Bu sene Davos’un teması “Güveni Yeniden İnşa Etmek” oldu.
Güven kavramının sorgulandığı ve güven oluşturmanın gitgide zorlaştığı bir dönemde iş dünyasının da önceliklerini yeniden tanımlaması gerekiyor.
Güven kavramının sorgulandığı ve güven oluşturmanın gitgide zorlaştığı bir dönemde, İsviçre'nin Davos kasabasında gerçekleştirilen 54. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), bu yıl "Güveni Yeniden İnşa Etmek” ana temasıyla yapıldı.
Güven kavramının sorgulandığı ve güven oluşturmanın gitgide zorlaştığı bir dönemde, Forum hakkında çok fazla yazılıp, çizildi.
“Yeniden inşa” kavramı, hayatınızın merkezine yerleşmiş durumda.
Ekonomik sistemlerden, doğanın korunmasına, gelir dağılımından, kapsayıcı temsiliyete kadar her alanda “yeniden inşa” etmeye ihtiyacımız var.
Enerji dönüşümü, yapay zeka, çeşitli ülkelerde 4 milyar insanı etkileyecek seçimler, olası salgın hastalıklar ve siber saldırılar gibi konuların şekillendireceği 2024 yılında, ön plana çıkacak 4 temel konu şunlar olacak:
1 - Küresel işbirliği ve güvenlik için liderler birlikte hareket etmeli
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, küresel yönetişim sistemlerinde reform çağrısını çok kez dile getirdi. Guterres, jeopolitik bölünmelerin iklim değişikliği veya yapay zeka gibi küresel zorluklara karşı harekete geçmeyi engellememesi gerektiğini de ifade etti.
Daha fazla işbirliği ve ortak çalışmaya yönelik bu çağrı zirve boyunca yankı buldu. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, “Birlikte hareket eder, akıllıca ve cesur kararlar alırsak” barış ve güvenliğin mümkün olacağını söyledi.
Ukrayna ve Gazze’deki çatışmaların ortasında, Forum’a katılan liderlerden barışa giden yolları dinledik. Tabi ki ihtiyaç duyulan işbirliği sadece güvenlik ve jeopolitik bağlamında gerekli değil.
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez ve Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yapay zeka yönetişiminde işbirliği çağrısında bulunurken, Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga ve IMF Başkanı Kristalina Georgieva, iklim değişikliğiyle mücadelede liderlik ihtiyacını vurguladı.
İşbirliği ve küresel dayanışmanın geliştirilmesi konularında aranan çözümlerin, kapsayıcı olması gerektiği de öne çıkan talepler arasında yer aldı.
2 -Yeni bir büyüme modeli gerekiyor
2024’te küresel ekonomiyi birden fazla faktör ve aynı zamanda riskler şekillendirecek.
Forum süresince, faiz artışları ve yüksek enflasyondan kaynaklanan belirsiz ekonomik görünüm birçok konuşmanın temelini oluşturdu.
Tüketim, ticaret modelleri, borç, enflasyonun soğumaya devam edip etmeyeceği, jeopolitik riskler ve kutuplaşma gibi konular liderlerin odaklandığı başlıklar arasında yer aldı.
Ortak görüş, küresel ekonominin 2023 yılında dikkate değer bir direnç göstermiş olduğu; fakat buna rağmen geleceğe yönelik tahminde bulunmak hala zor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde’ın ifade ettiği gibi “Yeni bir normalde yaşıyoruz ve normal olmayana doğru ilerliyoruz. Yaşanan zorlukların, belirsizliklerin ve risklerin üstesinden gelmenin tek yolu ise işbirliği ve ortaklıklar."
Bundan sonrasında ise liderlerin sorması gereken temel soru şu: “Büyüme nasıl yeniden canlandırılabilir? Güveni yeniden inşa etmek ve küresel barış nasıl sağlanabilir? ”
Forumda birkaç öneri gündeme geldi. Pedro Sánchez ‘yeni bir refah paradigması’ çağrısında bulunurken Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei serbest ticaret kapitalizmini savundu.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan bir rapor da, üretkenliği eşitlik ve sürdürülebilirlikle dengeleyen yeni bir büyüme modeli çağrısında bulundu.
Bu modelin merkezinde ise; yapay zekanın faydalarının adil dağılımı, cinsiyet eşitliği, kadın hakları, sağlığa erişim, iklim değişikliği ile mücadele konuları yer alıyor.
