Koronavirüsün ticari hayata etkilerini iyi anlamalıyız!
Bütün dünya'da olduğu gibi Türkiye’nin de gündeminde koronavirüs var. Türkiye’de koronavirüs vakasına rastlanmasının ardından, hastalığın yayılmasının önlenlenmesine yönelik girişimler açıklanmaya başlandı. Virüs sağlığın yanında ekonomiyi de olumsuz etkilemeye başladı.
Koronavirüs haberleri insanlarda bir tedirginlik ve panik havası oluşturdu. Çünkü, virüs nedir? Nasıl korunacağız? Belirtileri nelerdir? Kimler risk altında? Piyasalar, hemen hemen bütün ürünlerde virüs paniği yaşanmasıyla fiyatalarda riskli artışlaar başladı.
Marketlerde hijyenik ve kuru gıda madde satışları arttı, buda fiyatların yükselmesine neden oldu. Her geçen gün paniğin artması, rafların boşalma seviyesine gelmesi, dövizin ve borsanın yanı sıra petrol fiyatlarındaki dalgalanma ekonomiyi virüs paniği geçene kadar olumsuz etkileyecektir.
Ticari hayatta yaşanacak, çek-senet, borç-alacak, kira ödemeleri, ticari taahhütler, vergi ödemeleri vb. konularda sıkıntılar yaşanacağı için bir çok önlem paketi siyasi otorite tarafından planlama yapılııp açıklanacaktır. Benim izlenimlerimden bir kaç konuyu özetleyerek bir genellemede bulunacğım.
Virüsün iş hayatına nasıl yansır, etkileri ne olur, ne gibi önlemler alınmalı;
Seyahatlerin, organizasyonların, toplantıların veya kalabalık yerlerde bulunamama nedeniyle ister istemez bir ticari hayata etkileri olumsuz olarak görülecektir. Öncelikli olarak turizm sektöründe yaşanan toplantı ve rezervasyonların iptal edilmeleri ekonomik sıkıntıya yol açaçak seviyelerde. Bu durumda oteller, tur operatörleri ve uçak şirketlerinde ciddi anlamda müşteri kaybı ve ekonomik zararları oluşacaktır. Bunun nasıl telafi edileceği ise uygulamanın mücbir sebep olması halinde farklı değerlendirilecek olup, olmaması halinde uluslararası ihtilafların yaşanılması kaçınılmaz olacaktır.Yurt dışına yapılan ithalat veya ihracat işlemleri nedeniyle sıkıntılar yaşanabilecektir. Bugün birçok ürün başta Çin olmak üzere yurt dışından ithal edilerek karşılanmaktadır. Bu ithalat işlemleri genellikle firmaların karşılıklı taahhütlerinin yer aldığı akredetif uygulamaları ile gerçekleşmektedir.
Çin’de veya diğer ülkelerde var olan karantina veya işyerlerinin tatil edilmesi sonucu ithal edilen ürünün akredetif süresi içinde yerine getirilmemesi gündeme gelmiştir.
İthalat veya ihracat olaylarının dolaylı yansımaları iç piyasalara çok rahat yansıyabilecektir. Şöyle ki ithal ettiği ürünü hangi tarihte ülkede olacağını bilen kişi veya kurumlar bu ürünün satışını yapmış bu konuda resmî veya özel kurumlara taahhütler vermiş olabilir hatta bu işlemler için bankadan kredi kullanılmış, teminat mektupları verilmiş veya Çek senet verilmiş olabilir.
Tabii yurt dışından ürünün gelmemesi veya geç gelmesi nedeniyle ilgili kişi veya kurum bu taahhütlerini yerine getiremeyeceği için temerrüde düşecektir. Dolayısıyla virüs nedeniyle ödenmeyen Çek ve senetler olabileceği gibi, krediler, kredi kartı ödemeleri gibi yerine getirilmeyen taahhütlerde olacaktır.
Yine aynı şekilde kalabalık mekânları çalıştıran kişi veya kurumların gelirleri ister istemez düşecektir. Gelirlerinin düşmesi ise bu kişilerin gelir düşüklüğünü bir şekilde tedarikçilere ve her şeyden öncede mülk sahiplerine yansıyacaktır. Çünkü bu tür yerleri çalıştıranların tepkisel olarak ilk yapacakları şey işyerlerinin kira giderlerini azaltmak için ya bu salgın hastalık ortadan kalkana kadar kirasız dönem talep etmek ve/ veya kira indirimi istemek olacaktır.
Önümüzdeki günlerde koronavirüsün ticaret hayatımıza getirdiği değişiklere uygun olarak yaşamayı öğrenmek zorunda kalacağız.Hepimize sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle, sabırlı olmamızı temenni ederim.