Yeni “Matrah ve Vergi Artırımı” yayımlandı
Vergi ve diğer bazı alacakların yeniden yapılandırılması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin 7143 sayılı kanun, 18 Mayıs 2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Söz konusu kanun ile vergi, gümrük ve SGK alacaklarının ve çeşitli kanunlar uyarınca kesilen idari para cezalarının yeniden yapılandırılması, matrah artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi, yurt dışında bulunan varlıkların getirilmesi, üniversite öğrencilerine yönelik af, imar affı başta olmak üzere kapsamlı düzenlemelere gidildi.
Bu yazımda söz konusu Kanun’un 5. maddesinde yer alan “Matrah ve Vergi Artırımı” düzenlemeleri özetlenecektir.
Kanun'un özetine başlamadan önce, neredeyse gelenek haline gelen seçimlerden önce vergi barışı veya vergi affı adıyla çıkarılan yasaların kısa vadede Hazine’ye para girişi sağlasa da, uzun vadede yararlı olmadığını düşünmekte olduğumu belirtmek isterim.
Her şeyden önce bu gibi aflar, her ne kadar zor duruma düşen iyi niyetli mükelleflerin yaptığı ticaretinin matrahının inandırıcı bulunmaması ve zor durumda olan esnafın ödeyemedikleri kamu borçlarını ödemeleri için bir fırsat olsa da; vergisini zamanında ödeyen mükellefler nezdinde bir haksız rekabete yol açmakta, hatta bu mükellefleri cezalandırmış gibi olmakta, bu durum ise mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu azaltmaktadır.
Ayrıca, sık sık çıkarılan vergi afları uzun vadede vergi gelirlerini de olumsuz etkilemekte, tahakkuk eden verginin bir kısmı, “nasıl olsa af çıkar” inancıyla ödenmemektedir. Dolayısıyla, söz konusu af kanunları istisnai olmalı, bir seçim malzemesi olarak kullanılmamalıdır.
Kanunun vergilerle ilgili düzenlemelerinden en önemlilerini ise aşağıdaki şekilde özetleyebilirim:
Alacakların yapılandırılması
7143 sayılı Kanun ile genellikle 31.03.2018 tarihi ve daha önceki dönemlere ait vergi ve cezalar yapılandırma kapsamına alınmış olup yapılandırma için başvuru kanunun yayımını izleyen ikinci ayın sonuna (Kanun bu ay yayınlanacağı varsayımıyla 31 Temmuz 2018’e) kadar yapılabilecektir.
Ödeme ise peşin veya ikişer aylık dönemlerde azami 18 taksitle yapılabilecek olup, ilk taksit kanunun yayımını izleyen dördüncü ayın sonuna (30 Eylül 2018) kadar ödenecektir. Kanunda alacakların yapılandırılmasında, alacağın kesinleşmiş, yargı aşamasında veya inceleme safhasında olmasına göre farklı durumlar ayrı ayrı düzenlenmiştir.
1. Kesinleşmiş alacaklarda, ödenmemiş olan vergilerin tamamı ile kanunun yayım tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar kanunda belirtilen sürelerde ödenirse, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları silinmektedir.
Dolayısıyla devlet vergi aslı ve enflasyon farkını alıp faiz ve cezadan vazgeçmektedir. Vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarının ise yarısından vazgeçilmekte ve enflasyon farkı istenmektedir.
2. Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan alacaklar için alacağın yargıda hangi süreçte olduğuna göre farklı bir düzenleme yapılmıştır. İlk derece mahkeme aşamasında olan davalardaki vergi tarhiyatlarına ilişkin tahakkuklarda, verginin yarısı ile kanunun yayın tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi şartıyla, verginin yarısından, gecikme faizi ile gecikme zammından vazgeçilmektedir.
İstinaf, temyiz veya karar düzeltme aşamasında olan davalardaki vergi tarhiyatlarına ilişkin tahakkuklarda ise, en son kararın terkin, tasdik veya tadilen tasdik olması halinde tasdik edilen vergilerin tamamı, terkin edilen vergilerin %20’si; bozma kararı olması halinde verginin %50’si, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde onanan kısmın tamamı bozulan kısmın %50’si ile kanunun yayın tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile birlikte ödenirse, verginin kalan kısımlarından ve gecikme faiziyle zammından vazgeçilmektedir.
Bu hükümden yararlanılması için açılan davalardan vazgeçilmesi gerekmektedir.
3. İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler açısından ise kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir.
İnceleme ve takdir sonucu tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah incelemede bulunan matrah farkından indirilir.
Daha sonra, tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine kanunun yayın tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının; vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin ödenmesi şartıyla vergi aslının % 50’sinden, gecikme faizinden ve vergi aslına bağlı olmayan cezaların % 75’inden vazgeçilmektedir.
Matrah ve vergi artırımı
7143 sayılı Yasa ile getirilen diğer bir imkan, mükelleflere 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin olarak gelir vergisi, kurumlar vergisi, muhtasar ve KDV beyanlarını artırma imkanı tanınarak, artırım yapılan yıllar için bir vergi incelemesinden bağışık tutulmalarıdır. Söz konusu düzenlemeyi riskli işlemler yapmış olan mükellefler için bir çeşit sigorta gibi değerlendirmek gerekir.
Buna göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna (31 Ağustos 2018) kadar, 2013 takvim yılı için %35, 2014 takvim yılı için %30, 2015 takvim yılı için %25, 2016 takvim yılı için %20, 2017 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere artırırlar. Zarar beyan edilmesi, indirim istisna nedeniyle matrah oluşmaması veya beyanname verilmemiş olması halinde ise artırılacak asgari tutarlar kanunda her bir yıl ve mükellef türü için ayrı ayrı belirtilmiştir.
Matrah artırımında bulunan mükellefler, matrah artırdıkları yıllara ilişkin zararların yarısını ise gelecekteki mali karlarından indirim konusu yapamayacaklardır.
Ücret, serbest meslek ödemeleri, gayrimenkul sermaye iratları ve kooperatiflerin kira ödemelerine ilişkin stopaj beyanlarını 2013 yılı için %6, 2014 yılı için %5, 2015 yılı için %4, 2016 yılı için %3 ve 2017 yılı için %2 oranından; yıllara sari işlerde yapılan ödemelerde ise söz konusu yıllar için %1’den az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar artırmaları halinde vergi incelemesi yapılamayacaktır.
Yine, KDV mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2013 yılı için %3,5, 2014 yılı için %3, 2015 yılı için %2,5, 2016 yılı için %2 ve 2017 yılı için %1,5 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak bu kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar beyan ederlerse KDV açısından vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacaktır.
İlgili yıldaki işlemlerin istisna, tecil-terkin uygulamasındaki işlemlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV oluşmaması halinde ilgili yıllarda gelir veya kurumlar vergisi açısından matrah artırımında bulunulması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında KDV artırımında bulunulabilir.
Söz konusu kanunun uygulama sonuçlarını hep birlikte yakından izleyeceğiz. Mükelleflerin yakın zamanda yine böyle bir af çıkmayacağı(!) ihtimaline karşı kanunun tanıdığı imkanlardan yararlanmalarını tavsiye ediyorum.