3 - İnsanlar daha iyi araçlara sahip olacak
Forumun en önemli gündemlerinden biri Yapay Zekâ oldu. Microsoft İcra Kurulu Başkanı Satya Nadella ve Pfizer CEO’su Albert Bourla’nın da söylediği gibi, bilimsel keşifl eri hızlandırma potansiyeli konusunda tüm liderler hem fikir.
OpenAI İcra Kurulu Başkanı Sam Altman, teknolojinin geliştirilmesinde tüm insanların yer alması gerektiğini, çünkü yapay zekanın birbirimizi anlamamızın yerini almayacağını söylüyor.
“Üretken Yapay Zeka: Dördüncü Sanayi Devriminin Buhar Motoru mu?” başlıklı oturumda konuşan Accenture Başkanı ve CEO’su Julie Sweet, geleceğin iş gücünün yapay zekanın sunduğu tüm avantajlardan yararlanmaya hazır olması gerekiyor. Yani, teknolojiyi bizden daha iyi anlayan birine kaptırmamak için, yapay zeka araçlarını herkesin öğretmesi gerekiyor.
Filozof Michael Sandel’in gündeme getirdiği soru ise oldukça önemli: “Yapay zeka; istihdam, adalet, mahremiyet ve demokrasinin ötesinde, insan olmanın ne anlama geldiğini etkileyecek mi?
Anlaşılan o ki, odaklanmamız gereken iki konu var: Niteliklerimizi geliştirmek ve insani bağlarımızı korumak.
4 - Tek kurtarıcımız hızlı davranmak
Dünya Bankası Grubu Başkanı Ajay Banga, Forum’da ‘varoluşsal bir iklim krizi’ yaşadığımızın altını çizerek, “Aciliyet duygusu bizim tek kurtarıcımızdır” dedi. Bu sözler, Forum boyunca tekrarlanan bir mesaj oldu.
ABD Başkanlığı İklim özel temsilcisi John Kerry’nin ‘COP28’den sonra ne yapmamız gerektiğine’ ilişkin bir oturumda söylediği gibi, “Teknolojiye sahibiz ama bunu yeterince hızlı kullanmıyoruz.”
Ingka Group CEO’su Jesper Brodin’in, “Gelecekteki iş modellerimizi doğanın ve kaynakların tükenmesine izin vererek şekillendirmeye devam edemeyiz; aksi takdirde oyun dışı kalırız” derken, “Enerji verimliliğine yeterince önem vermeyen şirketler daha az rekabetçi olacaklar” yorumu son derece önemli.
Bu durum, sadece iş dünyası için değil, aynı zamanda tüketicileri yüksek faturalardan korumak, enerji güvenliğini artırmak ve çevresel ayak izlerini azaltmak için de vazgeçilmez öneme sahip.
İklim krizi konusunda harekete geçilmemesi, sadece gezegen için sonuçlar doğurmuyor. Vanessa Kerry’in gündeme getirdiği gibi, “İklim krizi bir sağlık krizi”. Ya da Jane Goodall’ın dediği gibi, “Sahip olduğumuz tek evi yok ediyoruz.”
Bu değişim şart ve geri dönüşü yok; fakat geçişin adil olmasını sağlamak zorundayız. Bu da Novozymes Başkanı ve CEO’su Ester Baiget’in dediği gibi, yatırım ve finansman gerektiriyor. Ya da IMF Başkanı Kristalina Georgieva’nın dediği gibi, “Kaynakları zarar verdikleri yerden, fayda sağlayabilecekleri yere götürmek.”
UCL İnovasyon ve Kamu Amaçları Enstitüsü Kurucu Direktörü Mariana Mazzucato da bu görüşe katılıyor ve sorunun finansman eksikliği değil, ‘büyük bir yanlış yönlendirme’ olduğunu söylüyor.
IndustriALL Avrupa Genel Sekreteri Luc Triangle ise konunun bir güven meselesi olduğunu hatırlatıyor: “Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerdeki iklim eylemlerinin finansmanına yardımcı olmak zorunda. Bunu yapmazsak, bu eşitsizlik sadece büyüyecek ve kazananlar ve kaybedenleri olacak... Güvenin yeniden inşası sadece birkaç ülkeyle sınırlı kalamaz. Tüm dünyayı kapsamalıdır.”
Ekonomik kalkınmayla birlikte refah, refahla birlikte istikrar ve istikrarla birlikte barış gelmesini temenni ederek, küresel olarak devam eden savaşlar, zulümler son bulmalı! İnsanlık ve vicdanlar daha fazla soykırımlara, ölümlere ve işgallere izin vermemeli...!
Huzurlu ve barış dolu günlerimiz olsun!