyaçlardan yola çıkarak Seracell’i geliştirdiklerini ifade eden Kurucu Ortak Ahmet Ali Kıvrak, en büyük sorunlarının zirai don günlerinde sıcaklığın takip edilmemesi olduğunu belirtti.
Don dönemlerinde gece 2-3 kilometre uzaklıktaki seralara gidip nöbet tutulduğunu bildiren Kıvrak, “Bizim geliştirdiğimiz sistemle çiftçi çok basit bir şekilde pil ile çalışan sensörü koyuyor ve mobil uygulamadan seranın sıcaklığını takip edilebiliyor. Böylece belirlenen sıcaklık limitine düşünce serada, otomatik olarak aranıyor. Ayrıca seraya gidip gelme maliyetini de ortadan kaldırıyor.” ifadelerini kullandı.
Bir diğer problemin toprak ve hava verisini incelemeden gelişi güzel gübreleme yapılması olduğunu belirten Kıvrak, toprağın azotunu, fosforunu, nem, pH, EC ve NPK değerlerinin ölçümlerin yanı sıra havada karbondioksit, sıcaklık ve fotosentez için gerekli radyasyonunu takip eden sensörlerle veriyi işlediklerini aktardı.
Sensörlerle toprak verisi aldıklarını bildiren Kıvrak, “Sensörlerde radyo frekans teknolojisini kullanıyoruz. Ayrıca algoritmamız domates, çilek, muz gibi farklı bitkiler özelinde ve her sera tipi için farklı çalışıyor. Bitki sağlığı kasımında ise sera tavanında gezen kameralar yerleştiriyoruz. Kızılötesi kameralarla serayı tarayarak bitki sağlığı haritasını oluşturuyoruz. Böylece zamanında ilaçlama ile hastalığın önüne geçilmiş olunuyor. Burada en büyük hedefimiz de minimum ilaç kullanımı sağlamak. Serayı sürekli kontrol altında tuttuğumuz için hastalıkların oluşmaması için gereken şartlar oluşmuyor, dolayısıyla hastalık ortaya çıkması da azalıyor.” dedi.
3 günde 1,5 milyon TL fon topladı
Eylül 2020’de TÜBİTAK’ın 1512 bireysel girişim programına başvuruda bulunarak projelerini hayata geçirdiklerini kaydeden Kıvrak, 5 aylık bir mentörlük sürecinden sonra projeyi TÜBİTAK’a sunduklarını bildirdi.
Geçtiğimiz 28 Martta fon bulucu tarafından kitlesel paya dayalı fonlama turuna çıktıkları bilgisini veren Kıvrak, “3 gün içinde hedefimiz olan 1,5 milyon TL tutarı 1046 yatırımcıdan topladık. Bununla projeyi finansman edeceğiz ve daha ileriye taşımak için kullanacağız. Yine farklı bir TÜBİTAK projesiyle burada devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yurt dışına çıkmak için bir yatırım turumuz daha olacak.” şeklinde konuştu.
YSM HABER MERKEZİ
